Tarsuslu Derviş Çavuş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tarsuslu Derviş Çavuş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Ocak 2023 Perşembe

TARSUSLU DERVİŞ ÇAVUŞ

5 Haziran 1960 Pazar, Tarsus Karabucak…

Bu yaz kısmet, Tarsus Karabucak Okaliptüs Orman Fidanlığı’ nda mevsimlik işçi ailelerinden biri olmaktı.

Dün Mersin’den gelmiş, fidanlıktaki kanallardan birinin kıyısında tavuk kümesinden bozma yaklaşık 12 metrekarelik bir yeri, yanmış kireçle badana yaparak, yeni konutumuz haline getirmiştik. 

Bugün, Allah ne verdiyse yaptığımız sabah kahvaltısından sonra, Halil Amca önümüzde Akıncı Ailesinin erkekleri, ki kardeşim Mustafa ile ben de dahildim bu tanıma, fidanlık dikim alanının yolunu tuttuk.

Su tahliye kanallarından birinin yanında ağaç dikim alanı olarak hazırlanmış bir parselde çalışan 15-20 işçinin başında bulduk Tarsuslu Derviş Çavuşu.

Mevsimlik işçilerin alımı, çalıştırılması ve yevmiye defterine işlenmesi konusunda yetkili kılınmıştı Tarsuslu Derviş Çavuş.

Halil amca bizleri tanıttı Derviş Çavuşa. Mustafa ile benim öğrenci olduğumu özellikle vurguladı.

Derviş çavuş çantasından çıkardığı yevmiye defterine bizleri kaydettikten sonra, babamı bedensel güç isteyen işlerden birine gönderdi.

Kardeşimle bana dönerek tüplerde hazırlanmış okaliptüs fidelerinin toprakla buluşmasını sağlayacaksınız, yani toprağa dikeceksiniz dedi.

Böyle bir iş verilmesine sevindim. Kazma ve küreklerimizi alarak diğer işçilerin yanında yerimizi aldık.

Fidanların dikilecekleri yerler önceden işaretlenmişti. Bir tarafına da arabalar dolusu hayvan gübresi yığılmıştı. İlk fidanımı dikmek için işaretlenen yere, okaliptüs ağacı fidanının içinde yer aldığı kesenin boyundan daha derin bir çukur kazmıştım.

Çukuru kazarken üstten alınan toprakla dipten çıkarılan toprakları ayrı yerlerde biriktirmiştim.

Toprağı bu şekilde ayırmak fidanın sağlıklı yetişmesi için oldukça önemliydi, Salih Ziya Büyükaksoy böyle söylemişti. Çukuru tamamladıktan sonra da içine bir kürek kadar hayvan gübresi koymuştum. Kardeşim de beni gözlemiş ve aynen uygulamıştı.

İşe başlamamızın ilk günü olması nedeniyle Derviş Çavuş dikkatle bizi izlemişti. Uygulama yöntemimizi beğenmiş olmalı ki ‘’Aferin çocuklar’’ Demişti. Ben de ona İvriz İlköğretmen Okulu tarım derslerinden ve Salih Ziya Büyükaksoy’dan söz etmiştim. Bu konuşmadan sonraki günler ve aylarda Derviş Çavuşla tatlı bir diyaloğumuz olmuştu.

Derviş Çavuş diğer işçilerin yanına gidince dikim işlemine devam etmiştim. Tüplü fidanı yan yatacak şekilde yere koymuş ve içinde yer aldığı plastik kesenin tabanını keskin bir bıçak yardımıyla kesip, fidanı çıkarmıştım. Fidanı hazırladığım çukura dik olarak koymuş, etrafına önce kürekle üst toprağı sonra da alt toprağı atmıştım. Toprakla fidanın dengesini sağladıktan sonra fidan etrafındaki toprak birikintisine fidanı ezmeden ayaklarımla bastırmıştım. Arkamızdan gelen bir başka mevsimlik işçi de dikilen fidanlara can suyu vermişti.

Başlangıç iyi olmuş, iyi olmaya da devam ediyordu.


BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...