Sardağı eteklerindeki Elbistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sardağı eteklerindeki Elbistan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mart 2022 Salı

ŞARDAĞI ETEKLERİNDEKİ ELBİSTAN

 

11 Mayıs 1951 Cuma, öğleden sonra…

Bin bir zorlukla ulaştığımız Sardağı eteklerindeki Elbistan, denizden yaklaşık 1200 metre yükseklikte olan bir havzada kurulmuştu.

Havzanın etrafı, yüksekliği yer yer 2000-3000 metreyi geçen dağlarla çevrilmişti. 

İlçenin en geniş ovası, kendi adıyla anılan Elbistan ovasıydı. 

Elbistan Ovasının yer aldığı bu havza 3000 metreye varan yüksek dağlarla çevrilmiş olup, derin, uzun geçitler ve boğazlarla kaplıydı. Bu nedenle, bir yerleşim yerinden diğerine geçilmesi çok zordu.

Havzanın Batı ucu, yüksekliği zaman zaman 2.500 metreyi geçen Binboğa Dağları ile sınırlanmıştı. Güneyinde ise 3050 metre yüksekliğinde Berit ve 3090 metre yüksekliğinde Nurhak dağı havzanın en yüksek noktalarını oluşturuyordu.

Bizim yolculuğumuzdaki felaket yolu olarak tanımlanan bölüm, Gâvur Dağı olarak anılan, aslında Nurhak Dağları içindeydi. Gâvur dağlarını zorlukla aşarak ulaştığımız Elbistan hakkında ilginç bilgiler edinmiştim Maraş’ta…

Elbistan 13. Yüzyılda Dulkadiroğluları Devletinin merkeziydi. Anadolu Beyliklerinden biri olan Dulkadiroğluları 1298-1522 yılları arasında Anadolu’nun güneyinde, Elbistan merkez olmak üzere kurulmuştu.

Bir Türkmen Devleti olan Dulkadiroğluları Oğuzların Bozok kolundan olup, ilk reisleri de Zeyneddin Karaca Bey’ di.

Bazı tarihçilere göre Antik Ablasta, zamanla Elbistan adına evrilmiş. Köken bilim, Ablasta adının ‘’gür su akıntısı’’ ya da ‘’su geçidi akıntısı’’ olabileceğini söylemektedir.

Gerçekten de Elbistan’ın içinden Ceyhan’ın başlangıç kollarından biri, Söğütlü Çayı geçmekteydi.

Yıllar sonra, yörenin demografik yapısını değiştirmek amacıyla Balkan Muhacirlerinin gönderildiğini öğrenecektim.

Geçmişte, bazı tarihçilere göre, Alevilerin Saklı Payitahtı olduğu söylenen Elbistanlılar da bunun farkındaydılar.

Kızılbaşlar olarak da bilinen aleviler, demografik yapının değişmesini istemediklerinden, aleviler dışında yapılacak yeni iskanlara pek sıcak bakmamışlardı, bakmadılar da…



BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...