yazarlığa hazırlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yazarlığa hazırlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Aralık 2022 Çarşamba

İVRİZ'DE CUMARTESİ ETKİNLİKLERİ

 

6 Aralık 1958 Cumartesi, İvriz…

Torosların kuzeybatısındaki yamaca konuşlanmış İvriz’deki yatakhanelerin arasından uğuldayarak geçen deli poyrazın sesiyle uyandım ranzanın üst katındaki yatağımda.

İçeriden buz tutmuş pencere camını kazıyarak dışarı baktım. Tanyeri ağarmakta ve deli poyraz karları yerlerinden söküp savuruyordu pencerelerimize.

Ağaçların üstünde ışıldayan tomurcuklar halindeki karlar yerlere dökülüyor, yerdeki karlar poyrazın önünde tozarak havalara savruluyordu. Dağ taş beyaza bürünmüştü.

Oysa Cumartesi günlerinin ayrıcalıklı bir yeri vardı İvriz’de. En aktif geçen günler arasındaydı Cumartesi günleri.

Deli poyraz vız gelirdi bizlere. Zaten, İvriz yerleşkesindeki kara kış ile deli poyrazın olumsuz etkilerine biyolojik yapımız da uyum sağlamıştı. Sürekli hareket halinde oluşumuz ve etkinlikler terlememizi bile sağlıyordu.

Nöbetçi öğretmenin ranzalara vuracağı anahtar sesini duymadan kalktım.

Elimi yüzümü yıkarken, nöbetçi öğretmen Hüseyin Seçmen ‘’Günaydın Mehmet’’ dedikten sonra anahtarını ranzaların demirlerine vurarak girmişti yatakhaneye.

Saat 6,30’da hepimiz nöbetçi öğrencilerin sobasını yaktığı sınıflarımızda yerimizi almıştık. Haftanın son etüt saatindeydik.

Kahvaltıdan sonraki sportif etkinliklerin  ardından yapılan 4 saat ders ve öğlen yemeğinden sonra Bayrak merasimi başladı.

Okul müdürü Kamil Açan’ın yıllar boyunca hafızamızdan silinmeyen eğitim ve öğretimle ilgili konuşmaları yapıldı.

O dönemin yönetici ve öğretmenleri, başta İvriz olmak üzere, İlköğretmen okullarını salt bir okul ya da bir eğitim sistemi olarak görmüyordu.

Okul Müdürümüz Kamil Açan’ın sürekli vurguladığı gibi ‘’adam etme ve öğretme’’ kurumları olarak görüyorlardı İvriz’i…

İnsanı insan olarak sevmek, insan olduğunu hissettirmek bilincini geliştiren kurumlar olarak görüyorlardı okulumuzu. Kemalizm’in temel ilkeleri uygulanıyordu.

Bayrak merasiminden sonra öncelikle sınıflarda, yatakhanelerde ve diğer birimlerde genel temizlik için, her hafta olduğu gibi, bu hafta da temizlik ve diğer nöbetçi öğrenciler seçildi.

Nöbetçileri özendirmek için yarışmalar düzenlenir, nöbetçi öğretmenler ve başkanlar tarafından gezilerek puanlama yapılırdı. Pazartesi günleri bayrak töreninden sonra da en iyi temizlik puanlarını alanlar ödüllendirilirdi.

Başta yatakhanelerimiz olmak üzere İvriz yerleşkesinde bulunan bütün birimlerde temizlik ve düzen birincil önceliklerimizdendi.

Diğer taraftan bütün birimlerde nöbet ve görev aldığımız, üretim yaptığımız için, üretimden gelen gücümüzün de farkına varmıştık.

Üretmek harika bir duyguydu. Eleştirel bilince sahip, akıl ve bilime inanan bireylerin yetiştirildikleri demokratik, laik ve çağdaş bir eğitim kurumuydu İvriz. Üretim Gücümüzü destekliyordu.

Başta özgüvenimiz olmak üzere, bizlere kazandırdığı pek çok yeteneklerimizin yanı sıra, gözden kaçırılmaması gereken bir diğer nokta da, İvriz’de verilen sanat eğitimiydi.

Başta müzik ve resim olmak üzere, yazarlığa hazırlık, senaristlik, küçük hikâye yazarlığı, tiyatro ve folklor çalışmaları üzerinde önemle durulurdu.

İvriz’deki öğrencilerin yüzde doksanı uzak köylerden geldikleri ve yatılı olduklarından hafta sonu tatillerinde evlerine gitmezler, gidemezlerdi.

Bu nedenle de Cumartesi günleri akşam yemeğinden sonra yemekhanemiz bir tiyatro ve konser salonuna dönüştürülürdü.

Düzenlenen hafta sonu eğlenceleri önemliydi. Bu eğlencelerde çeşitli yazarların tiyatro eserleri ya da İvrizli öğrencilerin yazdıkları oyunlar sergilenirdi.

Bazen şiir ve şarkı yarışmaları düzenlenir, arkasından folklor gösterileri olurdu. Bazı hafta sonlarında seçme Türk filmleri de getirildiğini anımsıyorum.

Düzenlenen hafta sonu etkinlikleri ve eğlenceler önemliydi. Önemliydi çünkü hem o haftanın yorgunluğunu atmaya yardımcı oluyor, hem de sistemli bir şekilde, grup olarak öğrencilerin bir program düzenleme yeteneklerini geliştiriyordu.

Mezun olduktan sonra gideceğimiz köylerde bu tür etkinliklerin düzenlenebilmesi için bu tecrübeyi önceden kazanmış olmamız açısından bir avantaj olarak görülüyordu.

Konferans salonuna dönüştürülen yemekhanemizin bir başka işlevi de geniş katılımlı hafta sonu toplantılarıydı.

Geniş söz hürriyetinin olduğu bu toplantılarda işçi, öğrenci, öğretmen, idareci ve müdür ayırımı yapılmazdı.

Bazı Cumartesi toplantılarında İvriz’deki değişik birimlerin işleyişi üzerinde tartışmalar açılırdı. Öğrenci nöbetleri bunlardan biriydi.

Yemekhane ve idarede görev alan öğrencilerin nöbet sürelerinin uzunluğu, giremedikleri derslerin notlarını arkadaşlarından alıp, yazmaların zorlaştırıyordu.

Öğrenci nöbetleri dışında, erzak, ders, inşaat, ziraat, revir ve hastalık, giyecek, spor gibi her konu üzerinde görüşülür ve sorunlar tespit edilerek çözüm yolları aranırdı.

Harika günlerdi İvriz’deki Cumartesi günleri…

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...