emek en yüce değerdir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
emek en yüce değerdir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2023 Cuma

EMEK EN YÜCE DEĞERDİR

 


3 Temmuz 1960 Pazar, Karabucak Tarsus…

Bu sabah da okaliptüs ağaçlarının meltem rüzgarıyla dans eden yapraklarından yansıyıp, salınan cibinlikten geçerek gözüme ulaşan güneş ışınlarının etkisiyle gerinerek uyandım.  

Saat 06,30’du…

İvriz Öğretmen Okulu’ndan kalma alışkanlıklarım devam ediyordu. Yerden, yaklaşık 2 metre yükseklikteki çardakta, İvriz'in ünlü zil sesleri ve ranzalara vurulmadan kalkma alışkanlığı edinmiştim.

İyi ki 06,30'da kalkma alışkanlıklarım var dedim içimden. Bu sayede zorlanmadan kalkıyor ve tam zamanında dikim sahasında oluyordum.

Bugün ücret alma günüydü. 5 Haziran günü başladığımız mevsimlik işçilik döneminin birinci bölümü tamamlanmış, ücret alacak hale gelmiştik.

Emek en yüce değer idi.

Karşılığını alacaktık.

Bugün çalışmayacaktık…

Aldığımız ücretin bir bölümüyle zorunlu ihtiyaçlarımızı giderirken bir bölümü de biriktirilecekti işsiz kalacağımız, çalışamayacağımız günler için.

Yatmakta olduğum çardakta bir kez daha gerindim. Yatağıma uzanarak, Okaliptüs ağaçlarının yapraklarında dans eden güneş ışınlarını seyrettim. Kanalda akmakta olan suyun şırıltısını dinleyerek biraz daha yatak keyfi yaptım.

Anamın ”Mehmeeet… Mustafaaa. Kalkın artık” ünlemesiyle kalktım.

Anam kahvaltıyı hazırlamıştı bile.

Kardeşimi de uyandırmalı, kahvaltımızı etmeli ve 27’şer günlük ücretlerimizi almak için İşletme Şefliği muhasebesine gitmeliydik.

İşletme muhasebesinde çalışan Halil Amcanın kızı Zeynep, ‘’Muhasebe servisinin şefi İsmet Bey’in yanı sıra orman mühendisleri Yaşar Bey ve Muzaffer Beyle tanışırsanız rahat edersiniz.’’ Diye tembihlemişti dün.

Ayrıca ulaşımda önemli bir yeri olan araç sürücülerinden, Adem Usta ile Mahmut Ustayı da tanımamızda büyük fayda olacağını söylemişti.

Kahvaltıdan sonra babam ve kardeşimle muhasebeye gittik. Daha işçilerden kimse gelmemişti.

Zeynep bizi Muhasebe Şefi İsmet Beyle tanıştırdı. İsmet Bey hal ve hatırımızı sorduktan sonra, önündeki evraklara bakarak babama 135 Lira, kardeşim ve bana da 108’er Lira ödeme yaptı.

Ailemizin bütçesine 351 Lira girmişti. O yıllarda oldukça iyi bir paraydı 351 Lira. Sonuç ailemizin yüzünü güldürmüştü…

Daha ne olsun du? 

Emek en yüce değerdi.  karşılığını almıştık. 

Hayat güzeldi be kardeşim, yaşamaya ve yaşatmaya değerdi…

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...