Kayıtlar

Berdan Nehri etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Lise mezunu olarak Tarsus

Resim
  30 Haziran 1964 Salı, Tarsus... Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi öğrencilerinin üniversite giriş sınavlarının da sonlandırılması üzerine, bu sabah Hipodrom Caddesi üzerindeki otobüs garajından saat 08;30'da bindiğim otobüs 8 saatlik yolculuktan sonra beni Tarsus'a ulaştırmıştı. Karabucak Okaliptüs Ormanı İşletme Şefliği'nin, Kleopatra Kapısı civarından kalkan, saat 17;00'deki servis arabasına uçucuna yetişmiştim. Direksiyonda hareket saatini bekleyen Mahmut Abi beni görünce arabadan indi. Her zaman olduğu gibi, bu kez de, sarılarak karşıladı. Hal hatır sorduktan sonra ''Hele bir Karabucak İşletme Şefliği'ne ulaşalım. Yetkililerden biri mutlaka vardır, ki hepsi seni ve kardeşini tanır ve severler. Seni Turan Emeksiz Ağaçlama Sahasındaki ailene sağ salim ulaştırırım bugün.'' Dedi. Çok mutlu olmuştum. Teşekkür ettim. Hem Mahmut Abi hem de geçen yıl kullandığı traktörde ''Şoför muavini'' olarak çalıştığım Adem Abi de kerd...

TARSUS TURAN EMEKSİZ AĞAÇLAMA SAHASI

Resim
  23 Ocak 1961 Pazartesi, Tarsus… İvriz'in kazandırdığı alışkanlıklar nedeniyle, gün ışırken kendiliğimden uyandım. Doğrulup etrafıma bakındım. Bu kez şaşırmadım. Tarsus Turan Emeksiz Ağaçlama Sahası'nda, ailemin yanındaydım. Odamdan çıktığımda anam, günümüzde krep dedikleri, akıtmalardan yapıyordu. 'Hayırlı sabahlar anacığım.'' deyip ahşap evin içine göz attım. İki oda bir mutfaktan oluşuyordu. Dikkatimi çeken diğer ayrıntıya gelince, Akıncı Ailesi'nde ilk kez yemek masası görmemdi. Yer sofrasından kurtulmuş  olmak beni mutlu etmişti. ''Kalktın mı Mehmet... Baban çevreyi kolaçan etmek için çıktı. Biraz sonra gelir, kahvaltı ederiz.'' Dedi. Dışarı çıktım. Evin dışında artezyen kuyusu açılmış, akar su vardı. Elimi yüzümü yıkayıp, giyinmiştim ki babam da geldi. Kahvaltı sırasında okul ve başarılarım üzerinde konuştuk. Mutlu olmuştu, gözleri parlıyordu... Kahvaltıdan sonra babam, orman muhafaza memuru olarak, sahayı dolaşmaya giderken ben de B...

KİREÇ BADANALI KÜMESTEN EVİMİZ

Resim
5 Haziran 1960 Pazar, Karabucak Tarsus… Yanmış kireç kokusu ve su şırıltılarıyla uyandım. Gözlerimi araladığımda karşılaştığım bembeyaz duvarlar, ilk anda, hastanede olduğum duygusunu uyandırdıysa da bir an için nerede olduğumu anımsayamadım.  İvriz’de miydim, Misli Köyü’nde miydim, yoksa Mersin’de miydim? Mersin’de olamazdım, barakaların duvarları böyle bembeyaz değildi. İvriz aklıma geldiyse de ranzalardan birinde olmadığım gibi kardeşim Mustafa yanımda yatıyordu? Neredeydim acaba? Bulgaristan’dan ayrıldığımız 1951’den beri sürekli yer değiştirdiğimiz için, bazı sabahlar kalktığımda nerede olduğum konusunda çekincelerim oluyordu. Yatakta doğruldum... Tavanıyla birlikte bütün duvarları bembeyaz ve pencereleri olmayan oldukça küçük bir odadaydık. Sineklik olarak tanımlayabileceğim tel örgüden yapılmış kapısından giren ışıkla aydınlanmıştı yattığımız yer. Yattığımız odanın normal bir kapısı yoktu yani. Yatakta bir süre oturup, odaya göz gezdirdikten sonra zihnimi t...