Resim öğretmeni Mehmet karaman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Resim öğretmeni Mehmet karaman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Kasım 2022 Cumartesi

RESİM ÖĞRETMENİMİZ MEHMET KARAMAN

24 Eylül Çarşamba 1958, İvriz…

Bugün İlk iki saatimiz Resim dersi olup, ders Öğretmenimiz Mehmet Karaman…

İvriz Köy Enstitüsünün direklerden biri olduğunu öğrenmistik ağabeylerimizden.

Yaşamını köy enstitüsü davasına adamış, ömrünü köy enstitüsü aşkıyla taçlandırmış, yediği ekmeği, içtiği suyu soluduğu havayı İvriz’e taşımıştı. 

Sınıfça ayakta karşıladığımız Mehmet Karaman 

-Günaydın çocuklar, oturun lütfen.

Dedikten sonra, sınıf tamam mı der gibi bana baktı, onaylamam üzerine, ders defterini imzalayıp kapattıktan sonra hepimizi süzdü sevecen bir bakışla. Anlaşılır ve gür bir sesle,

-Güzel sanatların önemli kollarından biri olan resimle haşır neşir olmaya hazır mısınız? Hazır değilseniz bile bir süre sonra hazır olacaksınız. Çünkü yaşamın ta kendisidir resim ve resmetmek.

”Yaşama gülümseyebilmektir sanat. Ya da Sanat, yaşama gülümseyebilmektir.

Öyledir çünkü gülümseyen birine “ne kadar güzel, ne kadar çekici, tıpkı bir sanat eseri gibi…’’ Denmesinin nedeni budur.

Sabahları karşılaştığınız herkese gülümseyerek Günaydın demekle Sanat yaşamınızı başlatmış olursunuz.’’

Mehmet Karaman’ın söyledikleri çok ilginç geldi hepimize. Pür dikkat ve can kulağıyla dinlemeye başladık.

Dinledikçe de hayranlığımız arttı kendisine.

İvriz Köy Enstitüsünün ilk mezunlarındandı Mehmet Karaman. Anlatırken İvriz’i resmetmişti adeta.

İvriz’in taşında toprağında, havasında, suyunda, her şeyinde vardı. Aşıktı İvriz’e…

Bunu öğrencilerine de aşılamıştı.

Başta Atatürk olmak üzere, genç cumhuriyetimizin yöneticileri kalkınma hamlelerinde ”Güzel sanatlar” ve kapsadıklarının önemini kavramışlardı.

1933 yılında başlayan kültürel ve sanatsal atılımlar doğrultusunda Türk ressamları, ülke gerçeklerini tanımak için Anadolu’ya ilk adımlarını atmışlardı.

Anadolu’nun doğası, kültürü ve yaşamını yakından tanımak gerekiyordu.

“Yerellik teması” işlenmeye başlanmıştı.

Yerellik temasıyla birlikte Türk folkloru resme yansıdığı gibi Köy Enstitüleri’nde sabah sporlarının da vazgeçilmezlerinden olmuştu.

Ustaca zeybek oynayabilen Mehmet Karaman bu yeteneğini bütün İvrizlilere aktarmıştı. 

İvriz sevgisini yerel ve ulusal milli oyunlarla pekiştirmişti.

-Ülkemizin kurucusu Atatürk’ün ‘’Köylü milletin efendisidir.’’ Dediği yıllardı.

Diyerek devam etti Mehmet Karaman.

-Öyleydi çünkü halkımızın neredeyse yüzde yetmişi köylerde yaşamaktaydı. Köylerin ve köylünün kalkınması ülkenin kalkınmasına eşdeğerdi. Kalkınma köyden başlamalıydı.

Halk Evleri, Eğitmen Kursları, Köy Bölge Okulları kırsal kesimi kapsayacak boyutta geliştirildi ve hizmete sokuldu. Okuma yazma seferberlikleri başlatıldı.

1940’lı yıllara gelindiğinde bir adım daha ileriye gidildi. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile İlk Öğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un aydınlanma ve atılım projesi olan Köy Enstitüleri’nin kuruluşu bu döneme rastlar.

Köy Enstitüleri projesi, uygulanması ve denetimiyle İsmail Hakkı Tonguç’a aitti. Tonguç giyimi kuşamı, dili, söylemi ve tarzı ile halkı kucaklayan biriydi. 

Köylünün de bizden biri diyebileceği bir lider tipiydi. Köy Enstitüleri Projesini kişiliğine, derin Anadolu halkı bilgisine ve Anadolu Kırsalının gerçekliğine yaslandırmıştı. Projenin özü ülke tabanını kapsayan titiz bir örgütlenmeydi.

Halkçı kadroların yönetiminde köy çocuklarına çok yönlü bilgi ve becerileri iş içinde yaparak yaşayarak öğretme, tam donanımlı öğretmen olarak köylerde görevlendirilmelerini içeriyordu.

Amaç, tez elden köylünün aydınlanmasını ve kalkınması yaşama geçirmekti.

Diyen Mehmet Karaman, Ailesine katıldığım İvriz İlköğretmen Okulu da bu proje kapsamında olmak üzere 1941 yılında Köy Enstitüsü olarak kurulan ilk eğitim kurumlarından biriydi.

Neredeyse nefes almadan dinlediğimiz Mehmet Karaman ile güzel sanatların yaşamsal önemini kavramış ve yeteneklerim ölçüsünde sanatçı olmaya, olamasam da sanatı sevmeye ve sevdirmeye karar verdim.

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...