11 Ağustos 2023 Cuma

ÜNİVERSİTELİLER KÜLTÜR DERNEĞİ


12 Nisan 1964 Pazar, Ankara...  

Bu sabah kahvaltıdan sonra, Cezmi Bayram arkadaşımızın da yönlendirmesiyle, Üniversiteliler Kültür Derneği'ne gittim.

Yaklaşık 20 kişinin bulunduğu dernekte odalardan biri adeta bir dersliğe dönüştürülmüştü. Sıralar, öğretmen kürsüsü ve yazı tahtasının da bulunduğu odada Ayvaz Gökdemir bazı hazırlıklar yapıyordu.

Cezmi Bayram beni diğer arkadaşlarla tanıştırdı.

''Mehmet Akıncı 1951 yılında gelen Bulgaristan Muhacirlerinden biri. Asimilasyondan kurtulmak ve babasının deyimiyle ''Dinimizi, gelenek ve göreneklerimizi kurtarmak için'' göç etmişler.''

Tanışma faslı bittikten sonra, Ayvaz Gökdemir'in uyarısıyla sıralarda yerimizi aldık.

Ayvaz Gökdemir öğretmen Kürsüsünde, hitabeti güçlü bir öğretmen olarak konuşmaya başladı.

Sevgili kardeşlerim, Milli duygularla yanıp tutuşan genç arkadaşlarım. Derneğimize yeni katılanlar oldu, olmaya da devam edecek.

Üniversiteliler Kültür Derneğimizde, yetişme arzusu ile güdülenen-isteklendirilen Ülkücü genç arkadaşlarımız kutsal hareketimize pek çok katkıda bulundular.

Sohbetlerimizin önemli bir bölümü Din ve Dindarlık kavramları üzerineydi. İslâmiyet’in toplumumuza kazandırdığı değerlerin farkında olmak, her probleme çözüm arayışlarında başvuru kaynaklarına İslâm’a öncelik vermekti.

Bir süre sonra, başvuru kaynağı için, ayet ve hadisler tarandı. Çeşitli konulardaki ayet ve hadislerin tasnif çalışmaları yapıldı. Haftanın belirli günleri, genellikle hafta sonları sabah kahvaltısından sonra dernekte buluşma kararı alındı, uygulandı.

Marksistlerin Sosyalist Hümanizmine karşıt olarak, Hitlerin Kavgam Kitabıyla ortaya koyduğu Evrimsel Hümanizmini benimsedik. Enine boyuna tartışma gereği doğdu. Bu kitap önümüzdeki günlerde hepinize verilecek. Yeterli kitap sağlanamazsa, birkaç kitap dernek kitaplığında bulunacak.

Öğreneceğimiz Evrimsel Hümanizmin, milli duygularımızı güçlendireceği, Pantürkizmin gelişmesine yardımcı olacağı kanısındayım.

Marksistlere karşı, Sosyalizm ama Nasyonel Sozyalizmin benimsenmesi ve güçlendirilmesi, Türkiye'nin Marksistlere karşı kavgasında önemli bir rol üstleneceği inancındayım.

Türk Milliyetçiliğini dinamik bir tefekkür cehtiyle-günahlarını, kainatı, varlıkları, doğayı, yaratıkları, kendini ve Allah'ı ve O'nun yarattığı varlıklardan, kainattaki eşsiz mükemmellikteki düzenden ders çıkarmaya çalışan Üniversiteliler Kültür Derneği üyelerinin giderek olgunlaştıklarını görüyorum.

Yerinde bir benzetme ile, Üniversiteliler Kültür Deneğimiz bir bal arısı kovanıdır, bir ipek böceği çiftliğidir. Dış âlemden farklı olup, bizim manevi dünyamızdır, bizim için ayrı bir gezegendir.

Ayvaz ökdemir'i dinlerken zamanda geriye, 1951 yılı Mart ayının son haftasına gittim. Türkiye'ye göç hazırlıkları yapılıyordu. Biraz da çekinerek babama ''bütün mal varlığımızı bedelsiz olarak burada bırakıyoruz. Gitmek zorunda mıyız, neden gidiyoruz baba?'' Demiştim.

Babamın öz ve kısa yanıtı ''Dinimizi, gelenek ve göreneklerimizi kurtarmak, kişiliğimizi korumak için oğlum.'' Demişti.

Ayvaz Gökdemir babamın sözlerine tercüman olmuştu. Giderek daha çok sevmeye başlamıştım Gökdemir'i...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...