yazılı ve sözlü sınavlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yazılı ve sözlü sınavlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ocak 2023 Salı

ÖMER CANBAZOĞLU İLE MATEMATİK DERSİNDE

 6 Mart 1961 Pazartesi, İvriz...

İvriz Öğretmen Okulu 3. sınıftayız. Yaklaşık 3 ay sonra Ortaokul bölümünü bitirmiş olup, Ortaokul diploması alacağız. Bu nedenle, bilgiyi ölçme ve aktarma yönünden önemli bir değerlendirme olan olduğundan, sözlü sınavlar  önem kazanıyor. 

Bugün ilk iki dersimiz, hayranlık ve  saygı duyduğum Matematik Öğretmenim Ömer Canbazoğlu'nun. Öğretmen zili çaldığı anda sınıfa girdi. 

Sınıfça ayakta karşıladığımız Canbazoğlu ''Günaydın çocuklar, oturun lütfen'' deyip, ders defterini imzaladı. Bir süre sınıfı gözden geçirdikten sonra not defterini çıkardı.

Bugün bilgilerinizi ve aktarma gücünüzü ölçmek istiyorum. ''Akıncı seninle başlayalım. Gel bakalım kara tahtaya'' dedi. Biraz heyecanlanmamla birlikte kendime güvenim tamdı.

Tahtanın önüne geçip elime aldığım tebeşirle ''sorunuzu bekliyorum öğretmenim.'' Dedim. Canbazoğlu, ''üç katından 10 fazlası 40 sayısına eşit ve küçük olan sayılar doğrusunu nasıl ifade edersin? Dedi.

Tahtaya 3x+10 ≤ 40 birinci dereceden eşitsizliğini yazalım öğretmenim. Eşitsizliğin her iki tarafından 10 tam sayısını çıkardığımda geriye kalan 30 sayısı 3x bilinmeyenin karşılığıdır. Bu durumda 3x=30 olup, bilinmeyen x'in karşılığı 10 tam sayısıdır.

Ancak, küçük eşit tanımlaması yapıldığına göre, kullanılacak sayı doğrusunda 10 tam sayısı ve 10 dan küçük olan bütün tam sayılar sorunun yanıtı olmalıdır. Bu durumda 10 tam sayısından geriye doğru 9,8,7,6,5,4,3,2,1 olmak üzere sorunuzun 10 yanıtı olmalıdır.

Ömer Canbazoğlu bir süre beni süzdükten sonra ''ben daha iyi anlatamazdım Akıncı. Sende yetenek görüyorum. Geleceğini benim konumumdan daha iyiye taşıyacağına inanıyorum. Otur, 10 tam numarayı hak ettin'' Dedi.

 ''Teşekkür ederim öğretmenim.'' Dedikten sonra, adeta kanatlanmış olarak yerime geçtim. Özgüvenim tavan yapmıştı...

23 Aralık 2022 Cuma

İVRİZ'DE 1958-59 EĞİTİM YILI SONU


5 Haziran 1959 Cuma, İvriz…

Bugün sabah kahvaltısından sonra gerçekleştirilen Bayrak Merasimiyle yaz tatiline resmen giriş yaptık.

Ereğlililerle birlikte, Ereğli stadyumunda, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı coşku ile kutlandıktan sonraki günlerde İvriz’de yaz hazırlıkları başlamıştı.

19 Mayıs'tan önce bütün yazılı ve sözlü sınavlar bitmişti. Durumu kritik olan bazı arkadaşlarımız için öğretmenlerimiz kurtarma yazılısı ve sözlü sınav yapıyorlardı. Çünkü Köy Enstitüleri, öğrencileri kazanmak üzerine kurulmuştu.

Güzel sanatlarda çok yetenekli görülen bir öğrenci çok iyi matematik bilmiyor diye sınıfta bırakılmazdı.

Ardılı olan İvriz İlköğretmen Okulu da bu anlayışı sürdürüyor ve durumu kritik olan arkadaşlarımızın eksikliklerinin tamamlanmasına çalışıyordu. Eksik bilgiler ve beceriler tamamlanmamış ise bütünleme sınavlarına bırakılıyordu.

4 Haziran Perşembe günü öğleden sonra karnelerimiz dağıtıldı. Bütün derslerimdeki not ortalaması on üzerinden  10 olmuştu. Çok mutluydum.

Notlarımı gözden geçirdikten sonra zamanda geriye, 1951 yılı nisan ayının son haftasına, Bulgaristan'daki doğduğum Karagözler Köyü'ne gittim.

24 Nisan 1951 Salı günü doğduğum Karagözler Köyünden göç hareketimiz başlamıştı. 25 Nisan 1551 Çarşamba günü Şumnu Tren Garı'nda bindiğimiz kara tren vağonları 26 nisan perşembe günü öğleden sonra Edirne Karaağaç tren garına ulaşacaktı.

Böylece göç hareketimimizin birinci bölümü tamamlanacaktı.

Kara kışta Karagözler'den başlayan yolculuğumuz sırasında anam hastalanmış, Edirne Muhacir Misafirhanesi doktorlarınca ince hastalık teşhisi konulmuş ve misafirhane hastanesine gönderiliyordu.

2 yaşındaki kardeşim Şaban yaygarayı basmış ''anamı isteriiiim...anamııı'' diye bağırıyordu. Tam Şaban'ı kucağıma alacaktım ki ''Akıncı..Akıncııı...''sesleriyle kendime geldim.

En iyi arkadaşım Emin bana seslenirken bir taraftan da beni sarsarak '' yine nereye gittin?'' deyince, zamanda 5 haziran gününne geri geldim.

-Hayrola Akıncı, gözlerin yaşarmış?

-Hayırdır Emin...Birden zamande geriye, 1951 yılına gittim. Geçmişimi, muacirliğimi anımsadım. Nereden nereye geldiğimin ayırdına vardım. Hem sevindim hem de hüzünlendim.

-Harika sonuçlar aldın Akıncı...Hüzünlenmene gerek yok. Ne yapacaksın şimdi?

-Babam Mersin'de günübirlik işçi olarak nafakamızı çıkarmaya çalışıyor. Ayrıca nenem ve dayılarım da Mersin'de. Yarın Mersin'e gideceğim. Babamdan biraz para aldıktan sonra da Misli'de bulunan anamla kardeşim Mustafa'nın yanına döneceğim... Sen ne yapacaksın Emin?

-Ben de anamın yanına gideceğim.

-Haydi toparlanmaya başlayalım öyleyse...

1958-59 Eğitim ve Öğretim yılı sona ermiş olduğundan, öncelikle okulun eksikliklerini tamamlayıcı eylemler gerçekleştirilecekti.

Bütün birimlerde alet ve edevatlar gözden geçirilecek, eksiklikleri tamamlanmış ya da tamir edilmiş ve yerli yerine konulmuş olacaktı. Sonrasında da genel bir temizlik yapılacaktı.

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...