29 Temmuz 2022 Cuma
TOPRAKKALE DE GÜNÜBİRLİK İŞÇİLİK
![](http://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfXC5O0jo-QWMHUjTE9M_WHJdm4aF4WY0Pw4Y43W3CzVt0lelV4lcbl9MlOG8CRQ2Wulxg82FZkHj1p_hHRc6e3vgXx1ME_bVJlBAMXcZTl9eOz2wGoWK5bh5cJomD_MhGoI6ggQQB6NTBfADEEIb48WRLE-XHpmmDqCGUzfjIWg5f/s220/Anadolukava%C4%9F%C4%B1%20(116).jpg)
23 Temmuz 2022 Cumartesi
YERLEŞKEMİZ OSMANİYE KARAÇAY MAHALLESİ
8 Ağustos 1954 Pazar, Osmaniye...
Niğde Misli Köyü’nden Osmaniye’ye geleli bir hafta oldu. İkinci kez Osmaniye kasabasındaydılk.
İlk
gelişimiz ya da tanışmamız, Çukurova’da Mevsimlik İşçilik
dönemi olan 1951 yılının ekim ayında olmuştu.
Pamuk tarlalarındaki hasat sonrasında, Osmaniye kasabasının dışındaki yer fıstığı ambarlarından birinin çevresinde çadırlar kurmuştuk.
İki ay sonra, fıstık hasadının da sona ermesiyle, Düziçi Yeşilova Köyünde kışı geçirdikten sonra Misli’ye gitmiştik.
Döndük dolaştık yine Osmaniye’ye gelmek zorunda kaldık.
Babam, Karaçay Mahallesi’nde, Karaçay Nehri kıyısında, iki katlı bir ahşap evin arkasından ahşap merdivenle çıkılan üst katı kiralamıştı.
Ev sahibimiz Halil Amca bizi güler yüzle karşılamış, ikinci sınıfa geçmiş öğrenciler olduğumuzu öğrenince de adeta sahiplenmişti.
Cana yakın, güler yüzlü gönlü zengin olan ev sahibimizi sevmiştim.
İki odası olan kiralak evimizin zemini tahtaydı. Gezindikçe gıcırdayan tahtalar üzerinde, alt katta oturan ev sahibimizi rahatsız etmemek için azami özeni gösteriyorduk. Ses geçirgenlilği azalsın diye üzerine hasır, hasırın üzerine de kilim sermiştik.
Misli’den getirdiğimiz kerevetler duvar diplerine yerleştirildikten sonra içi saman dulu duvar yastıkları da yerleştirildi.
İlk birkaç gün içinde, ev sahibimizin de yardımlarıyla, yerleştik evimiz.
Kiralanan bu ahşap evin önünde oldukça büyük bir bahçesi vardı Karaçay Deresi'ne doğru uzanan.
Ev, mahremiyeti sağlamak için, duvarlarla çevrilmiş olup, duvarlaru sarmaşıklar sarmıştı.
Eve yerleştikten bir gün sonra çevreyi, özellikle Karaçay Deresi’ni, keşfe çıktık kardeşim Mustafa ile.
Sonraki günlerde, öğretmenlerimden ve bazı sohbetlerimizde ev sahibimizden edindiğim bilgiler Osmaniye, Karaçay Mahallesi ve deresi hakında oldukça doyurucu bilgilere ulaşmamı sağladı.
Amanosların en güney ucunda bulunan İslahiye tepelerinden doğan Karaçay Deresi, 42 km’si Osmaniye il sınırları içinde olmak üzere, 70 km’lik bir akıştan sonra Ceyhan Nehri’ne katılıyordu.
Karaçay Deresi dik yamaçlardan aşağıya inerken 25 metre yüksekliğinde şelaleler oluşturmakta ve rotasına eşsiz güzellikler katmaktaydı.
1954’lü yıllarda doğal akışına bırakılmış olan Karaçay Deresinin dağlardan sürüklediği çalı çırpı ve odunlar vardı kenarlarında ve oluşturduğu adacıklarda.
Kış gelmeden derenin sürüklediği odunları toplayabilir miydik kışlık yakacaklarımızı oluşturmak için?
Babamın olurunu aldıktan sonra topladık ulaşabildiklerimizi…
Kışın, Çukurova’nın doyurucu yağmurlarıyla birlikte çok geniş bir akış alanı oluşan derenin oluşturduğu adacıklarında, yazın gelmesiyle birlikte çiçeklenen ve meyveye durmuş yabani ağaçlar vardı alabildiğine.
Çiçekleri pembe ve beyaz olan dikenli bir ağaç türüydü bunlar. Meyveleri kırmızı, turuncu ya da sarı renkliydi.
Renkleri beni zamanda geriye, Bulgaristan’daki köyümüz Karagözler’e götürdü.
Köyümüzü ortasından geçen dere kenarında da bulunurdu bu dikenli ağaçlardan. Baban Alıç ağacı olduğunu söylemişti.
Muşmula ile benzerlik gösteren alıç ağacının meyveleri kırmızı, turuncu ya da sarı renkliydi.
Mayhoş bir tadı bulunan alıç ekşi muşmula diye de bilinmekteydi.
Bunları toplayıp satabilir miyiz? Diye de düşündüm bir an.
Babam, bir taraftan günlük günlük işçi olarak çalışırken bir taraftan da Aile içi ekonomiyi de devreye sokmanın çarelerini arıyordu. Buldu da.
Bir süre sonra günlük tarım işçisi olarak çalışmaya başlayacaktık yer fıstığı hasadında. Üstelik bu kez günlük ücret aldığımız gibi, iki yıl öncekinin aksine, tarladaki yer fıstıklarını topraktan çıkaracak ve seçilmiş olan güneşli bir yere kurumaya bırakacaktık.
![](http://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfXC5O0jo-QWMHUjTE9M_WHJdm4aF4WY0Pw4Y43W3CzVt0lelV4lcbl9MlOG8CRQ2Wulxg82FZkHj1p_hHRc6e3vgXx1ME_bVJlBAMXcZTl9eOz2wGoWK5bh5cJomD_MhGoI6ggQQB6NTBfADEEIb48WRLE-XHpmmDqCGUzfjIWg5f/s220/Anadolukava%C4%9F%C4%B1%20(116).jpg)
BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM
15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7OCJ3WsSs67XqxYAZM0ywR_4No_phPTWDAF8j79aqBxBUXKEDuXhq4Aao182vHdu-leSPVQ6uG-z7VS5vjltjmlFcBAzbPUmPABx5I1PtexkLIvbmRArFuHOKFRVMhLnjY14KrxpFjlib3vUFDb_fPZ1CPc_lvTMaVoo8A89yin1iKhUS7PE5EFNrmKTV/w640-h426/An%C4%B1lar_1964%5B1%5D.jpg)
-
Yaşamımda ve sosyalleşmemde önemli bir yeri olan Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi ve sonrasında eğitimimi sürdürdüğüm Ankara ...
-
15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...
-
ANILARIMA GİRİŞ Emine ve Ahmet Akıncı anısına… Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani düşmanla son...
-
17 Eylül 1958 Çarşamba, İvriz… Sözlü sınavların başlayacağı önemli ve heyecanlı bir gün bugün… İvrizli olabilmek için biraz sonra başlayac...
-
22 Eylül 1963 Pazar, Ankara... Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Liselerinde ders başı yapalı bir hafta oldu. Bu süre içinde, kayıtlı b...
-
23 Şubat 1964 Pazar, 2. akşam etüdü... Maltepe Demirtepe'deki geçici binamızda, akşam ikinci etüdündeyiz. Yarınki derslerin ödevleri bi...
-
22 Eylül 1963 Pazar, Atatürk Lisesi... İkinci akşam etütündeyiz. Ödevlerim bitti. Anı defterimi açarak geçen haftanın izlenimlerini yazmaya...
-
1941 yılında Köy Enstitüsü olarak kurulan ilk enstitülerden biriydi İvriz Öğretmen Okulu. Adını Enstitünün kurulduğu yerin 9 km. doğusund...
-
12 Nisan 1964 Pazar, Ankara... Bu sabah kahvaltıdan sonra, Cezmi Bayram arkadaşımızın da yönlendirmesiyle, Üniversiteliler Kültür Derneğ...
-
11 Eylül 1961 Pazartesi, Haydarpaşa… İlk kez 1951 yılın Nisan ayının 26’sında, Bulgaristan'dan göç sırasında, Edirne’den Maraş Elbistan...