Bulgaristan'dan İvriz Öğretmen Okuluna etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bulgaristan'dan İvriz Öğretmen Okuluna etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ocak 2023 Pazar

BULGARİSTAN'DAN İVRİZ ÖĞRETMEN OKULU'NA

20 Eylül 1959 Pazar, İvriz…

Dün, kardeşim Mustafa’nın velisi olarak Konya Maarif Koleji’ne kaydını yaptırıp kendisine, bir dönem için, 100 Lira harçlık bıraktıktan sonra, saat 11:00’de Toros Ekspresine bindim.

Saat 14:00’de Ereğli’deydim...

Konya-Ereğli arasındaki 3 saatlik yolculuk boyunca, öncelikle, Misli’de kocası Mersin'de olmanın yanı sıra çocuklarının da evden ayrılmasıyla, yapayalnız kalan anamı düşündüm.

Mersin’de günübirlik beden işçisi statüsündeki babam bir ara gelip anamı Mersin’e götürecekti ama!

Anam ne yapar yapayalnız, tek başına diye bir hayli hayıflandım. Şükür ki Osman ile anası Hatice Teyze aklıma geldi de bir ölçüde rahatladım.

Anamı yalnız bırakmayacaklarından emindim.

Anam konusunda biraz rahatlayınca zamanda geriye, 1951 yılının nisan ayının 23. gününe gitti.

O gün atalarımın yurdu Bulgaristan’a, köyümüz Karagözler’e veda etmiştik. 26 Nisan 1951 Perşembe günü de Edirne Karaağaç İstasyonu’danAnavatan’a da giriş yapmıştık.

Aynı gün anam, konulan ince hastalık teşhisiyle Muhacirhane revirine yatırılmış, ertesi gün yeniden doğum kağıtlarımız verilmişti.

Bulgaristan’dan Ahmet Mustafa Durgud ailesi olarak ayrılmış, doğum kağıdımızla Ahmet Akıncı ailesi olmuştuk. 5 kişilik Ahmet Akıncı ailesinin en büyük oğlu olan ben 7, kardeşlerimden Mustafa 5 ve Şaban 2 yaşındaydı.

Üçüncü gün dağıtım yapılmıştı. Anam en az 2 ay tedavi görmek zorunda olduğundan, babam da ona refakatçi olarak kalıyordu, Halil Dedemlerle üç kardeşe Maraş yolu görünmüştü.

Her ne kadar, Nenemle birlikte 7 kişilik Halil Kurtuldu ailesinde, nenemle birlikte, bizimle ilgilenecek 4 dayı ve bir teyzemiz varsa da ananın yeri başkaydı. İki yaşındaki kardeşim Şaban sıkça ağlayacak ve problem çıkaracaktı.

Maraş İl emrine verilmiştik. Maraş İli yöneticileri de bizi Elbistan Alevi-Kürt köylerine birer aile olarak dağıtım yapacaktı.

Halil Kurtuldu ailesi ile birlikte Elbistan Karahasanuşağı köyüne gönderildik. Fukara köylülerdi. Daha ilk günlerde Halil Dedem ”buralarda aç kalırız” demişti.

Diğer Elbistan köylerinde olduğu gibi, bu köyde de tarım arazisi yoktu. Çiftçilikten başka becerileri olmayan Karagözlüler bu köylerde aç kalırlardı.

Yaklaşık 2 ay sonra anamla babam gelmiş, Akıncı Ailesi olarak yerleştirilmek istendiğimiz Hasanköy’e gidilmiş, mezra tipindeki bu köyde de tarım arazisinin olmadığı görüldüğü gibi en küçük kardeşim Şaban’ı da toprağa vermek zorunda kalmıştık.

Şaban’ı torağa vermek zorunda kaldıktan bir süre sonra mevsimlik işçi olarak Çukurova pamuk tarlalarında bulmuştuk kendimizi. Arsından Osmaniye yerfıstığı üretiminde günübirlik işçi olarak çalışmış, Düziçi Yeşilova köyünde konaklamıştık 1961-52 kışı döneminde.

Yeşilova'dan bindiğimiz kara tren ne zaman Niğde Hüyük İstasyonu'na ulaşacak derken, trenin uzunca çalan düdüğünün sesiyle kendime geldim.

Pencereden bakınca zamanda geri geldim. Ereğli tren garına girmiştik. İvriz Ailesinin bir bireyi olduğunu anımsadım birden. Gönlüm sevinçle doldu. Özlediğim okuluma, yuvama kavuşuyordum.

Ereğli’de yaklaşık 3 saat servis arabasını beklemek yerine yürümeyi tercih ettim. ”Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar” Gençlik marşı’nı mırıldanarak yola koyuldum.

Nasıl da özlemişim İvriz’i. Sıcak, sımsıcak yuvamız olmuştu, olmaya da devam edecekti. Öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı da çok özlemiştim ayrıca. İvriz Ailesi hepimizi kucaklamıştı.

Bir an önce bizleri kucaklayan İvriz Ailesine ulaşmak için, adımlarımı hızlandırdım…

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...