Eğimli olan Düziçi Ovası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eğimli olan Düziçi Ovası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2022 Cuma

DÜZİÇİ YEŞİLOVA'YA BAHAR GELDİ

 

4 Mayıs 1952 Pazar, Yeşilova…

Yeşilova’da günler, haftalar, aylar geçti ve 1952 yılının bahar aylarına girildi.

Sarı renkte çiçeklerle bezeli Düziçi ovalarında otlanan büyükbaş hayvan sürüleri ile beslenebilmek için yiyecek arayışına giren leylek sürüleri, renkli görüntüler sergiliyordu.

Büyükbaş hayvan sürüleri ile leylekler, içme suyu ihtiyacını da yaylanın ortasından geçen akarsulardan karşılıyordu.

8 yaşına girmiştim...

Ilıman bir iklime sahip olan Çukurova’nın bir parçası olan Yeşilova’da da ekim-dikim zamanıydı.

Eli ayağı tutanlarla beraber ben de köydeki tarlaların ekim-dikime hazırlık çalışmalarına katılıp çapa yaptım, fidelerin dikiminde çalıştım.

Günler günleri kovalıyordu. Yakında yaz aylarına girecekti. Yeşilova ve bizi kışın konuk eden Yeşilovalılar bize yeterince konukseverlik göstermişlerdi. Karagözlülere iş verme kapasiteleri yoktu.

Çukurova’da yine Mevsimlik İşçi olarak mı çalışacaktık? Sorusuyla birlikte aklıma Akçasaz Bataklıkları ve bir türlü kendimizi kurtaramadığımız bulut gibi sivrisinekler, Halil Dedemin ölümü, çapaklanan gözlerim, gündüzü geceye çeviren boranlar geliyordu.

Yeşilovalılara teşekkür ve minnet borçluyduk.

Tarlada, bahçede ve hayvanların bakım ve yayılmasında yardım ediyorduk. Yardımlarımız karşılıksız kalmıyordu. Et, süt, yoğurt ve peynir veriyorlardı bizlere. Böylece, 1951 yılını 1952 yılına bağlayan kış ve bahar aylarını sorunsuzca Yeşilova’da geçirmiştik.

Yeşilova Köyünü ve sakinlerini sevmiştik. Bulgaristan’daki köyümüz Karagözleri andırıyordu. Eğimli olan Düziçi Ovasıyla Amanos Dağlarının bir bölümüne yaslanmıştı. Karagözlerdeki Sakar Balkana benzetmiştim hep. Bu güzelim köyde bizleri geçindirip, biraz da kış ayları için para biriktirebileceğimiz iş yoktu. Babamla Ömer Dayı yine Ceyhan’a gitmişlerdi yerleşim durumumuzu öğrenmek için.

1951 yıllarında Yeşilova Köyünün bağlı bulunduğu Haruniye ki sonraki adı Düziçi olmuştu, ulaşım olarak şanslı bir bölgede yer almaktaydı.

Düziçi Köy Enstitüsü’nün burada kurulma nedenlerinden biri ulaşım kolaylığı olurken diğeri verim oranı çok yüksek olan alüvyonlu topraklardı. Önemli bir kavşak noktasında bulunan Haruniye Adana-Gaziantep karayoluna 10-15 km uzaklıktaydı. Hemen yanı başından da tren yolu geçmekteydi.

Yanı başımızdaki Düziçi Köy Enstitüsü rüyalarımı süslemeye başlamıştı. Acaba ben de bu okullardan birinde okuyabilir miydim?

Ancak, öncelikle önümüzdeki yaz nerede, nasıl iş bulup başımızı sokacak bir edinmeliydik.

Başımızın çaresine bakmalıydık ama nasıl?

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...