Türkiye Cumhuriyeti vatandışlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkiye Cumhuriyeti vatandışlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Haziran 2022 Pazartesi

YENİ YERLEŞİM YERİMİZ MİSLİ NİĞDE

 


15 Temmuz 1952 Salı, Misli…

Haziran 1951'de, henüz Türkiye Cumhuriyeti vatandışlığına kabul edilmediğimiz serbest göçmen olduğumuz dönemde, yerleştirilmek istendiğimiz Elbistan Hasanköy'de tarıma elverişli arazi olmadığı gibi ailemizi geçindirecek bir uğraş da sağlanamamıştı.

Aç kalma tehlikesi üzerine, mevsimlik işçi olarak Çukurova'ya gitmiştik bir ''elçi'' buyruğunda.

Yaklaşık 5 ay pamuk tarlalarında, Osmaniye yer fıstığı ambarlarında çalıştıktan sonra kışı Düziçi Yeşilova Köyü'nde geçirmiştik.

17.10.1951 tarih ve 3-13828 sayılı Bakanlar kurulu kararıyla Türk vatandaşlığına kabul edildiğimizi 8 ay sonra, tesadüfen öğrendikten sonra, ikinci kez yerleştirlmek istendiğimiz Misli'ye bir hafta önce gelmiştik.

Geçen hafta Cuma günü, babamla birlikte, Yeşilova’dan gelen muhacirlerin aile reisleri Niğde’ye giderek gerekli yasal işlemleri yerine getirdiler.

Böylece, yasal olarak yerleştirilmiştik Misli Köyüne.

Ailelerdeki kişi başına 25 dönüm mülkiyetsiz tarla tahsislerinin yanı sıra her bir aileye 3 500 TL para da verilmişti.

Verilen 3 500 Liranın 2 000 Lirası yapılacak ev için kullanılacaktı. 1 000 ya da 1 200 Lirası bir çift öküz, koşulacak araba ve tarım aletleri için kullanılmalıydı.

Artması düşünülen 300 ile 500 Lira da geçimimiz için kullanılacaktı. Biraz da Düziçi Yeşilova Köyünde biriktirdiklerimizden vardı.

Ekim, dikim yapmamız halinde, ilk üretimin hasadını almak için bir yıldan fazla bir zaman vardı önümüzde. Yetecek miydi geçim için ayrılanlar?

Bir çaresi bulunur diyen babamla birlikte diğer Karagözlüler, öncelikle ev sorununu çözmek için araştırmaya başladılar.

Muhacirler için köylerde iki odalı evler yapılması ve  yaptırılması projelendirilmişti. 100 ya da 200 muhacirin iskan edileceği yerlerde devlet evleri yaptırıyordu.

Misli’ de 10 aileydik. Devlet parayı vererek, başınızın çaresine bakın demişti.

Hiç kimse kafasına göre ev yapamayacaktı. Kurala uyulacaktı. Yer seçimi önemliydi ve bize bırakılmıştı.

Evimizin önünde genişçe bir avlumuz olmalıydı. Ayrıca edinmeyi düşündüğümüz hayvanlar için ahır olarak düşündüğümüz mağara da avlu içinde kalmalıydı.

Mağaralar bölgesinin kuzey-batı ucunda çadırımızı kurduğumuz yer aradığımız özelliklere sahipti.

Babam ev yapımına girişmeden önce, hayvanlar için düşünülen mağara arazimiz içinde kalacak şekilde, bir avlu oluşturdu ve taş duvarlarla çevirdi.

Avlular bir bakıma özel mülkiyeti temsil ediyorlardı. Evler daha güvenliydi, avlulara herkes giremezdi.

Oluşturduğumuz avlu, şimdiki adıyla Konaklı Beldesinin güneyinde, Gölcük yolu kıyısında kalıyordu.

Rum Kilisesine göre yaklaşık 500 metre kuzey-doğuda kalan ev yerimizin yaklaşık 200 metre doğusunda ilkokul, 300 metre kuzey-doğusunda da bu günkü Merkez Camisi yer alıyordu. Seçim oldukça iyi olmuştu.

Sıra ev yapımında uzmanlaşmış ustaları bulmaya gelmişti. Köyde işlenebilir taş boldu.

Önemli olan iyi ustaları bulmaktı…


BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...