Resim Öğretmenim Selahattin Taran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Resim Öğretmenim Selahattin Taran etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Temmuz 2023 Perşembe

EKREM ZEKİ ÜN AYÖO VİZESİ VERMİYOR

 

7 Şubat 1963 Perşembe, Çapa İstanbul...

Bugün ilk dersimiz Ekrem Zeki Ün'ün keman dersiydi. Ders bitiminde sınıftan ayrılmıştı ki arkasından yetişerek,

-Ekrem Öğretmenim, birkaç dakikanızı bana ayırabilir misiniz?

-Akıncı biliyorsun, çok meşgulüm. Çabuk söyle ne istediğini.

-Öğretmenim, belki farkına varmadınız. Piyano öğretmenim Halil Bedii ben de müzik kulağı olmadığını söyledi. Mırıldandığı bir melodiyi piyanoda çalmamı istediğinde başarısız oldum. Ayrıca Matematik Öğretmenim Tevfik Aras, Öğretmenler Kurulu Kararı ile beni Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na göndermek istiyor.

-Tevfik Bey yanlış yapıyor. Yüksek Öğretmen Okulu'na, buraya gelmeden önce bulunduğun öğretmen okulundan da gidebilirdin. Çapa'ya gelerek, senden daha yetenekli olabilecek birinin yerini aldın, önünü kestin. Benim onayım yoktur.

Dedi ve gitti Ekrem Zeki Ün. Ardından bakakaldım. Bir an moralim bozulur gibi olduysa da kendimi çabuk toparladım.

Vazgeçemezdim.

Vazgeçerseniz kaybedersiniz. Özdeyişini tekrar anımsadım.

Vazgeçmediğim içindir ki; Elbistan Alevi Kürt Köylerinde başlayan göç hikayemiz, Çukurova pamuk tarlalarında mevsimlik işçilikle devam etmiş, ilkokul 3. sınıfa geçtiğimde ayakkabı boyaclığı yaparak, simit ve halak tatlısı satarak sürmüş ve kendimi İvriz Öğretmen Okulu'nda bulmuştum.

Müzik kulağımın olmadığını bilerek, sırf İstanbul'da okuma şansını yakalamak için Vivaldi'nin Dört Mevsim Parçasının İlkbahar bölümünü hazırlayarak, kendi şansımı yaratmış ve Çapa Öğretmen Okulu öğrencisi olmuştum.

Şimdi de vazgeçmeyerek, kendi şansımı yaratmalı ve Ankara Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olmalıydım...



18 Nisan 2023 Salı

RESİM ÖĞRETMENİM SELAHATTİN TARAN

 

29 Eylül 1961 Cuma, Çapa…

Bu gün ilk iki saatimiz resim seminerinde bulunan arkadaşlarımızla ortak olan resim öğretmenimiz Selahattin Taran’ındı.  

Resim seminerinde bulunan Halit Armutlu, Şekip Oğuz, Lütfiye Başer, Ali Özocak, İbrahim Demirel, Gülay Medetgil, Betül Öztop, Erol Güven, Alaattin Harput, Aydın Denizkuş, Nezahat İncesulu, Güler Bahçeci, Sema Tirit ve Nevin Hepşen arkadaşlarımız daha önce tanışmışlardı öğretmenimizle. Müzik seminerinde bulunan bizler ilk kez tanışacaktık.

Müzik öğretmenlerimiz Ekrem Zeki Ün ve Halil Bedii Yönetken ’de olduğu gibi asıl adı Selahattin Hüsnü Taran olan öğretmenimiz de bizden önce yerini almıştı resim atölyesinde.

Sınıfımızın tamamı yerleştikten sonra ‘’Günaydın çocuklar, güzel sanatların önemli kollarından biri olan resimle haşır neşir olmaya hazır mısınız?’’ Dedikten sonra,  

‘’Sanat yaşama gülümseyebilmektir. Yaşama gülümseyebilmek de sanattır. Öyledir çünkü gülümseyen birine ne kadar güzel, ne kadar çekici, tıpkı bir sanat eseri gibi…’’ Denmesinin nedeni budur.

Sabahları karşılaştığınız herkese gülümseyerek Günaydın demekle Sanat yaşamınızı başlatmış olursunuz.’’ Dedi.

Taran öğretmenimin bu tanımlaması kulağıma, kulağımdan hiç çıkmayan bir çift küpe olmuştu. Olmuştu çünkü tanıdık ve bildik olsun olmasın, bana bakan karşılaştığım herkese ‘’Günaydın’’ demekteyim hala…

Sanatı yaşatan insandı Selahattin Taran. Onun içindir ki ‘’ Sizlere salt resim değil, sanatın her alanında sanatla iç içe olmanızı, sanatın yaşamamıza olağanüstü bir katkı sağlayacağını da anlatmaya çalışacağım.’’ Demişti.

Müzik, resim ve heykeltıraşlık gibi sanat dallarının Türk halkının yaşamına önemli katkılar sağlayacağını her toplantıda sürekli vurgulayan Genç Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten etkilenmiş ve O’nun yolunda yürüyenlerden biri olmuştu Selahattin Taran…

Atatürk; 1924 yılından itibaren devlet bursuyla Avrupa’ya gönderip, yetişmelerini sağladığı bütün ressamlardan Genç Cumhuriyeti ve devrimlerini resmetmelerini istemişti.  

Atatürk’ün yaşadığı dönemlerde Türk ressamları yurdun dört bir yanına gitmişler, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşunu betimleyen yeni eserler meydana getirmişlerdi.

Bu eserler Ankara’da “İnkılap Sergisi” adı altında sergilenmişti. “Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimleri” konulu sergi Ankara’da  Atatürk’ün katılımı ile açılmıştı.

Türkiye’de heykel ve anıt dikilmesine başlanması da, Atatürk’ün getirdiği yeniliklerden biriydi. Büyük Önder’in bu yönlendirmeleri sonucunda Türkiye’de resim ve heykel sanatları önemli ölçüde gelişme kaydetmişti.

Türk milletinin sanatsal geçmişine de sahip çıkan Atatürk, 1937 yılında Resim ve Heykel Müzesi’ni açarak, cumhuriyet öncesi ve sonrası dönemin sanatsal ürünlerini aynı çatı altında bir araya getirmişti.

Ankara Resim-Heykel Müzesi’nin açılmasıyla millî birliğin sanat alanına yansıması hedefine ulaşılmıştı. Bu hedefler doğrultusunda çalışanlardan biri de ben oldum, olmaya da devam ediyorum. Demişti Selahattin Taran öğretmenimiz.

Selahattin Taran yalnız öğretmen değil, kimin için sanat yaptığını bilen bir ressamdı. 1918 yılında doğmuş olan Selahattin Taran, 1942’de Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş bölümünü bitirmişti.

1957- 1958 yılları arasında bir süre İlköğretim resim müfettişliği de yapan Taran, 1958’de Gazi Eğitim Enstitüsü öğretmenliğine getirilmişti. 1960’da İstanbul Çapa Öğretmen Okulu Resim Semineri öğretmenliğine atanmıştı. İyi ki atanmıştı…

Selahattin Taran ve diğer sanatçı öğretmenlerimiz sayesinde hayata bir ölçüde de olsa sanatçı gözüyle bakmaya başlamıştık.

Selahattin Taran’ın yetiştirdiği öğrencilerinden öğretmenliği sürdürenlerin yanı sıra müzik ve yazın sanatında yoğunlaşanlar olacaktı. 

Resim dalında yoğunlaşıp, ürünler verenler ülkemizin tanınmış sanatçıları ve sanat eğitimcileri oldular.

Öğrencilerinden bazıları Habib Aydoğdu, Gülsün Erbil, Hatice Gülmez, Sebahat Hasırcıoğlu, Hilmi Özbay, Hasan Pekmezci, Şükran Pekmezci, Zeki Şahin, Sabahattin Şen, Abdurrahman Kaplan, Mustafa Ayaz, İbrahim Demirel, Muharrem Pire ve diğerleri...




BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...