Kayıtlar

Jules Verne etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İVRİZ'DE BİR PAZAR GÜNLÜĞÜ

Resim
  14 Aralık 1958 Pazar, İvriz… Bugün Pazar,   Sabah mütalaası ve ders yok, ancak biyolojik saatimiz bedenimizi erken kaldırmaya programlanmış. Yine saat 06,00’da uyanmıştım ama biraz yatak keyfi yapmak istedim. Sabah kahvaltısı 07,30’dan önce başlamazdı. Ranzanın üst katında yatıyordum. Üzerindeki buzların bir kısmı erimiş olan camdan dışarı baktım. Tanyeri göğünün altında her yer bembeyaz bir yorganla örtünmüştü İvriz yerleşkesinde. Cama biraz daha yaklaşarak dikkatlice baktım dışarı, kar fırtınası görünmüyordu. Kar fırtınasının olmaması iyiydi.  Bir süre her yeri örten bembeyaz kardan yorganı seyredip, ortamın sessizliğini dinledim. Sonra da yatağımın sıcaklığına gömüldüm. Bazı arkadaşlarım da benim gibiydi, uyanmışlar ama yataktan çıkmıyorlardı. Sıcak yatağımda zamanı verimli geçirmeliydim. Bu kez okul kütüphanesinden aldığım Jules Verne’inin ‘’Bir Piyango Bileti’’ adlı kitabı vardı yanımda. Geçtiğimiz Çarşamba günü Türkçe dersinde ‘’Aya Seyahat’’ adl...

1956-57 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

Resim
  30 Eylül 1956 Pazar, Mersin… 12 yaşında bir çocuktum ama 20-25 yaşındaki birinin deneyimlerine sahip olmuştum. Kendi başımın çaresine bakmayı ve en kötü koşullardan en iyi sonuçlar çıkarmasını da öğrenmiştim. Bu durumdan da kıvanç duyuyordum. Simit ve halkalı tatlı satışları, kitap değiş tokuşları, arkadaşlarla bisiklet kiralamalar ve geceleri yazlık sinemalar derken yaz tatili bitmişti. 17 Eylül Pazartesi günü okul açılmıştı. İlk kez üst üste iki yıl aynı okulda,  Kuvayi Milliye İlkokulu’nda okuyacaktık. Bizim gibi göçer olanlar için ayrıcalıklı bir durumdu aynı okulda üst üste iki yıl okumak. Öyleydi çünkü ilk kez okula başlarken sınıf arkadaşlarımızla öğretmenlerimizi tanıyorduk. Uyum sorunumuz yoktu. Üstelik anam hastanede değildi ve babamın da sürekli bir işi vardı. Daha ne olsundu… 1956-57 Eğitim ve Öğretim Yılına başlarken geriye dönüp baktığımda, bu yılın en iyi başlangıç yılı olduğunu gördüm. Bu kez okul aile birliği yardımlarına ihtiyacımız olmamıştı. Babamın sürek...

NATİLUS VE KAPTAN NEMO

Resim
  18 Mart 1956 Pazar, Mersin sahili… Okul ödevlerim bitmiş, sabahın erken saatlerinde aldığım 50 simidin tamamını da satmıştım. İnce hastalıktan sürekli hastanelerde kalan anamın beslenmesine katkısı olur diye almış olduğumuz keçiyi otlatmaya çıkarmadım, yanına dün topladığım otlarla suyunu koydum. Babam erkenden iş bulmaya gitmişti. Evi derleyip toparladıktan sonra İl Halk Kütüphanesine geldim. Bir hafta önce ödünç aldığım Jules Verne’inin Denizler altında Yirmi Bin Fersah adlı kitabını geri verip, yeni bir kitap alacaktım. Bana uygun yeni bir kitap bulamayınca elimdeki kitabı bir kez daha gözden geçirmeye karar verdim sahildeki bir iskelede. Yürüyerek ulaştığım iskelelerin birinden ayaklarımı suya daldırıp, ileri geri sallarken okumaya başladım hayal kurmamı sağlayan kitabı. 1800’lü yıllarda, bazı ticaret ve savaş gemilerinin denizlerde batmasına neden olan garip bir nesnenin varlığı denizcileri ve doğa tarihçilerini heyecanlandırmıştı. Canavar olduğunu düşündükleri yaratığı...

DERS ANLATTIĞIM SÜT KEÇİMİZ

Resim
  11 Mart 1956 Pazar, Mersin… 1955-1956 Eğitim ve Öğretim Yılının ikinci yarıyılı başlayalı bir aydan fazla oldu. Birinci yarıyıl tatilinde asıl uğraşlarımızdan biri simit satmak olmuştu. Tatil olması nedeniyle fırınlardan aldığımız simitlerin tamamını satarak eve dönüyorduk. Ayrıca hangi bölgelerde daha kolay satacağımızı da öğrenmiştik. Bundan 15 gün öncesine kadar anamızı evde bulabilmek büyük mutluluktu. Hastaneden çıkalı bir aydan fazla olmuştu. Ne var ki hastanede uygulanan beslenme evimizde pek geçerli değildi. Her ne kadar sokaklarda kesilen büyükbaş hayvanların sakatatlarını ücretsiz alıyorsak da, her zaman denk gelmiyordu. Günübirlik işçi olarak çalışmakta olan babam ise haftanın ancak birkaç günü iş bulabiliyordu. Bulduğu işlerden alınan ücret ise oldukça düşüktü. Yine de mutluyduk başımızı sokacak bir barakanın yanı sıra anamızın de evde oluşundan. Kardeşimle birlikte eve dönünceye kadar keçiyi otlatıyordu barakaların kuzeyinde kalan yeşillik alanlarda. İkinci yarıyıl b...