Eski Ankara Ulus'tur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eski Ankara Ulus'tur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ağustos 2023 Perşembe

ESKİ ANKARA ULUS'TUR


5 Nisan 1964 Pazar, saat 20;00 Ankara...

Gün içinde ve birinci akşam etüdünde ödevlerim bitmişti. Cebir ve Geometri derslerinden de iyi notlar almaya başlayınca, ülkemizin başkenti Ankara'yı tanımak ve bütünleşmek istedim.

Etüd sınıfımızın penceresinden bir süre Gazi Mustafa Kemal Bulvarı ve Köşk Gazinosu ışıklarını izledikten sonra ''Anı Defteri'' açıldı. Yazmaya başladım. Yanımda oturan Yaşar Samyeli ''yine mi Akıncı'' Dedi...

*****

Hemen her hafta sonu öğleden sonra, yıkanıp yunmak için, okulun verdiği hamam kartlarıyla Ulus'taki tarihi Eynebey Hamamı'na gidiyoruz. Dün o günlerden biriydi.

Hamamdan çıktıktan sonra, Atatürk Anıtı çevresinde birkaç tur atıp, önce Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Kurtuluş Savaşı Müzesi olan I. TBMM binasını sonra da Türkiye Cumhuriyet Müzesi'ni gezdim.

Cumhuriyet Müzesi ya da II. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası 1923 yılında Mimar Vedat Tek tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası toplantı yeri olarak tasarlanmış bodrum üzerine iki kat olarak kesme taştan inşa edilmişti.

Toplantılar ve idari bölümler için I.TBMM binası yeterli gelmeyince meclis binası olarak düzenlenmiş ve 18 Ekim 1924 tarihinde hizmete açılmıştı.

Her iki müzeyi de gezdikten sonra, küçük bir bozkır kasabası iken koca bir ülkenin Başkenti olan Ankara’nın en eski semti Ulus’un tarihi yapısının hikâyelerini ve mimarisini öğrenmeye karar verdim.

Ankaralılar bilir. Eski Ankara Ulus’tur. Ulus Ankara’nın ilk merkezidir. O zamanki adıyla Taşhan Meydanı'dır. Genç cumhuriyetin, başta meclis binası olmak üzere, kamu binalarının yer aldığı bir açık alandır.

Yirminci yüzyılın sonunda, 1892’de demiryolunun Ankara’ya gelmesiyle, 1895-1902 yılları arasında Ankara Valisi Abidin Paşa’nın mektupçusu İsmail Bey tarafından Taşhan binası yaptırılmıştır. Önündeki açık alan da Taşhan Meydanı olarak anılmaya başlamış.

Aslında Taşhan meydan değil, mezarlıkların olduğu bakımsız bir açık alan. Ekonomi geliştikçe, demiryoluna bağlı olarak, ithalat ve ihracatın gelişmesiyle bakımlı hale dönmeye başlamıştır.

Taşhan Meydanı, meydana Ulus Cumhuriyet Anıtı konulunca Hâkimiyet-i Milliye yani Ulus adını almıştır.

Ulus Meydanı’ndaki Ulus Cumhuriyet Anıtı, Yenigün Gazetesi’nin öncülüğünde Türk halkı tarafından yaptırılmıştı.

Türk hükümetince açılan uluslararası yarışmanın birincisi Avusturyalı sanatçı Heinrich Krippel’e 1925 yılında sipariş edilmiş, Viyana’da Birleşik Maden İşletmeleri’nde döktürülen heykel, 24 Kasım 1927’de bir törenle Sümerbank Binası önündeki meydana dikilmiş ve meydanın genişletilmesi sırasında ilk yeri değiştirilerek bugünkü yerine taşınmıştı.

Ön ve arka düzlemde yer alan figürler arasına yerleştirilmiş ana kaidede, asker giysileri içindeki Atatürk, Sakarya adlı atı üzerinde gösterilmişti.

Kaide üzerindeki kabartmalarda Türk halkının kökeni, kazandığı Kurtuluş Savaşı, Atatürk’ün Ankara’ya gelişi gibi konular anlatılmıştır.

Yeni Gün adıyla da bilinen anıtın dört yanında, taş kaideler üzerinde bronz dökümden dört figür bulunur. Bunların ikisi ülkesini koruyan ve gözeten Türk askeri, Mehmetçik’i; diğer ikisi ise Türk kadınını, halk arasında ulusal dayanışmanın kahramanı “Kara Fatma” olarak bilinen mermi taşıyan kadın anayı simgeler.

Ulus Cumhuriyet Anıtı da Kızılay’daki Güven Anıtı gibi çevreyle olan oransal ilişkinin bozulması, özellikle Ulus’a yapılan Emek İşhanı’nın etkisiyle, bir zamanların “büyük” anıtı olma özelliğini kaybetmiştir.

Ulus Meydanı kentin ilk kamusal mekânı olarak Eski Ankaralılar ile Yeni Ankaralıların buluşma ve toplanma yeriydi.. Her iki grup da, 1940’lara dek, Ulus’u merkez olarak kullanmış, gündelik uğraşlarını burada sürdürmüş, çeşitli tören ve kutlamalarla Cumhuriyet coşkusunu burada birlikte yaşamışlardı.

1900’lerin başında sadece birkaç küçük konaklama yerinin olduğu Ankara’da, başkent oluşunun ardından bu tür mekânların çoğaldığı görülmektedir.

1928’lerde sayıları on civarında olan oteller sadece konaklama amacıyla değil, Ankara bürokratlarının ve ailelerinin bir araya geldiği, yemek yiyip sohbet ettiği, yabancıların uğradığı, resmi toplantıların yapılıp, politik kararların alındığı çok amaçlı mekânlar olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bu mekânlardan en önemlisi Taşhan’dır. 1928 yılına kadar önemli bir sosyal görevi yerine getirmiştir.

1928 yılında: Taşhan’ın yıkılarak yerine yeni ve modern bir banka binası yapılması için proje yarışması açılır. Ankara İmar Planı yarışmasını kazanan ve Plan Danışmanı olan Prof. Hermann Jansen Taşhan’ın yıkılmasını istemez, ancak itirazlarına rağmen, Taşhan yıkılmıştır.

Yeni yapı 1937-1938 yılları arasında inşa edilen dairesel formdaki yeni yapıda modern mimari anlayışı uygulanmıştır. Yapı bittiğinde, Sümerbank Satış Mağazası adı altında, Ankara’nın en modern binası ortaya çıkar. Tren garından gelen aksın bakış açısını oluşturacak şekilde tasarlanmıştır.

Taşhan Meydanı, Cumhuriyet sonrası politik ve bürokratik merkez özelliklerinin yanı sıra açılan sinema, pastane, bar ve diğer mekânlar ve kentsel açık alanlar ile aynı zamanda sosyal bir merkez haline gelmiştir.

Ulus’ta ilk yıllardan başlayarak meydanlar, parklar, resmi yapıların bahçeleri ile modern ve yeni yaşamı yaygınlaştıracak çeşitli aktiviteler için kullanılmaya başlanmıştır.

Bu açık alanlardan en çok bilineni Ankara Palas, Merkez Bankası ve Bankalar Caddesi üçgeninde kalan Millet Bahçesi’dir.

Akasya ağaçları, ortasındaki havuzu ve ahşap sinema binası ile Ulus Ankaralıların çeşitli kutlamaları yaptığı meydandır. Sakarya Meydan Savaşı zaferi, ilk İşçi Bayramı ve bando dinletileri için yoğun olarak kullandıkları yerdir.

Törenlerin izlenme yeri, milletvekillerinin ve bürokratların dinlenme mekânı olan Millet Bahçesi’nde sinemaseverler için her gece yapılan film gösterimleri büyük ilgi çekmiştir.

1924 yılında kurumsal bir işleyişle yenilenmiş, kare biçiminde sahnesi olan, localı sinema binasında gerçekleştirilmeye başlanmış, bina tiyatro temsillerine, dahası Büyük Orkestra’nın Ankara’daki ilk konserine de ev sahipliği yapmıştır.

Bahçede bu etkinliklerin yanı sıra modern ve yeni yaşamın yaygınlaşması ve sergilenmesi amacıyla özel günlerde hafif müzik eşliğinde gençler dans etmekte, yaşlılar Türk Müziği konserleri dinlemektedir.

Ankara’nın ilk çiçekçisine de ev sahipliği yapan bahçe içerisinde Atatürk’ün de sıklıkla gittiği bir lokanta ve çay bahçesi bulunmaktadır.

1925 yılında Fresco Bar adıyla açılmış olan lokanta o yıllarda bir buluşma mekânı olarak Ankara’nın sosyal yaşamına damga vurmuştur. Millet Bahçesi 1926 yılında kapatılmış, bahçenin bir kısmına 1933 yılında sıra dükkânlardan oluşan Şehir Çarşısı yapılmıştır. 

Ankara’da yaşamı renklendiren kentsel açık alanların bir diğer örneği ise T.B.M.M.’nin o zamanki ikinci binasının halka açık bahçesidir.

Kademeli şelaleleri olan havuzların, heykellerin yer aldığı bu bahçede bulunan sahnede konserler verilmekte, her hafta tekrarlanan bu konserlere Ankaralılar büyük ilgi göstermişlerdir.


BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...