Köy Enstitüleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Köy Enstitüleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Nisan 2023 Pazar

KİMYA ÖĞRETMENİM MÜNEVVER BAÇ

 

2 Ekim 1961 Pazartesi, Çapa…

Rulo yapılmış büyükçe bir periyodik cetvel levhasıyla sınıfa giren Münevver Baç ‘’Günaydın Çocuklar, bu gün sizlerle evreni oluşturan maddenin, galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin ve doğal olarak yaşamın oluşumunun şifreleri üzerinde konuşmak istiyorum.

Bu şifrelerin farkına varabilir ve öğrenebilirsek insanlığın ihtiyacı olan her türlü maddeyi üretebilecek hale gelebiliriz.

Dedikten sonra periyodik cetvel tablosunu tahtaya astı. Bir süre sınıfı süzdükten sonra,

Sözünü ettiğim şifrelerin anahtarı tahtaya astığım periyodik cetveldeki sembollerdir. Farkına varacağınız sırlar ve şifreler kimya derslerine olan ilginizi arttıracaktır.

Dedikten sonra elindeki değnekle tablonun sol üst köşesini göstererek,

Periyodik cetveldeki en basit element Hidrojen’dir. Evrenin başlangıç yıllarında sadece Hidrojen atomları vardı. H sembolüyle gösterilen Hidrojen evrenin temel taşıdır. Bu nedenle atom numarası ‘’1’’ dir. Normal basınç ve sıcaklıkta renksiz, kokusuz ve yanıcı bir gaz olan Hidrojen evrendeki bütün maddeleri oluşturan bir elementtir.

Bir bakıma evrende aklımızın havsalamızın alamayacağı boyutlarda bir Hidrojen imparatorluğu vardı. Yerçekimi olarak bildiğimiz kütle çekimi nedeniyle milyarlarca Hidrojen atomu bir araya geldikçe, kütle çekimi de büyüdü.

Atomlar sıkıştıkça olağanüstü basınç ve sıcaklıklar ortaya çıktı. Hidrojen kolonilerinin merkezindeki olağanüstü basınç ve sıcaklıkta, önce iki hidrojen atomu kaynaşarak tablonun sağ üst köşesindeki Helyum atomunu oluşturdular.

Giderek, çekirdek kaynaşması ile Helyumun yanı sıra, Karbon, Oksijen, Nitrojen ve periyodik tablodaki Demir’e kadar olan diğer tüm elementleri de üretildi.

Evrenin ve yaşamın temel taşı olan Hidrojen elementinin çekirdek kaynaşması olarak bilinen sıcak füzyon yoluyla oluşan 16 atom numaralı Oksijen elementi tablonun ikinci sırasının sağ tarafında, Azotla Flor arasında yer almaktadır. Doğal koşullarda Oksijen yakıcı bir gazdır.

Atom numarası 1 olan Hidrojen yanıcı, atom numarası 8 olan Oksijen yakıcı bir gazdır. Her ikisi de biyolojik yapılar için zararlıdır. Oysa gezegenimizdeki yaşamın kaynağı ‘’SU’’ dur. Tam da bu noktada periyodik cetveldeki sırlar ve şifreler devreye girer.

Hidrojen ve Oksijeni belirli oranlarda birleştirebilmek…2 Hidrojen atomu ile 1 Oksijen atomu birleşerek SU molekülü ortaya çıkar. Su, canlılığın ve yaşamın hayati özüdür.

Basit yapılı bir molekül olmasına rağmen, bilim adamları, suyun gizemini hala tam olarak çözebilmiş değiller.

Diyen Kimya Öğretmenimiz Münevver Bac’ın dersleri de oldukça ilginç olmaya başlamıştı.

Köy Enstitülerinin yaşayarak ve yaşatarak öğrenme, öğretme yöntemleri burada da uygulanıyordu. İki saatin nasıl geçtiğini anlamamıştık.

Kimya derslerini de sevdik...

21 Kasım 2022 Pazartesi

SINIF BAŞKANI SEÇİLİYORUM

 


22 Eylül 1958 Pazartesi saat 17,30, İvriz…

1958-59 Eğitim ve Öğretim yılının ilk günü ve ilk dersimiz matematik... 

Dersimize Müdür Yardımcısı ve Matematik Öğretmeni Hikmet Göksel geldi. Kapıdan girer girmez hep birlikte ayağa kalktık.

-Günaydın çocuklar, oturun lütfen.

Oturduk. Bir süre sınıfı süzdükten sonra,

-Sınıfınızı idare katında temsil etmenin yanı sıra sınıftaki disiplinden de sorumlu olacak bir sınıf başkanı seçmelisiniz. Köy Enstitüleri ve ardılları olan Öğretmen Okullarında çalışan hizmetli sayısı yok denecek kadar azdır. Okulun işleyişi ve hizmetleri idare ile öğrenciler arasında paylaşılmaktadır.

Bu paylaşım Demokratik bir uygulamadır, herkesin söz hakkı vardır. Ancak yetki ve sorumluluğun paylaşımı belli kurallara bağlı olduğu gibi sıkı bir disiplini de içerir. Tam da bu noktada sorumluluk ve yetki verdiğimiz nöbetçi öğrencilerle sınıf başkanları devreye girer.

Dedi ve devam etti.

-Seçeceğiniz sınıf başkanı sınıftaki disiplinden sorumlu olmanın yanı sıra dersten önce sınıf defterini idareden almak, öğretmenler derse girmeden sınıf yoklamasını yapmak, sınıfın tertip ve temizliğini sağlamak, bunun için sınıftaki öğrencileri programlamak, hastalık ve benzeri nedenlerle sınıfta olmayanların numarasını yoklama fişine yazmak gibi görevleri olacaktır.

Tekrar sınıfımızı süzdükten sonra,

-Başkanlık için önerisi olan var mı?

Deyince Emin Özkan arkadaşım,

-Mehmet Akıncı’yı seçelim öğretmenim.

-Kimdir Mehmet Akıncı

Deyince parmak kaldırdım.

-Kalk bakalım Akıncı.

Kalktım ve kısaca kendimi tanıttım. Niğde Misli Köyü’nden geldiğimi, değişik nedenlerle ilkokulu beş değişik yerde okuduğumu söyledim. Beni dinledikten sonra

-Başka başkan olmak isteyen var mı?

Sorusuna karşılık bulmayınca,

-Akıncı’yı başkan olarak isteyenler parmak kaldırsın.

Dedi.  Sınıfın tamamı parmak kaldırınca oybirliği ile sınıf başkanı seçildim.

Böylece ilk demokratik uygulamamızı gerçekleştirmiş ve demokratik bir seçimle  sınıf başkanı seçilmiştim. Gerisi de gelecekti sonraki günlerde.

Seçim sonrasında Hikmet Bey beni yanına çağırarak,

-Tebrik ederim Akıncı. Başkan olarak görev ve sorumlulukların anladın mı?

-Teşekkür ederim öğretmenim. Anladım. Üzerime düşeni en iyi şekilde yapacağımdan emin olabilirsiniz.

-Geç yerine Akıncı…İvriz’de kurallar ve disiplin gerçekten büyük ve kırmızı harflerle yazılmıştır. Etütlerde arkadaşlarınızı rahatsız edici davranışlarda bulunmak, verilen ödevleri zamanında yapmamak, nöbetçi öğretmen ve öğrencilerin uyarılarına uymamak, sınıf başkanını zora sokacak davranışlarda bulunmak, sigara içmek, içerken yakalanmak, yüz kızartıcı bir suçla yakalanmak affedilmez davranışlardır.

Bunların herhangi birinden dolayı disiplin kuruluna gönderilmek istemezsiniz. İstemezsiniz çünkü okuldan bir iki hafta uzaklaştırılma cezasının yanı sıra başka okula sürgüne gönderilme ve bütünüyle okuldan uzaklaştırılma cezaları da alabilirsiniz.

Bu nedenle sizleri değişik konularda uyaran öğretmenlerimize, nöbetçi öğrencilere ve sınıf başkanlarına karşı gelmek gibi bir düşünce hiç bir öğrencinin kafasından bile geçmemelidir.

Kurallar ve disiplin başarının temel koşuludur diyen Hikmet Göksel Öğretmenimiz dersinin iki saatini bu konulara ayırdı.

Hikmet Bey’den sonra gelen diğer öğretmenlerimiz de Kurallar, sorumluluklar ve yetki paylaşımı, okuma ve bilgilenme, imece usulü çalışma ve hepsinden önemlisi de karşılıklı saygının önemi üzerinde durdular.

Söylediklerinin önemini ve getireceği başarıları ve olumlu sonuçlarını görecektik yıllar geçtikçe.

9 Kasım 2022 Çarşamba

İVRİZ ÖĞRETMEN OKULU İÇİN İLK ADIM


17 Eylül 1958 Çarşamba, Misli…

Leyli meccani olarak adlandırılan parasız yatılı okullar fukara çocuklarının kurtuluş reçetesiydi.

Köy Enstitüleri ve ardılları olan öğretmen okullarıyla askeri okullar leyli meccani olarak öğrenci almaktaydılar.

Hem Öğretmen Okulları hem de askeri okullar aydınlık Türkiye için yetiştiriyordu öğrencilerini. İvriz öğretmen Okulu da bunlardan biriydi.

18 Ağustos’ta iki gün süren parasız yatılı sınavlarına katılmış, kendimce oldukça başarılı da olmuştum. 25 gündür sonuçlarını bekliyordum.

15 Eylül Pazartesi akşamüzeri, Niğde’den gelen köy otobüsüyle birlikte benim için müjdeli haber geldi.

İvriz Öğretmen Okulu Müdürlüğü gönderdiği yazıda yazılı sınavı kazandığımı ve 19 Eylül Cuma günü yapılacak sözlü sınavda hazır bulunmam gerektiğini yazmıştı.

Kardeşim kazanamamıştı. Buruk bir sevinç yaşandı evimizde.

Bayezid öğretmenimizin de devreye girmesiyle, kardeşimin önümüzdeki yıl ilkokul beşinci sınıfı tekrar ederek bilgilerini taze tutması kararlaştırıldı.

Bir yolunu bulup Mersin’de beden işçisi olarak çalışmakta olan babama durumu bildirdik.

Akıncı Ailesinin, buruk da olsa, mutluluğunu paylaşmak ve beni sözlü sınav için Konya Ereğlisi’ne yaklaşık 10 km uzaklıktaki okula götürmek için geliyordu. Dün öğleye doğru da geldi.

İki oğlundan birinin parasız yatılı olarak okuma hakkını kazanma aşamasında oluşuna çok sevinmişti. Gözlerinin içi gülüyordu. Ellerini havaya açarak ”Hamd-ü senalar olsun” diyerek dualar etti.

Bu sabah erkenden otobüsle Niğde’deki bitpazarına gittik. Bana takım elbise, gömlek ve ayakkabı alındı. Evin bazı ihtiyaçları da tamamlandıktan sonra eve döndük.

İçim içime sığmıyordu. Alınanları giymek ve üzerimde nasıl durduğunu görmek istiyordum. 

Gerçi almadan önce denemiştik ama yine de evde görmek istiyordum.

Giydim…

Alınanların hepsi üstüme tam oturdu. Bendeki çalımı görecektiniz.

Hem yazılı sınavı kazanmış hem de takım elbise sahibi olmuştum. Çocuklar gibi şendik deyimi tam da bana uymuştu…

Ben alınanları prova mahiyetinde giyip, kendimce çalım atarken kardeşim arkadaşlarıyla çelik çomak oynamaya gitmişti üzüntüsünü belli etmemek için.

Yaklaşık yarım saat sonra ben de çıktım çelik çomak oynanmakta olan alana. Başta Osman olmak üzere diğer arkadaşlarım kutlayıp, başarı dileklerini ilettiler.

Osman’a anasının evde olup, olmadığını sordum. Olumlu yanıt alınca da Hatice Teyzeyi ziyarete gittim.

Ellerini öptüğüm Hatice Teyze’ye ödünç aldığımız ‘’Osman’ımın Pantolon Parası’’ 10 Lirayı verip, binlerce teşekkür ettim.

İvrizli olmaya bir adım kaldığını, bunun gerçekleşmesinde bize verilen 10 Liranın önemini anlattım.

-Hakkını helal et Hatice Teyze.

Dedim. Gözleri yaşarmış ve duygulanmıştı.

-Helal olsun evladım. Sen de benim çocuklarımdan biri sayılırsın…

Hatice Teyze’den sonra okula gittim.

Bayezid öğretmenim 1958-59 Eğitim ve Öğretim Yılı için hazırlık yapıyordu. Güler yüzle girdiğimi görünce kazandığımı anladı. Beni yetiştirmenin ve sınav kazandırmanın gururunu yaşıyordu.

Saygıyla ellerini öptüm, verdiği emekler ve yardımları için teşekkür ettim.

Köy Enstitüleri ve ardılları olan Öğretmen Okulları ve İvriz üzerinde bir süre sohbet ettikten sonra,

-Önemli olan yazılı sınavları kazanmaktı Mehmet. Sözlü sınavı nasılsa kazanırsın. Buradaki başarılarını orada da sürdür.

-Teşekkür ederim öğretmenim. Hiç kuşkunuz olmasın. Kendi şansımı yaratmanın, hazırlıklı olarak fırsatla karşılaşmak olduğunu öğrendim. Her zaman sınıf birincisi olmak için çalışacağım.

-Aferin sana…Bundan hiç kuşkum yok. Ben de senin gibi öğrencilere yardım edebildiğim için çok mutluyum.

Tekrar teşekkür ederek eve döndüm.

Bana önce İvriz’in sonra da tüm öğrenim hayatımın kapılarının açılmasını sağlayan başta Bayezid Tuna Öğretmenimiz olmak üzere Hatice Teyze ile Yakup Amcayı hiç unutmadım, şükranla andım.

Mekânları Cennet olsun dedim…

 



8 Kasım 2022 Salı

İVRİZ ÖĞRETMEN OKULU YAZILI SINAVLARI

 

20 Ağustos 1958 Çarşamba, Misli…

Anamın dualarıyla Pazartesi sabahı Niğde’ye gidecek olan köyün külüstür otobüsünü kaçırmamak için zamanından önce çıktık evden. Hareketinden yaklaşık 15 dakika önce yerimizi almıştık otobüste.

Hareket saatinden önce otobüs dolmuştu. Her otobüse binen,

-Hayrola çocuklar, sabah sabah nereye?

-İvriz Öğretmen Okulu Leyli Meccani sınavlarına gidiyoruz.

-Nedir O?

-Öğretmen Okulları, parasız yatılı okul sınavlarıyla, başarılı köy çocuklarını alıyorlar. Okutuyorlar, öğretmen olarak yetiştiriyorlar.

-Allah yardımcınız olsun, başarılar dileriz.

Dediler. Teşekkür ettik.

Yolculuk boyunca İvriz’deki parasız yatılı okul ve Köy Enstitüleri konuşuldu. Daha doğrusu ben anlattım onlar dinledi.

Misli Köyü’nde ilkokuldan sonra eğitim ve öğrenimini devam ettiren pek öğrenci olmamıştı. Köyde Orta Okul olmaması en büyük engellerden biriydi. Ailelerine yardımcı olmayı seçmişlerdi. Seçmek zorunda kalmışlardı, çünkü ailelerin çocuklarını Niğde’de okutacak ekonomik güçleri yoktu.

Tarlalarında tahıl hasadı, hasat sonrası ürünün saplarından ayrılması, sonrasında patates ve burçak hasadında da çalışıyorlardı.

Biz ilklerdendik. Köyden çıkmayı, uçmayı denedik. Bu nedenle köyde hem öğretmenlerimizin hem de köy sakinlerinin nazarında özel bir yerimiz oldu.

Yarım saat yolculuktan sonra, saat 08,00’de,  Niğde’deydik.

Bizi karşılayan Bayezid Tuna öğretmenimiz önde biz arkasında sınav salonuna gittik. Saat 09,00’da başlayan birinci oturumda Matematik dersinden yazılı sınava vardı.

Sınav sorularını görünce neşem yerine geldi. Hepsi bildiğim sorulardı. Rahatlıkla, zamanından önce bitirdim. Bir kez daha kontrol ettim.

Sınavdan çıktığımızda bizi beklemekte olan Bayezid öğretmenimiz yüzümün güldüğünü görünce,

-Mehmet sınavın oldukça iyi geçmişe benziyor. Gülümsemenden bu sonucu çıkardım. Mustafa senin durumun nasıl?

-Ağabeyiminki kadar iyi değil. Yine de Allah’tan ümit kesilmez.

-Haydi çocuklar, birlikte bir öğle yemeği yiyelim. Öğleden sonraki sınava tok karnınızla girin.

Dedi. İnce bir davranıştı, babamız gibiydi. Köy Enstitüsü kökenli öğretmenler böyleydi.

Yemek yerken bir taraftan da sınavla ilgili izlenimlerimizi dinledi. Olumlu yanıtlar vermiştik. Memnun oldu, gözlerinin içi gülüyordu. Çok emek vermişti bizlere. Yemekten sonra bizi sınav salonuna kadar götürüp, başarılar diledi. 

Saat 14,00’de başlayan ikinci oturumda  Fen Bilgisinden sınav vardı. Zorlanmadan bütün soruları yaptım. İlk gün sınavları benim için oldukça iyi geçti. Sınav salonu çıkışında Bayezid Öğretmenimiz bizi bekliyordu. Yanında köyümüzden biri daha, Yakup Amca vardı. 

Bayezid öğretmenimiz önce sınav sonuçların sordu. Ben oldukça iyi olduğunu söyledim. Kardeşim biraz tereddütlüydü, yine de iyi geçtiğini söyledi.  Oldukça olumlu yanıtlar alan öğretmenimiz, 

-Gece nerede kalacaksınız, kalacak yeriniz var mı?

Diye sordu. Her nasılsa, Niğde’ye sınavlar için geldiğimizi öğrenmiş olan köylümüz Yakup Amca,

-İtirazları olmazsa ben de kalacaklar Hocam. Ben onları yarın sabah erkenden getirir, size teslim ederim.

Dedi. Neden itirazımız olsun du? Yatacak yerimiz yoktu. Bize sahip çıkmıştı. Çok duygulanmıştım Yakup Amcanın da bize sahip çıkmasına.

-Tamam, öyleyse, yarın görüşürüz çocuklar.

Dedikten sonra Bayezid öğretmenimiz bizden ayrıldı.

-Bu gece benim misafirim olacaksınız.

Diyen Yakup Amcanın peşine düştük. Niğde Kalesi yamaçlarında bulunan bir mağara girişini kendine mekân edinmiş, bir bekarın oturabileceği mağarayı eve dönüştürmüştü.

Kapadokya’nın giriş kapısı olarak bilinen  Niğde’deki kale mağarası da rahatlıkla oyulmuş, istenilen şekli almıştı. 

-Mağara hem serin oluyor, hem de kira ödemek zorunda kalmıyorum.

Dedi Yakup Amca. Bize yer ve yatacak yer gösterdikten sonra karnımızı doyurdu. Yemekten sonra da çalışma ortamı sağladı.

Salı sabahı kalktığımızda kahvaltıyı hazır bulduk. Peynir, zeytin ekmekle çayımızı içtikten sonra da sınav salonuna götürdü.

-Allah zihin açıklığı versin çocuklar.

Dediği sırada da Bayezid öğretmenim gelmişti.

İkinci gün birinci oturumda Türkçe, öğleden sonraki ikinci oturumda Sosyal Bilgilerden sınav olduk. Bana göre Sınavları başarıyla geçmiştim. Son sınavdan çıktığımızda bizi bekleyen Bayezid Öğretmenim,

-Haydi çocuklar birlikte birer çay içelim.

Dedikten sonra civardaki kahvehanelerden birine götürüp, çay söyledi. Sınavla sorularıyla ilgili bilgi aldı. İki gün süren yazılı sınavlarda oldukça başarılı olmuştum. Olmak zorundaydım. Yaz tatilinde iyi hazırlanmıştım. Sorular hiç yabancı gelmemişti.

Sonuçtan memnun oldu. Kardeşim Mustafa benim kadar emin değildi yaptıklarından.

-Hiç belli olmaz, üzülme Mustafa.

Dedikten sonra bizi otobüs garajına kadar götürüp yolcu etti.

Akşamüzeri köye dönmek üzere bindiğimiz otobüsteki Misli sakinleri,

-Geçmiş olsun çocuklar. Nasıl geçti sınavlarınız?

Oldukça iyi geçti.

-Allah başarılarınızın devamını getirsin.

Yolculuk boyunca Köy Enstitüleri ile ardılları olan Öğretmen Okulları konuşuldu. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan köye geldik. Anam heyecanla kapıda bizi bekliyordu. Bizi görünce yüzü aydınlandı.

-Bitti mi sınavlarınız?

-Bitti ana. Sınavlarımız başarılı geçti, kazanacağız inşallah.

Yüzüne yayılan gülümsemeden anamın çok mutlu olduğunu anladım. Biz de mutlu olmuştuk.

Sonuçları bekleyip görecektik…

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...