Konya Ereğli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konya Ereğli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2023 Çarşamba

İVRİZ'DE 1960-61 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI

 

19 Eylül 1960 Pazartesi, İvriz…

Madeni anahtar sesleriyle uyandım. Neler oluyor diye gözlerimi açıp, kafamı kaldırdığımda cibinlik ve okaliptüs ağaçlarını göremedim.

Neredeydim acaba?

Karabucak Okaliptüs Fidanlığı'nda olamazdım, ağaçları yoktu. Mersin Göçmen barakalarında da olamazdım. Olamazdım çünkü, ''geri döndüğümde hiç kimseyi yatağında görmeyeceğim'' sesi beynimde yankılandı. Ses Hüseyin Seçmen'e aitti.

Bir ranzanın üst katında İvriz yatakhanelerinden birindeydim.  Hüseyin Seçmen de nöbetçi öğretmendi. Demek ki İvriz'de, sıcak yuvamızdaydım. Sınıf arkadaşlarım yataklarından inip, hızla giyinmeye başlamışlardı bile.

Zamanda geriye, Cumartesi gününe gittim. Tarsus’tan bindiğim trende gecelemiş, Pazar günü de öğleden sonra İvriz’e gelmiştim.

Yaklaşık üç ay bir buçuk metre yükseklikte bir çardakta, cibinlikle çevrelenmiş bir yatakta gecelemiştim kardeşimle. Ranzanın üst katındaki yatağımı çardaktaki yatak olarak algılamış, okaliptüs ağaçlarını ve yaprakları arasından dans ederek geçen güneş ışınlarını aramıştım.

Zil ve anahtar sesleri denetimi ele almışlardı yine.

Kalktım… Elimi yüzümü yıkadım ve hızla giyindim. Yatağımı düzelttikten sonra etüte yetişmek üzere 3/A sınıfının yolunu tuttum. Henüz dersler başlamadığı için, dün göremediğim arkadaşlarımızla sarmaş dolaş olup yaz anılarımızı paylaştık.

Sabah kahvaltısından sonra tören alanında toplanmış, Okul Müdürü Kâmil Açan, yardımcıları ve öğretmenler yerini aldıktan sonra okul bandosu eşliğinde İstiklal Marşı söylenmişti. Andımız da okunduktan sonra Müdürümüz Kâmil Açan ‘’Günaydın Arkadaşlar, 1960-61 Eğitim ve Öğretim Yılı hepimize hayırlı olsun.’’ 

Dedikten sonra   ”Aramıza yeni katılan kardeşleriniz var. Öyle sanıyorum ki çok büyük bir bölümü ailelerinden ilk kez ayrılmıştır. Tanımadığı, tanımaya çalıştığı yepyeni bir çevredir okulumuz yeni gelen kardeşleriniz için. Kendilerini biraz garip, biraz yalnız ve biraz da üzgün hissediyor olabilirler. Onlara sahip çıkalım ve burasını sevdirelim.” 

Demiş ve okulun oldukça sıkı ve katı kurallarından uzunca bir süre söz etmişti. 

Okul Müdürümüzün konuşmasından sonra Müzik Öğretmenimiz Kemal Çuhalılar yönetimindeki bandonun eşliğinde, efsane öğretmenimiz Mehmet Karaman’ın başını çektiği zeybek oyunlarıyla ortamı bir şölen havasına dönüştürmüştü. Yarım saat süren oyunlardan sonra sınıflarımıza gitmiş ve ilk dersimize başlamıştık.

Okul Müdürümüz Kâmil Açan’ın iki yıl önceki bayrak töreninde söylediği gibi ‘’Eğitimin bir insanın hayatını devam ettirebilmek için öğrendiği her şey olduğunu, bir zamanı mekânı olmadığını, İnsanoğlu ölene kadar eğitimin sürdüğünü…’’ yaşayarak öğrenmiştik.

Aileden başlayan Eğitim İnsanoğluna kişiliğini, insanı insan olarak sevmeyi, paylaşmayı, yardımlaşmayı, sergilediği davranışları, ahlakı kazandırıyordu.

Öğretim ise okullarda gerçekleştiriliyordu. Müfredat programları çerçevesinde, bir amaca yönelik olarak yapılan sistemli bir uygulamaydı.

Daha yalın bir tanımla eğitim adam etmeyi, bir başka deyişle insan olmayı, öğretim ise bilgi kazandırmayı amaçlayan süreçlerdi.

Bulgaristan’dan Türkiye sınırlarına girdiğimiz andan itibaren hayatımızı devam ettirmek için çok şey öğrenmiştim. İvriz bunu birkaç adım daha ileriye taşımıştı.

İyi ki İvriz İlköğretmen Okulu öğrencisi olmuştum. Kazandırdığı beceriler ve öğretim yöntemleriyle hayata hazırlamış, önce kendimizi sonra da çevremizi sevecek şekilde donatmıştı bizleri…

1960-1961 Eğitim ve Öğretim Yılı bizlere neler kazandıracak ve hangi sürprizleri önümüze çıkaracaktı.

Bekleyip, görecektik…

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...