Bulgaristan çiftçileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bulgaristan çiftçileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Temmuz 2022 Pazar

BUĞDAY HASADINDA HÜSRAN

 


5 Temmuz 1953 Pazar, Misli (Konaklı)…

Bulgaristan’da çiftçiler tahıl ektikleri tarlalarından bire yirmi, bazen de bire otuz ürün alırlardı.

Misli koşullarında bu oranı bekleyemezdik ama hiç olmazsa bire on ürün beklentimiz vardı.

800 kg buğday ekmiştik, yaklaşık  8000 ile 10000 kg arasında bir ürün beklentimiz vardı.

Oysa geçen hafta Cuma günü, harman sonrasında çuvallara doldurduğumuz buğday danelerinin miktarı 800 ile 1000 kg civarındaydı.

Tarlaya attığımız gübreler, yaptığımız emekler, hayvanları besleme giderlerimiz hesaplandığında oldukça zararlı çıkmıştık.

Hüsrana uğramıştık…

Bütün emeklerimizin karşılığı harman sonrası kalan samandı.

Ne olmuştu da bizi hüsrana uğratan bir sonuç ortaya çıkmıştı?

Deniz seviyesinden 1200 metre yüksekteki dağlarla çevrili Misli Ovası oldukça soğuk rüzgârların etkisindeydi. Yüksekliği ve dağlarla çevrili olması denizlerden yükselen su buharlarının bölgeye geçişine engeldi.

Yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlıydı. Bozkır özelliğine sahip ovada bazen kuraklık afeti olurdu. Tarımsal ürünlerin yetişme döneminde yağışların yeterince düşmemesi ya da zamanından geç düşmesi tam bir kuraklık afeti olarak kendini göstermekteydi.

1952 yılını 1953 yılına bağlayan kış ayları oldukça karlı ve dondurucu soğuklarla geçmişti. Babam ektiğimiz 800 kg buğdayın don etkisiyle çürümesinden korkmuştu önce. Buğday saplarının ve danelerinin gelişme dönemleri olan Nisan, mayıs aylarında da yağmur yağmasını beklemişti.

Neredeyse her gün tarlaya gider olmuştu. Ne var ki ailece beklentimiz gerçekleşmemiş, Misli Ovası şiddetli bir kuraklık yaşamıştı.

Harman sonrası bize kalan samanın büyük bir bölümü, altımızdaki mağarada biriktirdiğimiz hayvanlarımızın dışkılarından olan gübre ile karıştırılarak, yazlık ve kışlık yakıtımız olan tezek yapımında kullanıldı. Geriye kalan saman da soba tutuşturmakta kullanılacaktı.

Babam 800 kg buğdayın yarısını en yakın değirmende öğüterek una çevirdi kışlık ekmek, börek ve bazlama için. Geriye kalan 400 kg buğday için ne yapacağına karar verememişti.

Oldukça üzgün olan babam, Niğde ve ilçelerinin yanı sıra Kapadokya bölgesinde de iş aradı…

Hiçbir yerde iş yoktu…

Olmadığı içindir ki, hasadının geliri önümüzdeki yaza kadar idare edemeyecek olan ailelerin büyükleri Çukurova’ya gitmişlerdi.

Acaba tekrar Çukurova’ya, az çok tanıdığı Adana’nın kazası Osmaniye’ye gitmeli ya da önümüzdeki yıl çiftçiliği bir kez daha denemeli miydi?     

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...