Ankara Kızılay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ankara Kızılay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ağustos 2023 Pazar

GENÇ BAŞKENTİN YENİ SOSYAL MERKEZİ YENİŞEHİR

1950'lerde Ankara Yenişehir

19 Nisan 1964 Pazar, Ankara...

Peşpeşe gerçekleşen sınavlardan, iyi derecede lise diploması almamı sağlayacak sonuçlar almaya başladım. Moralim düzeldi. Yaşadığım kent, Başkent Ankara'ya odaklanma fırsatı yarattım.

1951'de, Ceyhan pamuk tarlalarında kantarda görevli, mevsimlik işçi üniversiteli Muzaffer Abinin ''gerçek bir üniversiteli olmanın yolu, kentin kütüphanelerinden ve kentle bütünleşmeden geçer.'' sözü hep rehberim oldu.

Buna, Çapa Öğretmen Okulu'ndaki Tarih Öğretmenim Niyaz, Akşit'in, ''kentle bütünleşebilmek için, önce tarihini öğrenmen sonra da tüm eski kent merkezini yürüyerek gezmelisin'' sözlerini rehber edindim. 

Önce Ankara'nın Başkent oluşu ve gelişimiyle ilgili bilgi topladım. Sonra da Ankara'nın ilk siyasi ve ekonomik merkezi olan Ulus Meydanı ve çevresini gezerek tanımaya çalıştım.

Sıra Ankara'nın yeni ekonomik ve sosyal merkezi Yenişehir Semtini tanımaya ve anlamaya gelmişti.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında, günümüzdeki Sıhhiye bölgesinde 150 hektarlık bir alanın, Yenişehir adıyla, planlaması yapılır ve bazı bakanlıklar bu bölgeye yerleştirilir.

Yenişehir bölgesi yapılaşmaya başlar. 1920’lerden itibaren bahçeli evler inşa edilir. Yenişehir’de yeni yaşam biçiminin temsil edildiği en önemli mekân, sonradan Kızılay adını alacak olan, Havuzbaşı Parkı'dır.

Ortasında, Barok bir heykel grubunun taşıdığı çanaktan sular dökülen bir havuz vardır. Meydana adını veren bu havuzun yer aldığı alanda gezilmekte, oturulmakta ve konserler izlenmektedir.

Havuzbaşı'nın açıldığı büyük meydan, 1927 yılında Kurtuluş Meydanı adını alır. Meydana, 1929 yılında Kızılay Genel Merkezi binası yapılınca Havuzbaşı bölgesi Kızılay Parkı, meydan Kızılay Meydanı, Yenişehir ise Kızılay olarak anılmaya başlar.

İzmir Caddesi, Sakarya Caddesi, Yüksel Caddesi, Karanfil Sokak ve diğerlerini içine alan Havuzbaşı, Kızılay Meydanıdır artık.

Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren önemli bir konumu olan Kızılay, yıllar içinde pek çok kez dönüşüm geçirse , Başkent'in merkezi olma özelliğini hiç yitirmedi.

Ulus Meydanı’nın resmi kimliğinin aksine, sivil kullanımlar için düzenlenmiş olan Havuzbaşı ki Kızılay Meydanı olacaktır zamanla, Cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle Yeni Ankaralılar tarafından yoğun olarak kullanılmıştır.

Atatürk Bulvarı’nda yürüyüş yapan kentlilerin, Havuzbaşı’nda dinlenenelerin ve bazı etkinliklerin, haber ve fotoğrafları dönemin günlük gazetelerinde sıkça yer almaktaydı.

Kızılay Genel Müdürlüğü’nün yapılmasının ardından küçülerek Kızılay Parkı adını alan bu alanda, Riyaseti Cumhur Bandosu’nun, 1929 yılından başlayarak verdiği akşam konserleri Ankaralılar tarafından yoğun ilgiyle karşılanmaktaydı.

Yenişehir; Kızılay Parkı’nın yanı sıra, geniş kaldırımları, ağaçları ve kafeleriyle Atatürk Bulvarı’nda, özellikle Yenişehir’de oturan bürokrat ve Yeni Ankaralılar için en gözde kamusal mekânlardandı.

Yenişehir sakinlerinin en belirgin etkinliği, iş çıkış saatlerinde Bulvar boyunca yürüyüş yapmak, kafelerde ya da Kızılay Parkı’nda dinlenmekti.

Yayalara ve bisikletlilere ayrılmış gezinti yolu ile Bulvar’a eklemlenen Güvenpark ise Bulvar’ın kamusal mekân özelliğini güçlendiren önemli bir açık alandı.

Kızılay’da, yaya yollarının oluşumunu sağlayan caddelerin (yaya akslarının) kesişim noktasında, Güven Anıtı ile, simgesel bir vurguyla tasarlanan parkın yanı sıra bakanlıkların  yapımına 1930’lu yıllarda başlanmıştı.

Güvenpark, bir yandan konut dokusu ile devlet yapıları arasında bir geçişi sağlarken, bir yandan da Kızılay Parkı ile bütünleşmiş bir yeşil alan oluşturabilmek düşüncesi ile kurgulanmıştı.

1939 yılında, Soysal Apartmanı’nda, açılan Ulus Sineması kentin Yenişehir’de açılan ilk sinemasıydı.

Ardından; 1943 yılında Ankara Sineması, 1949 yılında açılan Büyük Sinema ve pastaneler yerini almıştı.

Ankara’nın yüksek sosyetesi için vazgeçilmez iki gece kulübünden birisi, Süreyya Gazinosu, yine Kızılay’da yer almaktaydı.

Şimdiki Soysal İşhanı'nın bodrum katındaki Süreyya Gazinosu; nezih, popüler ve güzel döşenmiş bir mekandı. 1942 yılından 1963 yılına dek hizmet veren gazinoya ancak özel kıyafetlerle girilebilmekteydi.

Kızılay’daki Atatürk Bulvarı’nda, hareketli yaşamı desteklemek üzere, çok sayıda pastane de bulunmaktaydı.

Eski adıyla Uçar Sokak olan, İzmir Caddesi’ne girerken solda Kutlu ve sağda Özen Pastaneleri bunlardan ikisiydi,

Salt pastane işlevinde olan Özen Pastanesi'ne karşınolmasına karşın, Kutlu Pastanesi oldukça şık döşenmiş bu mekandı.

Kutlu Pastanesi'nde, akşamları 16.30-18.30 saatleri arasında viyolonsel ve piyano eşliğinde oda müziği yapılmakta, hafif batı müziği çalınmaktaydı.

Daha çok genç çiftlerin geldiği, müzik dinlenilen bir mekân olan Kutlu’da, ayrıca ayda bir, şiir ve edebiyat matineleri düzenlenmekteydi.

Ahmet Muhip, Cahit Sıtkı, Nurullah Ataç ve Ahmet Kutsi Tecer’in katıldığı edebiyat tartışmaları, edebiyat severler için, dillere destandı.

Bir başkaydı Ankara’nın Yenişehir Semti…

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...