Kayıtlar

Niğde Misli Köyü etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

NİĞDE İLÇESİ BOR KASABASINA TAŞINMA KARARI

Resim
29 Haziran 1957 Cumartesi, Mersin… Dün gece doğru dürüst uyuyamadım. Adeta birer kâbus olan rüyalarımda kendimi Bulgaristan’daki köyümüz Karagözler ’de buluyor ve Kerim dayımla Sakar Balkan’a tırmanıyorduk… Derken birden Maraş’tan Elbistan’a gitmek için, üstü açık bir kamyon kasasında, diğer göçmenlerle birlikte Gâvur Dağlarına tırmanmaya başlamıştık. Üzerinde bulunduğumuz kamyon birden stop edip geri kaymaya başlayınca, kamyon kasasından hooop diye atladığımda kendimi Ceyhan pamuk tarlalarında mevsimlik işçi olarak buldum. Bulut gibi çevremi sarıp beni apansız bırakan Akçasaz Bataklıklarının sivrisinekleriyle başa çıkmaya çalışıyordum… Sarsılarak alaca karanlıkta uyandırıldım… Bir an için nerede bulunduğumu anımsayamadım. Gözlerimi ovuşturarak şaşkınlıkla etrafıma bakınırken, başımda dikilmiş olan kardeşim Mustafa’yı gördüm. Mustafa, -Kalk artık birader, simitçi fırınına geç kalacağız. Dedi. Yorgun ve sersemlemiş olarak doğruldum. Gözlerimi ovuşturarak şaşkınlıkla, -Sivrisinekler ne o...

ESKİ BİR RUM KÖYÜ MİSLİ NİĞDE

Resim
  7 Temmuz 1952 Pazartesi, Misli Köyü… 5 Temmuz Cumartesi günü, Yeşilova’nın 7 km güneybatısında bulunan Yarbaş Tren Garından bindiğimiz trenle, yaklaşık iki günde, 320 km yol alarak Hüyük Tren Garına ulaştık. Hüyük’ten temin edilen öküz ve at arabalarıyla da, yaklaşık 6 km kuzey batısındaki Misli ‘ye geldik. Amanos Dağlarının batı yamaçlarındaki Düziçi ovasındaki Yeşilova Köyü’nden sonra, üzerimde terkedilmiş duygusu bırakan, kum ve altındaki mağaralardan oluşan Misli Köyü beni hayal kırıklığına uğrattı. Köye girdiğimizde, Elbistan köylerinde karşılaştığımız mezra tipi bir yerleşim beni şaşkına çevirdi. Elbistan köylerinden farkı, ortalarından geçen dereler ve çevresindeki ağaçlar yerine burada kum ve mağaralar vardı. Tek bir dikili ağaç yoktu köyde, haliyle akarsu da yoktu. Bir süre çevreyi dikkatlice taradığımda, Rumlardan kalma olduğunu öğrendiğim devasa bir yapı, Rum Kilisesi gözüme çarptı. Akarsuyun olmadığı, kumlarla kaplı bu köyde çiftçilik yapabilir miydik? Sorusu...

ANILAR ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Resim
  Nisan 1951’de, Bulgaristan Karagözler Köyünden gönüllü ve serbest göçmen olarak başlayan göç yolculuğumuzda; Edirne Göçmen Misafirhanesinde yapılan dağıtımda şansımıza Elbistan köylerinden biri düştü. Gerek ekonomik gerekse sosyolojik olarak uyum sağlayamayınca mevsimlik işçi olarak Çukurova yöresine gitmek zorunda kaldık. Ceyhan pamuk tarlalarında 3 ay, Osmaniye yerfıstığı tarlaları ve hangarlarında 2 ay çalıştıktan sonra Haruniye Yeşilova’da kışladık. Yaşar Kemal’in Çukurova’sında mevsimlik işçi olarak çalışırken, 17.10.1951 tarih ve 3-13828 sayılı Bakanlar kurulu kararıyla Türk vatandaşlığına kabul edildiğimizi öğrendik Yeşilova Köyünde yaza girerken.  Ne var ki bu karardan yaklaşık 8 ay sonra haberimiz oldu.  Bu kez, günümüzde adı Konaklı beldesi olan, Niğde Misli Köyü’ne yerleşmemiz istenmişti. İlk çiftçilik denememizin hüsranla sonuçlandığı, ilkokul birinci sınıfa başladığımız Misli'de de tutunamayacaktık. Sırasıyla Osmaniye'de ilkokul ikinci sınıf, Mersin'...