Mersin'e göç kararı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mersin'e göç kararı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ağustos 2022 Cuma

OSMANİYE'DEN MERSİN'E GÖÇ KARARI

 


20 Haziran 1955 Pazartesi, Osmaniye…

   17 Haziran Cuma günü karnelerimizi almış, okullar da yaz tatiline girmişlerdi.

Osmaniye sağlık kuruluşlarında yeterli donanım olmadığı gerekçesiyle anamın Mersin Devlet Hastanesi’ne sevkinden sonra kendi başımızın çaresine baktığımız gibi, okul ödevlerimizi de hiç aksatmadan yapmıştık.

   Başta sınıf öğretmenimiz olmak üzere, durumumuzu yakından izleyen öğretmenlerimiz vardı. Kardeşimle bana her türlü yardımı yaptıkları gibi kolaylıklar da sağladılar Ufak tefek hatalarımızı görmezden geldiler.

  Okuldaki bu olumlu şartların da etkisiyle 1954-55 Eğitim ve Öğretim yılının ikinci dönemini de başarı ile tamamladık ve üçüncü sınıf olduk.

  Okulun tatile girmesiyle birlikte babam, işten geldiği Cumartesi akşamı kardeşimle bana, anamın Mersin Devlet Hastanesindeki tedavisinin oldukça uzun süreceğini, Mersin’e göç etmemiz gerektiğini söyledi

 Alıştığımız Karaçay Mahallesi, Karaçay Deresi, okulumuz ve arkadaşlarımızdan ayrılmak bizi hüzünlendirecek olsa da başka seçeneğimiz yoktu. Kabullendik…

   Osmaniye Karaçay kıyısındaki, kiralık da olsa, evimizi ve ev sahibini de sevmiştik. Ev sahibimiz Halil Amca ile eşi Ayşe Teyze Mustafa ile beni çocuklarıymışız gibi sevmiş ve adeta korumaya almıştı. Ayrılmak zor olacaktı…

  Ayrıca iyi anlaştığımız arkadaşlarımız da olmuştu.

Mersin yeni bir bilinmezdi bizim için.

Yeni bir çevre, yeni bir okul ve arkadaşlar. Üstelik hastanede olan ve ne zaman iyileşeceği bilinmeyen anam…

Üzgün ve kırılgan olduğumuzu gören babam Mersin’e yabancılık çekmeyeceğimizi söyledi.

Misli ‘den sonra Bursa Karacabey taraflarına giden anneannem ve dayılarım da Mersin’e gelmişlerdi.

Bu haber içimizi ferahlattı biraz. Cemile teyzem, Karagöz Soyadını alan ve Karacabey’e yerleşen aileye gelin gitmişti.

  İstemeyerek de olsa, arkadaşlarımız ve bize çocukları gibi sahip çıkan ev sahibi ve komşularımızla vedalaştık.

Yine Ev sahibimizin yardımıyla tutulan bir arabaya yüklenen eşyalarımızla Osmaniye Mamure Tren istasyonuna gittik.

  Mamure Tren İstasyonu oldukça büyük ve heybetli bir yapıydı. Bir o kadar da sağlam görünüyordu. Hayranlık duydum.

Hayranlık duyduğum Mamure tren istasyonunun Osmanlı döneminde, 1898 yılında İstanbul-Bağdat tren yolu kapsamında Almanlar tarafından yapılmış olduğunu öğrendim görevlilerden.

  Her zaman meraklı, öğrenmeye istekli bir çocuk olmam bazen başımı belaya sokuyorsa da genelde olumlu sonuçlar doğuruyordu.

  Hayranlıkla seyrettiğim istasyonda, yaklaşık bir saat bekledikten sonra gelen kara tren vagonlarından birine eşyalarımız yüklendi ve Mersin’e yolculuk başladı.

 Osmaniye, Ceyhan, Yüreğir, Adana, Yenice, Tarsus rotası izlenerek, yaklaşık 5-6 saat yolculuktan sonra Mersin Garına ulaşacaktık.

Mersinli olacaktık böylece...

 

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...