sarı çiçekli yer fıstıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sarı çiçekli yer fıstıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Haziran 2022 Pazartesi

OSMANİYE YERFISTIĞI TARLALARI

 


2 Ekim 1951 Salı, Osmaniye…

Pazar günü pamuk hasadının sona ermesiyle birlikte işsiz, yurtsuz kaldık derken, pamuk hasadındaki Elçimiz Osmaniye’deki yer fıstığı hasadında iş bulduğunu müjdeledi ve helallik isteyerek ayrıldı.

Elçi ayrıldıktan yaklaşık yarım saat sonra, Osmaniye’de yer fıstığı üreticisi ile bizim aramızda işbirliğini sağlayan ve hane halklarının üretimlerini kayıt altına alacak olan Çavuş, kasası oldukça büyük bir kamyonla bizleri aldı.

Halil Dedemi toprağa vermiş olduğumuzdan, Elbistan Köylerinden 25 kişi olarak çıkan Karagözlüler Osmaniye’ye 24 kişi olarak gidiyorlardı.

Kamyonumuz harekete geçtikten yaklaşık bir saat sonra, sarı çiçekleriyle yol kenarındaki tarlaların bazılarında kendini gösteren bitkinin yer fıstığı olduğunu, daha doğrusu yer fıstığının toprak üzerindeki kısmı olduğunu anlamıştım.

Pamuk hasadının sona ermesinden bir gün önce, kantarda görevli mevsimlik işçi üniversite öğrencisi Faruk Abi bana, buradan sonra belki Osmaniye yerfıstığı tarlalarında iş bulabiliriz diye, Güney Amerika kökenli sarı çiçekli bu bitki hakkında biraz bilgi vermişti.

Güney Amerika kökenli olan bu sarı çiçekli bitki, baklagiller familyasından tek yıllık, yazlık, çok değerli bir yağ kaynağıydı aynı zamanda. Bezelye, bakla ve fasulye ile akraba olan yerfıstığı bunlardan meyvelerini toprak içinde meydana getirmesiyle ayrılıyordu.

Kökeni Amerika olan sarı çiçekli bu bitki,  Amerika’nın keşfinden sonra Portekizliler tarafından 16. yüzyılda gemilerle önce Avrupa’ya getirilmiş, buradan Afrika ve Asya kıtalarına yayılmış, daha sonra da Pasifik adalarına götürülmüştü.

Osmaniye yer fıstığı kabuklu, kabuksuz, tuzlu, tuzsuz, çeşnili ve baharatlı olarak bir çok farklı çeşidi bulunmaktaydı. Severek tüketilen Osmaniye yer fıstığı çok lezzetli, çok sağlıklı ve çok ekonomik bir çerez olarak sıkça tercih edilmekteydi.

Böylece, yeni bir iş koluyla tanıştırıldık. Yer fıstığı hasadı ve kabuklarından ayrılması…

Yer fıstığı hasadı ve işlenmesi için de mevsimlik işçiler çalışmakta ve yine elçiler devreye girmekteydi.

Elçilik sisteminin iyi tarafı işçilere konaklayabilecekleri yer göstermeleriydi. İşlenme kolaylığı ve verimlilik açısından tarlalara yakın kapalı binalar, hangarlar yapılmıştı. Hangarları ve çevresini barınma yeri olarak seçmemiz sağlandı.

Yer fıstığının çerez olarak kullanılabilmesi için kabuklarından ayrılması gerekiyordu.

Günümüzde bu işlem oldukça gelişmiş ayırma makineleriyle yapılmaktaysa da, 1951’li yıllarda insan emeği ile yapılıyordu. Baş parmakla diğer parmaklar arasında sıkıştırılarak fıstık kabuğundan ayrılıyordu.

Kabuklarından ayrılan yer fıstıklarının ağırlıklarına göre ücret ödenirdi.

Ailemizin kışlık nafakasını çıkarabilmek için çocuklar da kabuklarından ayırma işinde çalışıyordu.

Güçsüz parmaklarımız buna uygun olmadığı için, yer fıstıklarını kabuklarından dişlerimizle ayırıyorduk.

Bu tür bir ayırma işleminin yaşlılık dönemlerinde dişsiz kalacağımıza neden olacağını bilemezdik.

Nitekim sonraki yıllarda bütün dişlerimi kaybedecektim…

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...