23
Temmuz 1955 Cumartesi, Mersin…
Bugün
simitlerimi sattıktan sonra uğradığım İl Halk Kitaplığında
yaklaşık 2 saat araştırma yaptıktan sonra Aziz Antuan Katolik
Kilisesi önündeki Alman İskelesi’ne uğradım.
Denizin
içine yaklaşık 20 metre girmiş olan iskele ve çevresi
Mersinlilerin plaj alanı olmuştu.
İskele
üzerinden denizi ve Uray Caddesi ekseninde yapılanmış olan
bölgeyi gözledim uzun süre.
İnşaa
edildiğinde deniz kıyısında olan kilise, 1930’lu yıllarda
denizin doldurulması çalışmaları sonucunda, şu an denizden 300
metre kadar içeride bulunmaktaydı.
Eskiden
Mersin limanına yanaşan gemilerin uzaktan ilk gördükleri yapı,
kilisenin çan kulesiydi, bunun içindir ki liman inşa edilene kadar
çan kulesinde bir de deniz feneri bulunmaktaydı.
İl
Halk Kütüphanesi’nde edindiklerimin yanı sıra iskeleden
gördüklerim, Eski Mersin’in Uray Caddesi ekseni çevresinde
yapılanmış olduğuydu.
Bir
başka deyişle Uray Caddesi ve çevresi Eski Mersin idi…
Mersin’in
ekonomik ve sosyal merkezi olan Uray Caddesi; ticari hayatın
gelişmesini, cadde etrafındaki kurumları, kuruluşları ve
işyerleri ile kucaklamıştı.
1900’lı
yıllara doğru, Anadolu’nun güneyinde, Akdeniz kıyısında, bir
bucak, diğer adıyla Mersin Mutasarrıflığı doğmuştu.
Göçlerle
Mersin’e yerleşenler Kentleşmenin olmazsa olmazlarını sür’atle
yerine getirmekteydiler.
Regma
Gölü’nün bataklığa dönüşmesiyle birlikte Tarsus’un liman
özelliğinin kaybetmesi üzerine gözler büyük bir liman olabilme
özelliği gösteren Mersin Bucağına çevrilmişti.
1886’da
Adana Mersin Demiryolunun açılması ile de Mersin’in bölgesel,
ulusal ve uluslararası ticaret dünyasına açılması sağlanmıştı.
Aynı
yıl Mersin Ticaret Odası’nın kurulması Çukurova’da bir
ilkti.
Ardından,
1896 yılında, 12 ülke Mersin’de temsilcilik ve konsolosluk
açmıştı.
Böylelikle
Mersin her inanç, etnik yapı ve farklı kökenden gelenlerle bir
mozaik oluşturmuştu. Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Türk,
Arap, Kürt, Süryani, Ermeni, Beyrutlu, Niğdeli, Lazkiyeli, Girit
kökenli, Çerkez’i, Nusayri’si, Maroni’ si, Alevi’siyle.
Ovalarındaki
portakal çiçekleri kokusunun yanı sıra, Akdeniz rüzgarına eşlik
eden balık ve yosun kokuları ile yaşam keyfi veren mahallelerini,
evlerini, ibadethanelerini, ekmek teknelerini kurmaya başlamışlardı.
Ahenkli bir topluluk oluşturmuşlardı.
Uray
Caddesi’nin doğusunda, 1898’de kurulmuş olan, Latin Katolik
Kilisesi, caddenin ortalarında 1865’te yapımı
tamamlanmış Eski Camii ile Ezan ve Çan seslerinin birlikte
dinlendiği bu köy kasaba karışımı bu yerde, dünya
kardeşliğinin hüküm sürmesini sağlanmaktaydı.
Akdeniz’e
uzanan taş, tuz ve gümrük adları ile anılan iskelelerinin
hamalları, açıktaki gemilerden yük, yolcu taşıyan teknelerin
tayfaları, tüccarlar, simsarlar kardeşlik ve barış içindeydiler.
İstasyondan
iskelelere ulaşan yolların sağında ve solunda açılan
işyerlerinin ilk ticari adları Frenkçeydi .
İskelelere
paralel İskele yolunun adı zamanla Uray Caddesi olurken devamı da
Atatürk Caddesi olacaktı.
Kentleşmenim
bütün gereksinmeleri Uray Caddesi üzerinde, kuzeyinde ve sahilinde
gerçekleşecekti.
İskele
yolunun en doğusunda yer alan Kalafathane, Mersin limanı
yükleme boşaltma hizmetlerini sağlayan mavnaların,
römorkların, teknelerin bakım onarım tesisi olarak yerini
almıştı.
Latin
Katolik Kilisesinin Çan’ı ve Bezmi Alem Valide Sultan adına
yaptırılan Eski Camii’nin Hilal’i arasındaki yolun, Uray
Caddesi’nin, tam ortasına 1901 yılında, ön cephesinin mermeri
dantel gibi işlenmiş Hükümet binası yapılmıştı.
İstasyonla Hükümet
binası arasında trafiğe açılmış yol “İstasyon” Caddesi
olarak adlandırılacaktı. Sonradan adı İstiklal Caddesi olacaktı.
Mersin’e,
1886’da buharlı trenin ulaşması milat olarak alınırsa
Mersin, Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte tam 39 yıl boyunca
yerel ve Uluslararası iş dünyası olmanın zenginliğini de
yaşamıştı.
Valilik
Makamının yanı sıra, Adliye ve Devletin en seçkin kurumları
Hükümet Binası içinde ve çevresinde saygın yerini almışlardı.
Hükümet
Binasının hemen yanı başındaki Defterdarlık kurumu Türk
maliyesi ve hazinesinin göz bebeği olarak işlevini sürdürmekteydi.
Muhteşem
bir mimariye sahip, Türkiye’nin en eski kuruluşu T.C. Ziraat
Bankası da 1892’de caddenin ortasında yerini almıştı.
Aynı
cadde üzerinde, 1926 yılında, yabancı sermaye temsilcilerinden
Selanik Bankası yerini alacak ve ticari hayatın gelişmesine güç
verecekti.
Mersin
kent yönetimi, Belediyenin ilk binası da bu cadde üzerinde kendini
gösterecek ve İskele Caddesi’nin adını Belediye Caddesi
anlamında, Uray Caddesi olarak değiştirecekti.
Uray
Caddesindeki ticari faaliyetleri sürdüren tüccarlar ve ortaklıklar
çevredeki illerin ve ülkelerin en seçkin müteşebbislerinden
oluşmaktaydı.
Kayseri
kökenli Mersinliler demir ve inşaat sektörü malzemeleri ticareti,
Güneydoğu illeri kökenli Mersinliler bakliyat ve hububat ticareti,
Beyrut ve Halep kökenli Mersinliler pamuk ve bakliyat üzerine
uluslararası ticaret ve deniz lojistik işlevinde Mersin ve ülke
ekonomisine güç katmaktaydı.
Mersin’in
narenciye ürünleri üretim ve pazarlaması ile güçlenen yaş
sebze ve meyve sektörü temsilcileri Uray Caddesinin bir diğer yüzü
olarak, Uray Caddesi ekonomik yaşamında yerlerini almaktaydılar.
Uray
Caddesi Mersinlilerin eskilerine ve yenilerine bir ekmek kapısı
cadde olmuştu.
Mersin’in
nüfusunun ve Mersin hedefli Anadolu’dan göçlerin hızla
artışının temel nedenleri arasına Uray Caddesi ve çevresindeki
iskelelerdeki istihdam imkanları girmişti .
Uray
Caddesinde iş ve ticaret hayatının sağladığı kazançlar
Mersinlilerin sermaye birikiminin başlangıcı olarak Mersin ekonomi
tarihinde yerini almıştı.
Bu
yoğun ekonomik ve ticari hayatın içerisinde Azakhan, Taşhan gibi
anıtsal mekanları önemli rol oynamıştı.
Uray
Caddesi ve çevresinde konuşulan diller de Mersin’de uluslararası
ticari hayatın en önemli göstergesiydi.
Uray
Caddesi ticari sakinlerinin dili Türkçedir, Arapçadır,
Fransızcadır, İngilizcedir, Rumcadır.
Uray
Caddesindeki yoğun ticari faaliyetler ve bu caddedeki Devlet
kurumlarının varlığı birçok yan sektöre de mekan olmuştu.
Konsolosluklar,
avukatlar, gümrük komisyoncu yazıhaneleri, noterler, seçkin
kırtasiyeciler ve matbaalar, yerel gazete hazırlık ve basım
evleri, kibar ve titiz berberler, tüccar terzilerin hepsi Uray
Caddesi çevresinde yerlerini almışlardı.
Ortadoğu
ve Çukurova mutfağının en leziz tatlarını sunan aşevleri,
lokantalar.
Uray
Caddesi sakinlerinin dinlenme ve hoşça vakit geçirme mekanları da
Uray Caddesinin yakın çevresinde yerini almıştı.
Sahilde
iskele manzaralı Ziya Paşa Gazinosu, Mersinli Ahmet Kıraathanesi,
Millet Bahçesine Uray Caddesinin batı ucundaki Tüccar Kulübünü
de ekleyebiliriz.
Uray
Caddesinde Latin Katolik Kilisesi, eski Maroni Kilisesi olan
Nusratiye Camisi, Eski Camisi, Ziraat Bankası külliyesi, İl Kültür
Müdürlüğü binası ve son olarak Hükümet binası çok başarılı
restorasyon ve yenileme çalışmaları sonucu geleceğe taşınacak
sağlam bir yapı ve görünüme kavuşacaktı.