Kayıtlar

Selahattin Taran etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ANKARA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU'NA SEÇİLDİM

Resim
31 Mayıs 1963 Cuma, Çapa İstanbul... Sevincimden yere göğe sığamıyorum. Sığamıyorum çünkü Ankara Yüksek Öğretmen Okulu vizesi onaylandı. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hayalimin gerçekleşmesi için, başlangıçta karşı çıkan Ekrem Zeki Ün, her dersinden önce konuyu açtığımdan ve sonraki yıl içinde de başının etini yiyeceğim anlaşıldığından vize vermek zorunda kaldı. Bugün saat 10:00'da Öğretmenler Kurulu Toplandı. Ben de heyecanla kuruldan çıkacak kararı bekliyorum kurul odasının önlerinde. Zaman bir türlü geçmek bilmiyor. ***** Nihayet saat 12:00'de Matematik Öğretmenim Tevfik Aras kapıda göründü. Adeta uçarak yanına ulaştım. -Kutlarım Akıncı. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na gönderilme kararın oybirliği ile gerçekleşti. -Teşekkür ederim öğretmenim. Sayenizde gerçekleşti. -Ekrem Zeki Üngör'ü nasıl razı ettin ki bugün gitmen konusunda olumlu oy kullandı. -Bıktı benim ısrarlarımdan. Önümüzdeki yıl başına bela olacağımın farkına vardığı için olumlu oy kullanmıştır. Ba...

AYÖO HAYALİM GERÇEKLEŞMEK ÜZERE

Resim
  31 Mart 1963 Pazar, Çapa İstanbul... Ülkü'ye verdiğim Özel dersten yeni geldim. Huzur bulduğum çinileriyle ünlü kütüphanemize iniyorum. Önce, beni hem rahatlatacak hem de bilgilendirecek bir kitap arıyorum. Amerikalı yazar  Herman Melville 'in dünyaca ünlü romanı Moby Dick   ( Beyaz Balina ) gözüme çarpıyor. Geçtiğimiz aylarda, Enver Naci Gökşen'in bu kitap hakkında konuştuğunu anımsıyorum. Moby Dick, hem edebiyat tarihi açısından, hem de verdiği okuma keyfiyle gözden kaçırılmaması gereken bir romandır. Demişti Enver Naci Gökşen... Kitabı okumayı sonraya bırakarak anı defterimi açıyor ve geçmiş günlerin özetini yapmaya başlıyorum. ***** Öncelikle vurgulamak istediğim olgu, ''Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hayalim'' gerçekleşmek üzere. Piyano Öğretmenim Halil Bedii Yönetken ile Resim Öğretmenim Selahattin Taran'dan Ankara Yüksek Öğretmen Okulu vizesini aldım. Kolay olmadı... Her iki öğretmenimin derslerinden önce, bıkmadan usanmadan üç aydı...

EKREM ZEKİ ÜN AYÖO VİZESİ VERMİYOR

Resim
  7 Şubat 1963 Perşembe, Çapa İstanbul... Bugün ilk dersimiz Ekrem Zeki Ün'ün keman dersiydi. Ders bitiminde sınıftan ayrılmıştı ki arkasından yetişerek, -Ekrem Öğretmenim, birkaç dakikanızı bana ayırabilir misiniz? -Akıncı biliyorsun, çok meşgulüm. Çabuk söyle ne istediğini. -Öğretmenim, belki farkına varmadınız. Piyano öğretmenim Halil Bedii ben de müzik kulağı olmadığını söyledi. Mırıldandığı bir melodiyi piyanoda çalmamı istediğinde başarısız oldum. Ayrıca Matematik Öğretmenim Tevfik Aras, Öğretmenler Kurulu Kararı ile beni Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na göndermek istiyor. -Tevfik Bey yanlış yapıyor. Yüksek Öğretmen Okulu'na, buraya gelmeden önce bulunduğun öğretmen okulundan da gidebilirdin. Çapa'ya gelerek, senden daha yetenekli olabilecek birinin yerini aldın, önünü kestin. Benim onayım yoktur. Dedi ve gitti Ekrem Zeki Ün. Ardından bakakaldım. Bir an moralim bozulur gibi olduysa da kendimi çabuk toparladım. Vazgeçemezdim. Vazgeçerseniz kaybedersiniz. Özd...

ANKARA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU HAYALİ

Resim
  4 Şubat 1963 Pazartesi, Çapa İstanbul... Yarıyıl tatili bitti. Bayrak merasiminin sona ermesiyle birlikte ikinci yarıyıl dersleri başladı. Sevgilisine kavuşmuş gibi hissettim kendimi... İlk günün gevşekliği vardı hem öğrencilerde hem de öğretmenlerde. Fazla zorlanmadık uyum için. İkinci akşam etüdündeyiz... Sınıfta hafiften konuşmalar, tatil anıları ve aşıkların özlem gidermeleri var. Anı defterimi açarak ilk günün özetini yazacağım ama, mırıltılardan kafamı toparlayamıyorum. Nöbetçi öğretmen de sınıfları dolaşıp gittiğine göre, En iyisi kütüphaneye inmek. Kütüphanede benden başka kimse yok. Eğitim Enstitüsü ve Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri henüz tatilden dönmemişler. Anı defterimi açıyor ve yarıyıl tatilinin özetini yazmaya başlıyorum.                                                    ***** Okulun ikinci döneminin başladığı bu ilk günde, ...

KEMAN ÖĞRETMENİM EKREM ZEKİ ÜN

Resim
27 Eylül 1961 Çarşamba, Çapa… Keman Öğretmenimiz Ekrem Zeki Ün Çapa Öğretmen Okulu Müzik semineri oluşumunu sağlayan kişiydi. Olağanüstü disiplinli olduğunu, en ufak hataları affetmediğini öğrenmiştik eski öğrencilerinden. Haftada 10 saat müzik dersinin 2 saati Resim Semineri öğrencileriyle ortak yapılıyordu. Bugün yalnız Müzik Semineri öğrencilerine yönelik 4 saat dersimiz vardı.   Çok yoğun bir çalışma temposu olduğundan, dersleri Çarşamba sabahına toplanmıştı. İlk iki saat müzik teorisi ve kompozisyon üzerine konuşma yaptığını öğrenmiştik üst sınıflardan. Sonraki iki saat uygulamalı ders olup, keman tutma, yay çekme ve parmakları kullanma üzerine çalışılacaktı.  Resim Seminerindeki arkadaşlarımızın da Selahattin Taran ile 4 saat dersleri vardı. Onların da ilk iki saati kuramsal olup, son iki saati uygulamalıydı. Müzik Seminerindeki 17 arkadaşımla birlikte, alt kattaki müzik odasına girdiğimizde, üzerinde bir keman bulunan piyanonun başına oturmuş bizi bekliyordu E...