İvriz Köy Enstitüsü Çiftliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İvriz Köy Enstitüsü Çiftliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Kasım 2022 Perşembe

SÖZLÜ SINAVLAR İÇİN İVRİZ ÖĞRETMEN OKULU'NDA

 

16 Eylül 1958 Salı, İvriz…

Sabahın erken saatlerinde Niğde Hüyük İstasyonundan babamla bindiğimiz tren, Ulukışla üzerinden, saat 14,30’da Konya Ereğli’sine ulaştı.

İstasyon görevlilerine, İvriz Öğretmen Okulu’na nasıl ulaşırız sorumuza yanıt olarak, servis arabasının belirli saatler dışında ulaşamayacağımız söylendi.

Yaklaşık 10 km uzaklıktaki İvriz yerleşkesine kadar yürümeye karar verdik babamla. Yolu kısaltmanın çaresi sohbetten geçiyordu.

Dinimizi kurtarmak için Bulgaristan’dan her şeyimizi bırakarak beş arasız geldiğimiz Türkiye’de ilk kez büyük bir coşku içinde göç serüvenimizi destansı bir biçimde bir kez daha anlattı. Bu destansı anlatısını yüzlerce kez dinlemiştim.

Destanların temelinde çekirdek bir olay vardır. Bu olay gerçektir. Zaman içerisinde yaşanmış olan bu gerçek olay milletin, özellikle okuma yazması olmayan bireyleri tarafından; kimi zaman betimlemeler kimi zaman abartmalar kullanılarak yaratılmıştı.  Babam da biraz abartarak ve bazen de katarak anlatırdı her gelene.

Babamın yüzlerce kez anlattıklarına bir de benim ilkokul üçüncü sınıfın ilk günlerinden itibaren tuttuğum günlükler de eşlik edince harika bir özgeçmiş ortaya çıkıyordu.

Ergekondan çıkışı gibi Bulgaristan’dan çıkış da uzun bir hikayeydi. Anamla babamın, ince hastalık teşhisi konulan anam nedeniyle Edirne’de kalışları, Halil dedemlerle Elbistan Köylerine birer hane dağıtılışımız, iki ay sonra anamla babama kavuşma, en küçük kardeşim Şaban’ın Hasanköy’de torağa verilişi, mevsimlik tarım işçisi olarak Çukurova pamuk tarlalarına gidişle başlayan sohbetin sonuna gelmeden İvriz sınırlarına dayanmıştık.

Orta Torosların bitimindeki Bolkar Dağının kuzey eteklerinde yer alıyordu İvriz öğretmen Okulu yerleşkesi. Dağların tam eteklerinden başlayan okulun arazisi İvriz Çayı’na dayanıyor ve geçiyordu.

Arazilerinden bir bölümü bu Çay’dan ayrılan bir kanalın hemen aşağısında kalıyor ve arazi çaydan sulanıyordu.

İvriz Köy Enstitüsü Çiftliği olduğunu öğrenecektim sonraki günlerde. Ziraat olarak adlandırılmıştı.

Ziraattan giriş yaptık okula.

Okulun yerleşkesi çok genişti. Yönetim binası, yemekhane, öğretmen lojmanları, derslikler, müzik evi, revir, fen bilgisi dersliği, yatakhaneler, hamam, fırın gibi çok  amaçlı olmak üzere, 50-60 bina barındırıyordu.

Yolun iki tarafında yer alan ağaçların arasından yürüdük, okulun eski öğrencilerinin yardımıyla idare binasını bulduk. Ortalık ana baba günüydü. Ana babalarıyla sınav için gelen 50-60 kişi vardı.

Çok beklemedik. Nöbetçi öğrenciler de kayıt salonunda görev almışlardı. Çabucak ön kayıtlarımız yapıldı. Sözlü sınavlar çarşamba günü başlayacak,  iki gün sürecekti. Sınava gelen öğrencilerle velileri iki gece konaklayacaktı.

Bütün ön kayıtlar tamamlandıktan sonra velilerimizle birlikte gece konaklayacağımız yerler gösterildi. Önce dinlenmemiz, sonra da okulu ve yerleşkesini tanımamız istendi. Eşyalarımız yerleştirildikten sonra eski öğrencilerin rehberliğinde okul yerleşkesi gezildi.

Babam gibi diğer köy çocuklarının velileri okulda iyi ağırlandı. Akşam yemekleri verildikten sonra yatacak yerleri gösterildi. Öğrenci adaylarıyla veliler ayrı yatakhanelere verilmişti.


BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...