Kayıtlar

akinci944 etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Prof. Dr. Burhan Cahit Ünal (1930-2022)

Resim
  Burhan Cahit Ünal ülkemizde teorik fizik alanındaki öğretim ve araştırma geleneğinin kurucularından sayılır. Akademik hayatları aynı dönemlere rastlayan Feza Gürsey, Erdal İnönü ve Asım Orhan Barut ile birlikte bu alanda çok önemli ve kalıcı hizmetleri oldu. AÜFF Fizik Mühendisliği Bölümünde eğitim öğretim programının baştan aşağıya modernleşmesini sağladı, kuantum mekaniği başta olmak üzere en gelişmiş ülkelerdeki ders programlarının sistematik bir şekilde izlenmesine önayak oldu. Burhan Cahit Ünal 27 Ocak 1930’da Balıkesir’de doğdu, babası ilkokul öğretmeni Hanili Ali Fehmi Ünal annesi Fatma Saadet’tir. İlk ve orta öğrenimini Malatya’da tamamladı ve 1947’de liseden mezun oldu.  Aynı yıl İTÜ İnşaat Fakültesine girdi ancak bu arada Avrupa’da Yüksek Öğrenim Sınavını kazanarak Elektronik Mühendisliği öğrenimi görmek üzere Fransa’ya gitti. 1948’de girdiği Sorbonne Üniversitesi Fen Fakültesinde önce matematik lisansını aldı. Daha sonra öğrenim planı uyarınca Paris’te Ecol...

A.Ü. Fen Fakültesi Prof. Dr. ENİS ERDİK

Resim
  Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Tecrübi Fizik derslerimize giren Enis Erdik; Newton'un Hareket Yasaları, Kuvvet ve Hareket, Enerji ve İş, Momentum ve İtki, Dönme Hareketi, Titreşim ve Dalga Hareketi konularını işlemişti 1964-65 öğretim yılı boyunca. Enis Erdik, bu konular hakkında oldukça ayrıntılı kuramsal bilgileri bizim anlayabileceğimiz düzeyde, deneylerle de destekleyerek anlatırdı. Kavrayıp, kavramadıklarımızı da, sohbet havası içinde, soru cevaplarla anlamaya çalışırdı. Laboratuar çalışmaları ve uygulama-alıştırmalarıyla pratik deneyim kazandırırdı. Rauf Nasuhoğlu'nda olduğu gibi, Enis Erdik hocamız da fizik ve matematiği formüller dersi olmaktan çıkarmış olup, kavramlar ve deneysel dersler haline getirmişti. Enis Erdik hocamızın en belirgin özelliği, öğretimde gösterdiği ciddiyet ve titizlikti. İyi bir öğretici olarak derslerini ve pratik çalışmalarını vaktinden önce hazırlar, her şeyi yerli yerinde düzenler, tüm çalışmanın iyi bir düzen içinde eksik...

Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu

Resim
Dur durak bilmeyen, adeta kaynayan koca bir kazandaki buhar molekülleri gibi her yerde olan, koca yürekli, ufak görünüşlü Rauf Hoca'nın çalışkanlığına ve hareketliliğine bakarak, biz ona Atom Karınca adını takmıştık. Disiplinliydi, çalışkandı, verdiği derslerin sihirbazıydı. Bilimde, kitaplar dolusu bilginin kısa yazılışı olan formüllerin gerekli olduğunu, formülü oluşturan bilgi içeriğini anlamamış iseniz formüllerin anlamsız olacağını vurgulardı. Bir başka deyişle, Matematik ve Fiziğin formüller dersi olmadığını özenle vurgulardı. Kontenjan Senatörü olan Hayri Dener'in o dönemdeki sınavına katılan herkes, Elektromanyetizma Dersinden geçer not almışken, ben girmediğim için Rauf Hoca'nın eline kalmıştım. Sınav sonuçları asıldıktan hemen sonra odasına gittiğimde ''Hayri Beyin sınavına katılmadın, bana kaldın değil mi?'' Dedi. Hıkmık ettikten bir süre sonra en iyi bildiğin konuyu anlat bakalım. Dedi. Elektromanyetizma, sözüm ona, en iyi bildiğim konu...

A.Ü. Fen Fakültesi Öğrencisi Olmak

Resim
28 Eylül 1964 Pazartesi, Ankara... Bugün öğleden sonra Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Lisans bölümüne resmi kaydım yapılarak üniversiteli oldum.  Ali Koçyiğit Jeoloji, Mehmet Koyuncu Biyoloji, Halil Biga, Yaşar Samyeli ve ben de Fizik bölümlerini kazanmıştık. Üç farklı bölüm seçilmişti 5 candan arkadaşımız tarafından. Farklı bölümler olmasına rağmen, bütün birinci sınıf öğrencileri Matematik derslerinde bir araya gelecekti. Matematiğin dili evrensel olup, üst dillerden biriydi. Bu nedenle Fizik, Kimya, Biyoloji, Jeoloji ve Astronomi dallarını seçen arkadaşlarımıza ortak dersimiz Matematik oldu. Jeologlar, yer kabuğunun yapısını ve bileşimini anlamak, deprem dalgalarının yayılımı ve yer hareketlerinin modellenmesi matematiksel denklemlerle gerçekleştiriliyordu. Fizik, matematiksel modeller ve denklemler kullanarak doğa olaylarınının yanı sıra Einstein'ın relativite teorisini açıklamak matematiğin dilinden yararlanırken Kimya da atomların ve moleküllerin davranışların...

Üniversite giriş sınavlarına hazırız

Resim
26 Haziran 1964 Cuma, Ankara... Ankara Yüksek Öğretmen Okulu (AYÖO) Hazırlık Lisesi müdürlüğünce düzenlenen üniversite hazırlık kursları bugün öğleden sonra sona erdi. Yarın, 27 Haziran Cumartesi günü Matematik, Astronomi, Fizik, Kimya ve Biyoloji bilgilerimiz test edilirken 28 Haziran Pazar günü de Türkçe, Edebiyat, Tarih, Coğrafya ve Felsefe bilgilerimiz test edilecek. Üniversite giriş sınavlarını her üniversite kendi düzenliyor. Henüz merkezi sistem uygulaması yok. Bu oluşum sınavlara girecek öğrencileri zora sokuyor. Sokuyor çünkü Fen ve Mühendislik Bilimlerini Ankara'da, ekonomi ve Hukuk bilgilerini İstanbul üniversitelerinde okumak isteyen bir öğrenci Ankara'da sınava girdikten hemen sonra İstanbul'daki sınava yetişmek zorunda. Bizim için böyle bir sorun yok. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu, başta Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi olmak üzere, Dil ve Tarih coğrafya Fakültesi, Orta Doğu teknik Üniversitesi ve Ziraat Fakültesi'ne öğrenci gönderiyor. Hazırlık sını...

AYÖO Üniversite hazırlık kursları

Resim
17 Haziran 1964 Çarşamba, Ankara... Dün İstanbul Zeytinburnu gecekonduların birinde, güneş ışınları yattığımız odanın perdeleri arasından sızarken uyandım. Saatime baktım 06.15'i gösteriyordu. Yanımda yatmakta olan Mustafa Dayım bir taraftan diğer tarafa döndü. Usulca kalkıp, sessizce giyinerek tuvalete gittim. Döndüğümde dayım uyanmıştı. ''Günaydın Mehmet'' dedikten sonra kalktı. Tuvaletten döndüğünde ''Halan da kalkmış, kahvaltı hazırlıyor. Bavulunu hazırla, bir şeylerini unutma. Kahvaltıdan sonra işe giderken seni Sirkeci civarındaki otobüs terminallerinden birinde bırakacağım. Unutmadım yeğenim.'' Dedi. Dayım da giyinip, hazırlandıktan sonra sofrada bizi bekleyen aile bireyleriyle bir araya geldik. Kahvaltı sonrasında, başta halam olmak üzere eniştem ve yeğenim Fatma'ya teşekkür edip vedalaştım. Dayım, küheylanım dediği motorsikletiyle yarım saattte beni sirkeciye bıraktı. Saat 09.15'te kalkan Kamil Koç otobüslerinden biriyle sa...

İstanbul Çapa Öğretmen Okulu misafiri olarak 1964

Resim
15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a gittim. Perili Köşk olarak tanımladığım okulumu, arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi özlediğimi hissettim. Her yarım saatte bir kalkan Kamil Koç otobüslerinden birine bindim saat 09:00'da. Yaklaşık 9 saatlik bir yolculuktan sonra, saat 18:00'de Sirkeci Garı civarında otobüsten inip, çevreyi gözden geçirdim. Anadolu ve Trakya'dan gelen bütün şehirlerarası otobüslerin son durağı Sirkeci ve Gar çevresindeki ara sokaklardı. Ara sokaklardan boynuzlu otobüslerin kalktığı Sirkeci Garı Meydanı'na geldim. Bindiğim otobüste içim içime sığmıyordu. Çapa'ya ulaşmak istedim bir an önce. Otobüsten indiğimde, Millet Caddesi'nin karşısına geçerek, 2 yıl okuma şansımı yarattığım Çapa Öğretmen Okulu anıtsal binasına, Perili Köşkümüze, hasret giderircesine uzunca bir süre baktım. İlk kez 11 Eylül 1961 Pazartesi günü böyle bakmıştım bu anıtsal yapıya. ...

AYÖO Hazırlık Lisesi mezunuyum

Resim
13 Haziran 1964 Cumartesi, Ankara... Sevinç ve mutluluktan adeta kanatlandım, uçuyorum. Uçuyorum çünkü üniversiteli olma hayalime bir adım daha yaklaştım. Geçen hafta Hazırlık Lisesi Bitirme sınavları tamamlandı ve sonuçlar bugün açıklandı. Tam da tahmin ettiğim gibi, iyi derece ile AYÖO Hazırlık Lisesi Diploması almaya hak kazandım. Böylece bir hayalim daha, üniversiteli olma hayalim, gerçekleşiyor. Çok mutluyum. Mutluluğumu ''Anı Defterim'' ile paylaşmalıyım. Sakin ve rahatsız edilmeyeceğim bir yer bularak defterimi açıyorum. Birden zamanda geriye, 1951 yılına kadar giderek yazmaya başlıyorum. ***** 24 Nisan 1951'de Bulgaristan Karagözler Köyü'nden, karakışın olduğu bir sabah açık bir kamyon kasasında, Şumnu'ya hareketle başlamıştı Türkiye'ye göç hikayemiz. Aradan geçen 12 yıla ne çok şey sığdırmışız. Titreyerek ve koyunlar gibi birbirimize sokularak 6 saat bekledikten sonra, Şumnu Garı'nda kara tren vagonlarına binmiş, 26 Nisan 1951...

AYÖO Hazırlık Lisesi dönemi bitti

Resim
31 Mayıs 1964 Pazar, Ankara... Geçen hafta, kurtarma yazılı ve sözlüleriyle, 1963-64 Eğitim ve Öğretim yılı fiilen sona erdi. Korkulu rüyam olan Cebir ve Geometri derslerimin ortalaması 8 oldu. Bu demektir ki ''İyi Derece'' ile Lise Diploması alabilecek duruma geldim. Geldim diyorum çünkü henüz hiçbir şey bitmedi. Önümüzdeki hafta bitirme sınavları var. Birinci ve ikinci yarıyıl notlarınız ne olursa olsun, bitirme sınavlarında da geçer not almak zorundasınız. Öyle ki, bitirme sınavları soruları bütün yıl gördüklerimizi kapsayacak biçimde düzenleniyor. Bizim, Lise Bitirme Sınavları dediğimiz uygulama, Osmanlı döneminde “Olgunluk sınavları'' olarak uygulanıyordu. Osmanlı döneminde ilk kez Mektebi Sultani'de (Galatasaray Lisesi'nde) 1869 yılında uygulanmaya başlanmıştı. 1955 yılında olgunluk sınavı yerine lise bitirme sınavları getirildi. Liseyi bitirip de yüksek öğrenim yapmak isteyenlerin akademik olgunluğunu anlamak için düzenlenen ve uygulanan sın...

Ayvaz Gökdemir ve Laiklik Düğümü

Resim
3 Mayıs 1964 Pazar, ÜKD Ankara... Sınavlar, ödevler, etüdler ve derslerden çok bunalmış biri olarak, manevi desteğe ihtiyaç duydum. Sabah kahvaltısından sonra, manevi dünyamız olarak tanımladığımız, Üniversiteliler Kültür Derneği'ne geldim. Geçtiğimiz haftalardaki sohbetlerimizin önemli bir bölümü Din ve Dindarlık kavramları üzerineydi. Bu sohbetlerde ulaştığımız en önemli sonuç, karşılaştığımız problemlere çözüm arayışlarında, ilk başvuru kaynaklarımız Ayetler ve Hadisler olacaktı. Bugünkü sohbet konumuz, İslama aykırı olan ''Laiklik'' kavramı üzerineydi. Toplantı odamızda herkes sıralara oturduktan sonra kürsüde yerini alan Ayvaz Gökdemir, ''Sevgili Din kardeşlerim, ülküdaşlarım, kardeşlerim. Bugünkü sohbet konumuz ''Laiklik Düğümü'' Kafalarınızda bazı soru işaretleri kalmasın diye, önce Hristiyan Batı ülkeleriyle Amerika'da kabul edilmiş olan ''Laiklik'' kevramı üzerinde durmak istiyorum. Batı’da hür düşünce, Kil...

Ayvaz Gökdemir ile tanışıyoruz

Resim
23 Şubat 1964 Pazar, 2. akşam etüdü... Maltepe Demirtepe'deki geçici binamızda, akşam ikinci etüdündeyiz. Yarınki derslerin ödevleri bitirilmiş, sınıfta hafif seslerle koyu bir muhabbet başlamıştı. Derken kapı açıldı. Uzun boylu sayılabilecek, oldukça yakışıklı, güler yüzlü ve güven duygusu veren biri girdi sınıfımıza.  Şaşkın bakışlarla kendisine bakan bizleri bir süre süzdükten sonra, ''Ben ağabeylerinizden biri, Ayvaz Gökdemir. Siz kardeşlerimle tanışmak ve herhangi bir isteğiniz, ihtiyacınız var mı? Diye sormaya geldim. Ankara Üniversitesi Dil ve Coğrafya Fakültesi öğrencisiyim. Hazırlık liselerinin tedrisatından geçmiş biri olarak, yardımcı olabilir miyim diye geldim. Biliyorsunuz, bu millet bizi bağrına bastı. Önce Yatılı Öğretmen Okullarında, şimdi Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nda eğitim ve öğrenim görmemiz için her türlü fedakarlığı yapıyor, yapmayı da sürdürecek. Bizler de bunun karşılığını, öncelikle, sınıflarımızda başarılı öğrenciler olarak ödeyeceğiz....

AYÖO Hazırlık Lisesi İkinci Dönem

Resim
10 Şubat 1964 Pazartesi, Atatürk Lisesi... Ankara Yüksek Öğrtemen Okulu Hazırlık Lisesi 2. dönem eğitim ve öğretimi bugün bayrak merasiminden sonra resmen başladı. İlk dersimiz, aynı zamanda okul müdürümüz, Mustafa Sarıcalı'nın astronomi dersiydi. ''Birinci dönem karnesinde zayıfı olanlar parmak kaldırsın'' deyince, benimle birlikte, neredeyse bir düzine arkadaşım parmak kaldırdı. Bir süre parmak kaldıranlara baktıktan sonra ''birinci dönem ilk derste sizleri uyarmıştım. Her neyse olan olmuş. Neden böyle oldu? Diye üzüleceğinize, sonucu kabul ederseniz sorun ortadan kalkar. Çözüm arayışı devreye girer ki, disiplinli ve çok çalışarak durumunuzu düzeltebilirsiniz.'' Haklıydı...Dövünmenin yararı yoktu. Geçmişimde olduğu gibi, her zaman, en kötü olaylardan en iyi sonuçları çıkarmasını bilen birisi olarak yola koyulmalıydım. Koyuldum da... İlk günün rehaveti öğretmenlerimizde de vardı. Derslerden çok, karne sonuçları üzerinde konuşuldu. Başarısız olu...