İmdat Halvaşi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İmdat Halvaşi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mart 2023 Çarşamba

İSTANBUL ÇAPA MÜZİK SEMİNERİ ÇALIŞMALARI

 

21 Temmuz 1961 Cuma, İvriz…

İmdat Halvaşi öğretmenimle yaklaşık bir buçuk aydır İstanbul Çapa Öğretmen Okulu Müzik Semineri seçme sınavına hazırlandım. O da benim kadar hevesli ve heyecanlıydı. Böyle olunca da her çalışma hem kolay hem de keyifli oldu.

Eğitim ve Öğretim yılı içinde beni çalıştıran Kemal Çuhalılar ile sınav için Vivaldi’nin Dört Mevsim keman konçertosunun giriş bölümü ‘’İlkbahar’’ seçilmişti. Bu seçimi İmdat öğretmenim de beğenmiş ve onaylamıştı. Keyifle çalıştığım güzel bir parçaydı.

İlkbahar ile girişi yapılan konçertonun birinci bölümünde dinleyicilerin içini huzurla dolduran kuşların ötüşü kemanla seslendiriliyordu. Kuşların konakladıkları ağaçların arasından geçen derenin şırıltısı ve meltem esintileri de bu coşkulu tempoya eşlik ediyordu. Doğa yeniden canlanıyor ve tüm canlılar umut doluyordu.

İvriz’de de doğa canlanmış, tüm canlılara umut ve yiyecek sunmuştu. Sunulan yiyeceklerin hasadı ve işlenmesi gerekiyordu.

... Her Köy Enstitüsünün devlet tarafından verilen döner sermaye ile kurulup işletilen birer çiftliği vardı. Öğrenciler bu işletmelerin varlığı ile bulundukları çevrede uygulanan her türlü tarım işini yaparken, öğrenme olanağına da kavuşuyordu... İş eğitimi vermek amacıyla kurulmuş olan Enstitü çiftlikleri, öğretmen ve öğrenci emeğiyle işletilerek, kurumun gereksinimi olan maddelerin çoğunu sağlamaktaydı...’’

İvriz Öğretmen Okulu’nun da yaklaşık 3 000 dönüm çiftlik arazisi vardı. Biz bu arazinin bulunduğu alana ‘’Ziraat’’ derdik. Her yıl olduğu gibi bu yaz aylarında da işlerin yürümesi gerekiyordu. İşlerin yürümesi için gönüllü kalan öğrenciler vardı. Gönüllü olmalarına rağmen döner sermaye tarafından belli bir ücret verildiğini öğrenmiştim.

Keman ve piyano çalışmalarımdan ötürü okulda ziraat alanında hiç görevlendirilmedim. İmdat öğretmenim de izin vermezdi zaten. Parmaklarımın korunması gerekiyordu. 

İmdat öğretmenimin keman ve piyano ile ilgili kuramsal bilgileri çok işime yaradı. Keman kavrama, kemanı kavradığımız kolumuz, dirseğimiz, elimiz ve parmaklarımız üzerine uygulamalı bir sohbetler yaptık.

‘’Özellikle keman çalışanlar için parmakların esnekliği, kol ve omuz arasındaki iş birliği çok önemlidir. Keman çalmaya başlarken, önce sadece kemanı elinde tutma yöntemi bile, sonrasında iyi sonuçlar sağlayabileceği gibi, kötü sonuçlar da sağlayabilir.

Tüm diğer müzik aletlerinden farklı olarak, keman çalmayı tam benimsemek için eğitimin başlangıcında daha çok özen gösterilmesi gerekir. Bir öğrencinin geliştirilmesi için aletin gerektiği şekilde elde tutulması birinci ve en önemli meseledir.’’

Demiş ve devam etmişti.

Kemanda, kemanı kavradığınız sol el tekniği, parmak hareketleri ile omuz, önkol ve elin hareketlerini içerir. Bu hareketler birbiriyle çok sıkı bir biçimde ilişkilidir. Elin bir pozisyondan diğer bir pozisyona hareket etmesi, parmakların keman üzerindeki basma alanı, değişik kısımlarında keman teli üzerine doğal bir şekilde inmesini sağlamayı amaçlar. Bu bağımlılığın akılda iyice tutulması ve elin parmaklarının rahat bir şekilde hareket etmesini sağlayacak bir durumda tutulmasına gayret edilmesi gerekmektedir.’’

İmdat Halvaşi ’nin uyarıları ve canlı uygulamaları Çapa’da çok işime yarayacaktı.  Keman tutma ve sol el tekniği üzerinde çalışmamın yanı sıra piyano çalışmalarımı da sürdürmüştüm. 

İmdat Halvaşi ’nin rehberliğinde çalışmalarım olgunlaşmış, Sınavı kazanacağım konusundaki inancım iyice artmıştı. 



25 Kasım 2022 Cuma

İVRİZ ÖĞRETMEN OKULU ÖĞRETMEN KADROSU

 

23 Eylül 1958 Salı, İvriz…

İvriz yerleşkesine adım atalı 5 gün oldu. Bu süre içinde okulla birlikte Eğitim ve Öğretim kadrosunu da tanımaya başladık. 

Başta okul müdürümüz Kamil Açan olmak üzere Mahmut Sümer, Kemal Çuhalılar, Salih Ziya Büyükaksoy, Mehmet Karaman, Ali Tutal, Nevruze ve Hikmet Göksel, Nevin ve Ömer Canbazoğlu, Sabriye ve Mehmet Ali Aladağ, Mehmet Baş, Hüseyin Seçmen... 

İkinci sınıfta Türkçe Öğretmenim olacak olan Şerif İken, 19611 yılı temmuz ayında kadroya İmdat Halvaşi de katılacaktı.

En çok etkilendiğim ve unutulmazlarım arasına girenler başta okul müdürümüz Kamil Açan olmak üzere Müdür Yardımcısı ve Matematik Öğretmeni Hikmet Göksel, Müzik Öğretmenimiz Kemal Çuhalılar, Resim Öğretmenimiz Mehmet Karaman, Tarih Öğretmeni Hüseyin Seçmen ile ikinci sınıfta Türkçe Öğretmenim olan Nevruze Göksel ile Matematik Öğretmenim olan Ömer Canbazoğlu’ydu.

Birinci sınıfta Türkçe Öğretmenimiz Mehmet Ali Aladağ idi. İlk derslerimizde ”Bu okula isteyerek mi geldiniz, yoksa lise de mi okumak isterdiniz? ” Sorularıyla başlamış ve Köy Enstitülerinin erdemini anlatmıştı uzunca bir süre. 

Üçüncü sınıftaki Türkçe Öğretmenimiz Nevruze Göksel’di. Çiçeği burnunda, yeni mezun ve çok güzeldi. Bütün öğrencilerin hayranlık duyduğu Nevruze öğretmenimiz bir süre sonra Hikmet Göksel ile evlenmişti. Öğrencileriyle yakından ilgilenir, yardımcı olurdu.

1958-60 yılları arasında İvriz’de görev yapan Ömer Canbazoğlu ikinci sınıfta Matematik Öğretmenim olmuştu. Çalışkan ve konusunda uzman kişiliğiyle dersini sevdirmişti. Sonraki yıllarda, Ankara fen Lisesi’nde çalışırken görüşme ve İvriz anılarını konuşma fırsatımız olmuştu.

Tarih Öğretmenimiz Hüseyin Seçmen hayranlık duyduğum öğretmenlerden biriydi. 

İvriz Kaya Kabartması üzerine araştırma ve çalışmaları vardı. 

Tarih derslerini onunla sevmiştik. 

Sevmiştik çünkü küresel bir bakışla konulara girerdi. 18. Yüzyıl Avrupası diye başlar, dönemdeki Avrupa İmparatorluklarını özetledikten sonra Osmanlı İmparatorluğu’na geçerdi. Böylelikle karşılaştırmalı bir tarih ortaya çıkardı. 

Fen Bilgisi Öğretmenimiz Mehmet Baş’ın da öğrencileriyle arası iyiydi. Yerinde ve zamanında yaptığı konuyla ilgili esprileri fen derslerini sevmemizi sağlamıştı. 

İvriz’deki Eğitim ve Öğretim Kadrosu, örnek davranışları ve bilgileriyle bizlere hem insan olmayı öğretmiş hem de bilgi ile donatmışlardır. 

Bütün Dünya Klasiklerinin bulunduğu kütüphaneye yönlendirerek haftada en az bir kitap okunmasını ve özetinin çıkarılmasını sağlamışlardır. 

Böylece Bilginin Güç olduğunun farkına varmıştık. 

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...