Muhacir doğum kağıdı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Muhacir doğum kağıdı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mart 2022 Cumartesi

BULGARİSTAN GÖÇ ANILARINA GİRİŞ

ANILARIMA GİRİŞ

Emine ve Ahmet Akıncı anısına…

Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar, yani düşmanla sonuna kadar dövüşenler, çekilen ordunun ric’at hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir.

K. ATATÜRK

BİRİNCİ BÖLÜM

BALKANLAR VE GÖÇ HAREKETLERİ

Türkler, yaklaşık 700 yıl, Bal ve Kan anlamına da gelen Balkanlar’da yaşadılar. Bazı tarihçilere göre Balkanlar, aslında Dağlık ve Ormanlık yer anlamına gelmektedir. Karadeniz ile Adriyatik Denizi arasındaki dağlık ve engebeli sahaları oluştururlar. Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna-Hersek ve Romanya’da yaşayanlara Balkan Türkleri denilmektedir.

Türklerin, Türkmenlerin göçleri, tarihimizin en üzücü sayfalarını oluşturmaktadır. Balkan Türkleri dramının edebiyatımıza da yansıması birçok duygusal romanın ortaya çıkışını sağlamıştır. Çünkü Balkan Türk Edebiyatı bir ölçüde göç hareketleri ve gerçeklerinin aynasıdır.

Osmanlı Beyliği 1300’lü yıllarda Bizans’a yakın sınır bir bölgede ortaya çıkmıştı. Rumeli’ye geçiş, Osmanlı Devleti’nin büyümesinde en etkili rolü oynamıştı. Gelişme Rumeli’de gerçekleşmiş, Edirne Osmanlının İkinci Başkenti olmuştu.

Bu nedenle Osmanlı Devleti, Rumeli güdümlü bir Türk- İslam Devletiydi. Bugün Anadolu ve Anavatan olarak kabul ettiğimiz pek çok şehrimizin fethi, Rumeli’de fethedilen pek çok şehirden sonra olmuştur. Osmanlı Rumeli’deki varlığını güçlendirmek ve sürdürebilmek için, Anadolu’daki pek çok Türkmen grubunu sürgünler ve iskânlar neticesinde Rumeli’ye yerleştirmişti.

Rumeli’ye yerleşecek olan Türk ailelerinin öncelikle gönüllü olması istenmiş, gönüllü olmadıkları takdir de zorla sürgün edilerek fetih edilen bölgeye iskân ettirilmişti. 14. yüzyıl ortalarındaTürklerin Rumeli’ye geçişi, Balkanlar’ın tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş, Osmanlı Devleti büyümüş ve 600 yıl sürecek bir imparatorluğa dönüşmüştü.

Balkanlar’ın dağlık ülkelerinden biri olan Bulgaristan’da kurulmuş olan İkinci Bulgar İmparatorluğu 14. yüzyılın sonlarında dağılmış, ortaya çok sayıda küçük krallıklar çıkmıştı. Osmanlı bu durumu fırsat bilip, Bulgar İmparatorluğu’nun topraklarını fethe başlamıştı. 1389’da Çandarlı Ali Paşa tarafından fethedilen Şumnu bölgesi, ki doğduğum Karagözler Köyü de bu bölgede yer alıyordu,

Osmanlı döneminde stratejik önem taşıyan askeri üslerden biriydi Şumnu ya da Şumen. Şumnu bölgesine yerleştirilen Türkler ve Türkmenler Osmanlının ileri karakolu olmuş, Viyana’ya doğru büyümesini sağlamıştı.

Ne var ki 1683’te gerçekleşen İkinci Viyana kuşatmasının başarısız olması imparatorluk için sonun başlangıcı oldu. Bu tarihten itibaren Osmanlı Devleti, artık kendi gündemini kendi tayin edemez bir hale getirildi, Osmanlının gündemini daha çok Avrupalı devletler belirledi.

Osmanlı Devleti’nin göçler konusunda en çok sıkıntı yaşadığı ve zorlandığı dönem, 93 harbi olarak da bilinen, 1877-78 Osmanlı Rus harbinden sonra gerçekleşen 93 göçüydü.

93 harbinden sonra Anadolu’ya göçmek zorunda kalan beş buçuk milyon civarındaki Türkün en az 500 bin kişisinin, yollarda eşkıyalar ve çeteler tarafından öldürüldüğünü tarih kitapları yazmaktadır.

Daha çok 93 Harbi olarak bilinen, 1877–1878 Osmanlı Rus Harbi yaklaşık bir yıl sürmüş, Rus orduları önemli bir dirençle karşılaşmadan Yeşilköy’e kadar ilerlemişti. Osmanlı Devleti Ayastefanos Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştı.

Batı Avrupa ülkelerinin itirazları nedeniyle antlaşma geçerliliğini yitirmişti. Yeniden imzalanan Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devlet’i toprak ve nüfuzunu büyük ölçüde yitirmiş, Tuna Vilayeti ’nin Sofya, Vidin, Rusçuk, Tırnova ve Varna Sancakları üzerinde küçük bir Bulgar Prensliği kurulmuştu.

1389'da girdiğimiz Bulgaristan’dan, 1878'de gerçekleşen Bulgaristan'ın bağımsızlığına kadar, yaklaşık 500 yıllık bir zaman Osmanlı hakimiyetinde kalmıştı.

Batı Avrupalı devletleriyle birlikte Çarlık Rusyası da, Bulgar Milli Devleti ile birlikte, Balkan milli devletlerinin kurulması ve şekillenmesi açısından, Türklerin Balkanlar’dan Anadolu’ya göçünü adeta zorunlu hale getirmişti. Biz de onlardan biriydik.

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...