Kayıtlar

A.Ü. fen Fakültesi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Prof. Dr. Saffet Süray (1914-1983)

Resim
  A.Ü. Fen Fakültesi'ne 1964 yılında kaydımı yaptırmıştım. Yaklaşık 60 yıl sonra, 5 şubat 2025'te, Fen Fakültesine uğradım. Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Botanik ve Astronomi derslerinin yapıldığı dersliklerin-amfilerin hangi bloklarda olduğunu bir kez daha görmek istedim. Kışın ortasında olduğumuzdan, A ve B Blokları arasındaki, nilüfer havuzlarıyla ünlü bahçe de kış uykusuna yatmış, havuzlardaki nilüferler de görünmez olmuşlardı. Bahçe ve blokları dolaşırken B Bloktaki 288 kişi kapasiteli ünlü Saffet Süray matematik amfisine uğradım. Haliyle Umumi Matematik ve Analiz derslerimize giren Saffet Süray ve Analiz dersleri de anılarımda canlanıverdi birden. Saffet Süray da, Hayri Dener gibi, az çektirmemişti bizlere. Derslerinde kitaplarını açar, satırı satırına, adeta okuyarak anlatırdı. Bizler de önümüzdeki kitaptan takip ederdik. Hal böyle olunca da anlattıklarından pek bir şey anlamıyorduk.  Bizden önceki ağabeylerimizin önerisiyle, yazdığı Analiz I ve II kitaplarını ...

Prof. Dr. Burhan Cahit Ünal (1930-2022)

Resim
  Burhan Cahit Ünal ülkemizde teorik fizik alanındaki öğretim ve araştırma geleneğinin kurucularından sayılır. Akademik hayatları aynı dönemlere rastlayan Feza Gürsey, Erdal İnönü ve Asım Orhan Barut ile birlikte bu alanda çok önemli ve kalıcı hizmetleri oldu. AÜFF Fizik Mühendisliği Bölümünde eğitim öğretim programının baştan aşağıya modernleşmesini sağladı, kuantum mekaniği başta olmak üzere en gelişmiş ülkelerdeki ders programlarının sistematik bir şekilde izlenmesine önayak oldu. Burhan Cahit Ünal 27 Ocak 1930’da Balıkesir’de doğdu, babası ilkokul öğretmeni Hanili Ali Fehmi Ünal annesi Fatma Saadet’tir. İlk ve orta öğrenimini Malatya’da tamamladı ve 1947’de liseden mezun oldu.  Aynı yıl İTÜ İnşaat Fakültesine girdi ancak bu arada Avrupa’da Yüksek Öğrenim Sınavını kazanarak Elektronik Mühendisliği öğrenimi görmek üzere Fransa’ya gitti. 1948’de girdiği Sorbonne Üniversitesi Fen Fakültesinde önce matematik lisansını aldı. Daha sonra öğrenim planı uyarınca Paris’te Ecol...

A.Ü. Fen Fakültesi Prof. Dr. ENİS ERDİK

Resim
  Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Tecrübi Fizik derslerimize giren Enis Erdik; Newton'un Hareket Yasaları, Kuvvet ve Hareket, Enerji ve İş, Momentum ve İtki, Dönme Hareketi, Titreşim ve Dalga Hareketi konularını işlemişti 1964-65 öğretim yılı boyunca. Enis Erdik, bu konular hakkında oldukça ayrıntılı kuramsal bilgileri bizim anlayabileceğimiz düzeyde, deneylerle de destekleyerek anlatırdı. Kavrayıp, kavramadıklarımızı da, sohbet havası içinde, soru cevaplarla anlamaya çalışırdı. Laboratuar çalışmaları ve uygulama-alıştırmalarıyla pratik deneyim kazandırırdı. Rauf Nasuhoğlu'nda olduğu gibi, Enis Erdik hocamız da fizik ve matematiği formüller dersi olmaktan çıkarmış olup, kavramlar ve deneysel dersler haline getirmişti. Enis Erdik hocamızın en belirgin özelliği, öğretimde gösterdiği ciddiyet ve titizlikti. İyi bir öğretici olarak derslerini ve pratik çalışmalarını vaktinden önce hazırlar, her şeyi yerli yerinde düzenler, tüm çalışmanın iyi bir düzen içinde eksik...

A.Ü. Fen Fakültesi ilk hafta izlenimleri

Resim
  30 Eylül 1964 Çarşamba, Ankara... Fen Fakültesi öğrencisi olarak üçüncü günümüz. Hangi dersleri alacağımızı ve nerede izleyeceğimizi öğrendik bu süre içinde. Henüz dersler başlamadı, öyle sanıyorum ki önümüzdeki hafta başlayacak. Fen Fakültesi yerleşkesine, Dögol Caddesi'nden, girdikten yaklaşık 100 metre sonra, aralarında muhteşem bir botanik bahçesini andırır alanla iki yanında devasa büyüklükte A ve B Blokları yer alıyordu. Oturma alanları ve bu alanları bahçenin farklı köşelerine taşıyacak taş ve beton yürüme yolları yapılmıştı. Güneş ışığı ve su ihtiyacına göre farklı türdeki bitkilerin bulunduğu bahçede Fen Fakültesi'nin kuruluş yıllarından kalma "kimlik plaketli" ağaçlar, balıklı-kurbağalı-nilüferli iki havuz ve çeşitli heykeller bulunmaktaydı. Derslerden bunalan öğrencilerin huzur bulduğu bu muhteşem bahçenin sağ tarafında Dekanlığın yanı sıra Kimya, Biyoloji ve Botanik derslerinin yapılacağı amfilerin bulunduğu A Blok yer alırken, sol tarafında da Matem...

Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu

Resim
Dur durak bilmeyen, adeta kaynayan koca bir kazandaki buhar molekülleri gibi her yerde olan, koca yürekli, ufak görünüşlü Rauf Hoca'nın çalışkanlığına ve hareketliliğine bakarak, biz ona Atom Karınca adını takmıştık. Disiplinliydi, çalışkandı, verdiği derslerin sihirbazıydı. Bilimde, kitaplar dolusu bilginin kısa yazılışı olan formüllerin gerekli olduğunu, formülü oluşturan bilgi içeriğini anlamamış iseniz formüllerin anlamsız olacağını vurgulardı. Bir başka deyişle, Matematik ve Fiziğin formüller dersi olmadığını özenle vurgulardı. Kontenjan Senatörü olan Hayri Dener'in o dönemdeki sınavına katılan herkes, Elektromanyetizma Dersinden geçer not almışken, ben girmediğim için Rauf Hoca'nın eline kalmıştım. Sınav sonuçları asıldıktan hemen sonra odasına gittiğimde ''Hayri Beyin sınavına katılmadın, bana kaldın değil mi?'' Dedi. Hıkmık ettikten bir süre sonra en iyi bildiğin konuyu anlat bakalım. Dedi. Elektromanyetizma, sözüm ona, en iyi bildiğim konu...

A.Ü. Fen Fakültesi Öğretim Kadrosu

Resim
A.Ü. Fen Fakültesi'ne 1964 yılında kaydımı yaptırmıştım. Geçen hafta, 60 yıldan biraz fazla bir zaman sonra, Fen Fakültesine uğradım. Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Botanik ve Astronomi derslerinin yapıldığı dersliklerin-anfilerin hangi bloklarda olduğunu bir kez daha görmek istedim. Kışın ortasında olduğumuzdan, A ve B Blokları arasındaki botanikvari bahçe de kış uykusuna yatmış, havuzlardaki nilüferler de görünmez olmuşlardı. Bahçe ve blokları dolaşırken zamanda geriye, 60 yıl öncesine gittim. Dersimize giren öğretim görevlileriyle aramızdaki acı ya da tatlı anıları anımsadım. Kendime, etkilendiğim öğretim görevlilerini sıraya koysam, ilk sırada kim olurdu? Sorusuna yanıtım Prof. Dr. Rauf Nasuhoğlu oldu. Oysa Rauf Nasuhoğlu bir yıl gecikme ile mezun olmama neden olmuştu. Elektrik ve Elektromanyetizma dersine giren Hayri Dener'den Rauf Nasuhoğlu'na kalmıştım. Hayri Dener formülleri verir, ancak çıkacak sonuçları derinliğine anlatmazdı. Bir başka deyişle, dersleri ...

A.Ü. Fen Fakültesi'nde dersler başladı

Resim
  5 Ekim 1964 Pazartesi, Ankara... Gururluyduk, heyecanlıydık, mutluyduk, içimiz içimize sığmıyordu. Sığmıyordu çünkü bugün A.Ü. Fen Fakültesi eğitim ve öğretime başlayacaktı. Daha doğrusu fakültemizi tanıyacaktık. Yemekhaneye birlikte indiğimiz Yaşar Samyeli ve Ali Koçyiğit ile sabah kahvaltısını bir an önce bitirip, bütün geleceğimize yön verecek Fen Fakültesi'ne ulaşmak istiyorduk. Kahvaltı biterbitmez, bir gün önce hazırladığımız defter ve kalemlarimizi de alarak, Strazburg Caddesi üzerinden Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'na çıktık. Sağdaki otobüs durağında kısa bir süre durduk. Tandoğan'daki Ankara Üniversitesi ve bitişiğindeki Fen Fakültesi yerleşkesi yaklaşık 2 500 metreydi. Yürüsek mi, otobüse mi binsek? İkilemi içinde kaldık bir süre. Belediye otobüslerinde öğrenci bileti 25 kuruştu. Okulun bizlere verdiği 35 Lira'lık aylıktan otobüs parası ayırmak doğru olur mu? Dedim kendi kendime, üstelik yeterli zaman vardı. Yaşar ile Ali'ye ''ben yürüyoru...

A.Ü. Fen Fakültesi Öğrencisi Olmak

Resim
28 Eylül 1964 Pazartesi, Ankara... Bugün öğleden sonra Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Lisans bölümüne resmi kaydım yapılarak üniversiteli oldum.  Ali Koçyiğit Jeoloji, Mehmet Koyuncu Biyoloji, Halil Biga, Yaşar Samyeli ve ben de Fizik bölümlerini kazanmıştık. Üç farklı bölüm seçilmişti 5 candan arkadaşımız tarafından. Farklı bölümler olmasına rağmen, bütün birinci sınıf öğrencileri Matematik derslerinde bir araya gelecekti. Matematiğin dili evrensel olup, üst dillerden biriydi. Bu nedenle Fizik, Kimya, Biyoloji, Jeoloji ve Astronomi dallarını seçen arkadaşlarımıza ortak dersimiz Matematik oldu. Jeologlar, yer kabuğunun yapısını ve bileşimini anlamak, deprem dalgalarının yayılımı ve yer hareketlerinin modellenmesi matematiksel denklemlerle gerçekleştiriliyordu. Fizik, matematiksel modeller ve denklemler kullanarak doğa olaylarınının yanı sıra Einstein'ın relativite teorisini açıklamak matematiğin dilinden yararlanırken Kimya da atomların ve moleküllerin davranışların...

Üniversite giriş sınavlarına hazırız

Resim
26 Haziran 1964 Cuma, Ankara... Ankara Yüksek Öğretmen Okulu (AYÖO) Hazırlık Lisesi müdürlüğünce düzenlenen üniversite hazırlık kursları bugün öğleden sonra sona erdi. Yarın, 27 Haziran Cumartesi günü Matematik, Astronomi, Fizik, Kimya ve Biyoloji bilgilerimiz test edilirken 28 Haziran Pazar günü de Türkçe, Edebiyat, Tarih, Coğrafya ve Felsefe bilgilerimiz test edilecek. Üniversite giriş sınavlarını her üniversite kendi düzenliyor. Henüz merkezi sistem uygulaması yok. Bu oluşum sınavlara girecek öğrencileri zora sokuyor. Sokuyor çünkü Fen ve Mühendislik Bilimlerini Ankara'da, ekonomi ve Hukuk bilgilerini İstanbul üniversitelerinde okumak isteyen bir öğrenci Ankara'da sınava girdikten hemen sonra İstanbul'daki sınava yetişmek zorunda. Bizim için böyle bir sorun yok. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu, başta Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi olmak üzere, Dil ve Tarih coğrafya Fakültesi, Orta Doğu teknik Üniversitesi ve Ziraat Fakültesi'ne öğrenci gönderiyor. Hazırlık sını...

Lise mezunu olarak İstanbul ziyareti

Resim
16 Haziran 1964 Salı, İstanbul... Günün ışımasıyla birlikte gerinerek uyandım. Doğrularak çevreme baktım, yatakhanede benden başka uyanan yoktu. Sessizce yataktan çıkıp aydınlık pencerelere doğru yürüdüm. Karşımda Millet Caddesi vardı. Birden zamanda geriye, 11 Eylül 1961 pazartesi gününe gittim.  Güllerle sarılı kapıcı kulübesindeki görevliye kendimi tanıttıktan sonra bahçeye girip, anıtsal okulun giriş kapısına doğru yürümüştüm. Çam ağaçlarının, güllerin, okulun kurucusu ile Atatürk büstünün bulunduğu önündeki bahçeden sonra mermer merdivenler, kocaman bir giriş kapısı ve sizi karşılayan kırmızı halılar ve büyük yaldızlı aynalar… Millet Caddesi’nden geçenlerin de hayranlıkla baktığı anıtsal binanın kapısından girince kendimi Osmanlı dönemlerinden birindeki bir sarayda yaşıyormuş gibi hissetmiştim. Bu anıtsal yapıda iki yıl müzik semineri öğrencisi olarak bulunma ayrıcalığını yaratmıştım. Kendimle gurur duydum.  Bir süre daha Millet Caddesi'ni izledikten sonra, bavulumdan...