Kayıtlar

İvriz öğretmen Okulu etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Üniversite giriş sınavlarına hazırız

Resim
26 Haziran 1964 Cuma, Ankara... Ankara Yüksek Öğretmen Okulu (AYÖO) Hazırlık Lisesi müdürlüğünce düzenlenen üniversite hazırlık kursları bugün öğleden sonra sona erdi. Yarın, 27 Haziran Cumartesi günü Matematik, Astronomi, Fizik, Kimya ve Biyoloji bilgilerimiz test edilirken 28 Haziran Pazar günü de Türkçe, Edebiyat, Tarih, Coğrafya ve Felsefe bilgilerimiz test edilecek. Üniversite giriş sınavlarını her üniversite kendi düzenliyor. Henüz merkezi sistem uygulaması yok. Bu oluşum sınavlara girecek öğrencileri zora sokuyor. Sokuyor çünkü Fen ve Mühendislik Bilimlerini Ankara'da, ekonomi ve Hukuk bilgilerini İstanbul üniversitelerinde okumak isteyen bir öğrenci Ankara'da sınava girdikten hemen sonra İstanbul'daki sınava yetişmek zorunda. Bizim için böyle bir sorun yok. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu, başta Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi olmak üzere, Dil ve Tarih coğrafya Fakültesi, Orta Doğu teknik Üniversitesi ve Ziraat Fakültesi'ne öğrenci gönderiyor. Hazırlık sını...

BABAMIN TURAN EMEKSİZ AĞAÇLAMA SAHASI

Resim
  24 Mayıs 1961 Çarşamba, Tarsus … Sanki karyola demirlerine vuruluyormuş duygusuyla erkenden uyandım. İvriz’deki alışkanlıklar devam ediyordu ve yaşadığım sürece de devam edecekti. Yer yatağındaydım. Gözlerimle ortamı taradım. Nihayet Tarsus Turan Emeksiz Ağaçlama Sahası'nda, ailemin yanındaydım. Dün gece Hacıkırı (Kıralan) Köyü'nde Musa Emminin Tanrı Misafiri konumundaydım. 22 Mayıs Pazartesi günü ayrıldığım İvriz Öğretmen Okulu’ndan, unutulmazlarım arasına girecek olan, maceralı bir yolculuktan sonra dün akşam geç vakitlerde ailemin yanına gelebilmiştim. Gelebilmiştim ama Torosların eteklerindeki Hacıkırı-Kıralan Köyü ve Alman Köprüsü hala aklımdan çıkmıyordu. Ne yolculuktu ama dedim kendi kendime… Bir süre daha Alman Köprüsü maceramı düşündükten sonra, gün ışırken kalktım. Anamla babam benden önce kalkmışlardı. Dışarı çıktım. Başta sardunyaların yer aldığı bir çiçek bahçesiyle karşılaştım. Dün akşam karanlıkta dikkatimi çekmemişti. Kumul fırtınalarının olduğu...

1960-61 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI SONU

Resim
21 Mayıs 1961 Pazar, İvriz… Mayıs ayı bayramların ayıydı 1961 yılında. Öyleydi çünkü 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı (ki ülkemizde genellikle bahar bayramı olarak kutlanır), 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı cuma günü kutlamıştık. 25 Mayıs Perşembe günü Kurban Bayramı ve 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı olmak üzere 2 bayram daha bayram kutlanacaktı. Kurban Bayramı ile 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı'nı ailemin yanında kutlamak istiyordum. 1961 Mayıs Ayı Bayramlar ayı olmasının yanı sıra bizim için ayrı bir önemi vardı. İvriz Öğretmen Okulu’nda üç yılımızı tamamlamış ve Ortaokul diploması almaya hak kazanmıştık. Bütün yazılı ve sözlü sınavlar 19 Mayıs’tan önce bitmiş, 18 Mayıs Perşembe günü karnelerimiz bile dağıtılmıştı. Bu dönemde de, tam olarak hak etmesem de, bütün derslerim 10 üzerinden 10 olarak karneme geçmiş, üstelik takdirname de almıştım. Dersler, sınavlar bitmiş ve karneler de alınmış olduğundan yapılacak tek şey yaz tatilinde nerede ve nel...

VİVALDİ KEMAN KONÇERTOSU OLGUNLAŞIYOR

Resim
  5 Mart 1961 Pazar, İvriz... Sabah kahvaltısından sonra Müzikhaneye geldim. Antoni Vivaldi'nin Dört Mevsim Konçertosu'nun İlkbahar bölümü notalarını, keman olmaksızın, sesli çalıştım. Birkaç kez sesli çalıştıktan bir süre sonra kemanımda yay çekerek notaları çalışmaya başladım. Yaklaşık iki saat yay çektikten sonra piyano başına geçip tuşlara basmaya başladım. Notaları ezberlemeliydim yapacağım tekrarlarla... Öğle yemeği için ara verdim. Yemekten sonra bir süre açık havada dolaştım. Saat 14:00 sularında müzikhaneye geldim. Bir süre sonra Kemal Bey de geldi. -Hadi bakalım Akıncı. Dünden beri neler yaptığını görelim. -Oldukça iyi çalıştım öğretmenim. -Göster bakalım Akıncı. Seni dinliyorum... Kemanımın akordunu kontrol ettikten sonra yay çekmeye başladım. Kemal Bey hiç sesini çıkarmadan dinledi beni. Parçayı bitirip, kemanı indirdiğimde, -Fena değil ama yeterli de değil. Yay çekmede pürüzlerin var. Çıkardığı sesler çok net olmalı. Daha çok çalışman gerekiyor. Dedi....

HAYALİMDE İSTANBUL ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU

Resim
3 Kasım 1960 Perşembe, İvriz… İçim içime sığmıyordu… Nasıl sığsın ki? Hayallerimin şehri, İmparatorluklar Başkenti İstanbul’da okuma fırsatını yakalamıştım. Son iki saatimiz müzik dersiydi. Müzik öğretmenimiz Kemal Çuhalılar ‘’İstanbul Çapa İlköğretmen Okulu Müzik Seminerine gitmek isteyen var mı?’’ Sorusunu sorduğu anda ilk kalkan parmaklardan biri benimdi. Benimle birkaç parmak daha kalkmıştı. Kemal Bey kalkan parmakları gözden geçirdikten sonra ‘’ Çapa Müzik Semineri için iyi derecede Keman ve Piyano çalmak, birer parça hazırlayarak sınavına katılmak zorundasınız. Yaz tatilinde de okulda kalıp çalışmalısınız.’’ Deyince parmakların bazıları inmişti. Ben indirmemiştim. İndirmeyenlerden biri de Akif İken idi. İkimize ayrı ayrı bakıp ‘’yarından itibaren hazırlanmaya başlayabilirsiniz.’ Demişti. Seçilmiştim… İstanbul Çapa İlköğretmen Okulu Müdürlüğü, Türkiye’deki İlköğretmen Okulları müdürlüklerine yazı yazarak; normal derslerin yanı sıra müzik ve resim konusunda uzmanlaştırmak...

İVRİZ'DE 1960-61 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI

Resim
  19 Eylül 1960 Pazartesi, İvriz… Madeni anahtar sesleriyle uyandım. Neler oluyor diye gözlerimi açıp, kafamı kaldırdığımda cibinlik ve okaliptüs ağaçlarını göremedim. Neredeydim acaba? Karabucak Okaliptüs Fidanlığı'nda olamazdım, ağaçları yoktu. Mersin Göçmen barakalarında da olamazdım. Olamazdım çünkü, ''geri döndüğümde hiç kimseyi yatağında görmeyeceğim'' sesi beynimde yankılandı. Ses Hüseyin Seçmen'e aitti. Bir ranzanın üst katında İvriz yatakhanelerinden birindeydim.  Hüseyin Seçmen de nöbetçi öğretmendi. Demek ki İvriz'de, sıcak yuvamızdaydım. Sınıf arkadaşlarım yataklarından inip, hızla giyinmeye başlamışlardı bile. Zamanda geriye, Cumartesi gününe gittim. Tarsus’tan bindiğim trende gecelemiş, Pazar günü de öğleden sonra İvriz’e gelmiştim. Yaklaşık üç ay bir buçuk metre yükseklikte bir çardakta, cibinlikle çevrelenmiş bir yatakta gecelemiştim kardeşimle. Ranzanın üst katındaki yatağımı çardaktaki yatak olarak algılamış, okaliptüs ağaçlarını...

1959-60 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

Resim
21 Eylül 1959 Pazartesi, İvriz… Saat 06’da kalk zilinin çalmasıyla birlikte elindeki anahtarlarla demir ranzalara vurarak nöbetçi öğretmen girdi yatakhanemize. Bu kez yadırgamadık kalk zilini ve anahtar seslerini. İstemeyerek yataktan doğrulup, gözlerimizi ovuşturarak kalktık. Yaz tatili anılarımızı konuşurken farkına varmamış, dün akşam oldukça geç yatmıştık.  Çabucak giyinip, elimizi yüzümüzü yıkadık. Yataklarımızı düzeltip etüt için sınıflarımızda yerimizi aldık.  Sınıfımıza yeni bir katılım olmuştu. Akif İken… Okula yeni atanan ve Türkçe derslerimize girecek olan Şerif İken’in kardeşiydi. Uzun boylu, sarışın, yakışıklı bir çocuktu Akif. Henüz dersler başlamadığı için ödev ve gözden geçireceğimiz konular yoktu. Bütün arkadaşlar yaz anılarında başlarından geçen ilginç olayları anlattılar. Ben de en yakın arkadaşım, ki her şeyimi paylaştığım dostum olmuştu, Emin Özkan'a anlattım Konya maceramı. Kardeşim Mustafa Konya Maarif Koleji’nin açtığı sınavı kazanara...

İVRİZ'DE İKİNCİ YARIYIL 1959

Resim
2 Şubat 1959 Pazartesi, İvriz… 1958-59 Eğitim ve Öğretim Yılının ikinci yarıyılı bayrak merasimi için toplanmış bulunuyoruz. Nasıl da özlemiş, benimsemiş ve gerçek evimiz sanmışız İvriz Öğretmen Okulu’nu. Sevgililerine kavuşmuş gibiydi bütün arkadaşlarım. Mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Okul müdürümüz ve diğer yetkilileri beklerken zamanda geriye, 3 gün öncesine, Misli'ye gittim. 31 Ocak Cumartesi günü anamın ellerini öpüp, hayır duasını aldıktan sonra arkadaşlarımla vedalaşmış, kardeşim Mustafa da Hüyük İstasyonuna kadar bana eşlik etmişti. Hüyük'te bindiğim Toros Ekspresinden Ulukışla’da inip beni Ereğli’ye götürecek olan trene bindiğimde içim içime sığmıyordu. Yuvama, beni eğitip adam edecek, bilgilerle donatacak okuluma gidiyordum. Yolculuk boyunca Okul Müdürümüz Kamil Açan’ın bayrak merasimlerinde yaptığı konuşmalar kulağımda çınlıyordu. Üzerine basa basa ” Eğitim bir insanın hayatını devam ettirebilmek için öğrendiği her şeydir. Sizlere burada öncelikl...

RESİM ÖĞRETMENİMİZ MEHMET KARAMAN

Resim
24 Eylül Çarşamba 1958, İvriz… Bugün İlk iki saatimiz Resim dersi olup, ders Öğretmenimiz Mehmet Karaman… İvriz Köy Enstitüsünün direklerden biri olduğunu öğrenmistik ağabeylerimizden . Yaşamını köy enstitüsü davasına adamış, ömrünü köy enstitüsü aşkıyla taçlandırmış, yediği ekmeği, içtiği suyu soluduğu havayı İvriz’e taşımıştı.  Sınıfça ayakta karşıladığımız Mehmet Karaman  -Günaydın çocuklar, oturun lütfen. Dedikten sonra, sınıf tamam mı der gibi bana baktı, onaylamam üzerine, ders defterini imzalayıp kapattıktan sonra hepimizi süzdü sevecen bir bakışla. Anlaşılır ve gür bir sesle, -Güzel sanatların önemli kollarından biri olan resimle haşır neşir olmaya hazır mısınız? Hazır değilseniz bile bir süre sonra hazır olacaksınız. Çünkü yaşamın ta kendisidir resim ve resmetmek. ”Yaşama gülümseyebilmektir sanat. Ya da Sanat, yaşama gülümseyebilmektir. Öyledir çünkü gülümseyen birine “ne kadar güzel, ne kadar çekici, tıpkı bir sanat eseri gibi…’’ Denmesinin nedeni budur. Sabahla...