Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KÖY ENSTİTÜLERİ ÇİFTLİKLERİ

Resim
  8 Ekim 1958 Çarşamba, İvriz… Tarım Başöğretmenimiz Salih Ziya Büyükaksoy’un anlattıklarına göre; her Köy Enstitüsü’nün, devlet tarafından verilen ve döner sermaye ile kurulup işletilen birer çiftliği vardı.  İvriz’deki çiftliğimiz ‘’Ziraat’’ olarak biliniyordu. Öğrenciler bu çiftliğin varlığı ile bulundukları çevrede uygulanan her türlü tarım uygulamasını hayata geçirirken öğrenme olanağına da kavuşuyordu.  İş eğitimi vermek amacıyla kurulmuş olan Enstitü çiftlikleri, öğretmen ve öğrenci emeğiyle işletilerek kurumun gereksinimi olan maddelerin çoğunu da sağlamaktaydı. Köy Enstitülerinin haftalık, aylık ya da mevsimlik çalışma programı; her enstitünün özelliğine, işlerine, öğrencilerin düzeyi ve sayısına, öğretmenlerine, iş araçlarına, iş alanlarının genişliğine, hayvanların cinsine ve sayısına göre düzenlenirdi. Düzenlenen programların uygulamadaki en önemli özelliklerinden biri süreklilik ilkesiydi. Programın yarısı tarım ve teknik ders ve çalışmalarına ayrılan, büyük ...

TARİH ÖĞRETMENİM HÜSEYİN SEÇMEN

Resim
7 Ekim 1958 Salı, İvriz... İvriz Öğretmen Okulu'nda üzerimde iz bırakanlardan biri de Tarih Öğretmenim Hüseyin Seçmen'di. Her zaman gülümseyen, esprili, anlattığı fıkralarla ortalığı kahkahaya boğan ve attığı kahkahalarıyla da meşhurdu. Öğretmenler lokalinde attığı kahkahalar bazen sınıflarımızdan bile duyulurdu. Yaşama sevincini öğrencilerine aşıladığı gibi öğretmen arkadaşlarına da aşılardı. Çok çalışkandı. Her yere yetişmeye, her olayı anlamaya ve yorumlamaya yatkın, hayal gücü olağanüstü bir öğretmenimizdi. Nöbetçi olduğu akşamlarda bile, sınıfları denetledikten sonra, idaredeki nöbetçi odasında ders hazırlarken bulurdum kendisini, sınıf başkanı olarak her uğrayışımda. Olaylara yerel olmaktan çok küresel temelde bakmayı sever ve öyle anlatırdı. 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu der demez Avrupa, İngiltere ve sömürgeleri, Amerika ve diğer ilgili devletleri de aynı potaya koyarak anlatırdı. Senaryolarla başladığı tarih derslerinde hepimizi olayın içine çeker, adet...

OKUL MÜDÜRÜMÜZ KAMİL AÇAN

Resim
  27 Eylül 1958 Cumartesi, İvriz… Sınıf başkanı olarak ilk kez odasına girdiğimde hafifçe koltuğundan kalkarak karşılamıştı okul müdürümüz Kâmil Açan beni. -Nasıl yardımcı olabilirim evladım. Diyebilen biri olarak tanımıştım Kâmil Açan’ı. Adam yerine konulduğumu anlamış, okul müdürümüze karşı olan saygımın yanı sıra sıcacık bir sevgi de duymuştum. Yakın hissetmiştim kendime. Her konuda danışabileceğim bir büyüğüm, biraz da babam olarak algılamıştım kendisini. 22 Eylül Pazartesi günü başlayan 1958-1959 Eğitim ve Öğretim yılının bir haftası sona ermişti. Öğleye kadar olan dersler tamamlanmış, öğle yemeği yenmişti. Merasim alanında toplanmıştık. Öğrencilerin yanı sıra Öğretmenler ve idareciler de yerini aldıktan sonra Okul Müdürümüz Kâmil Açan da yerini aldı. Tören alanını gözden geçirdi. İşaretiyle birlikte, Kemal Çuhalılar yönetiminde İstiklal Marşı okundu. Tekrar tören alanını gözden geçiren Kâmil Açan gür sesiyle ‘’pazartesi sabahı yaptığım konuşmada söylediğim gibi, bir haftalık ...

TARIM ÖĞRETMENİM SALİH ZİYA BÜYÜKAKSOY

Resim
                                                                              26 Eylül 1958 Cuma, İvriz… İvriz'in efsane Tarım Başöğretmeni Salih Ziya Büyükaksoy; Çanakkale, Galiçya ve Gazze’ de savaşan bir subayın oğlu olup, Edirne 1907 doğumludur. Eğitimini Edirne’ de yapan Salih Ziya Büyükaksoy Ziraat Mektebini bitirmiş, babasının görevi nedeniyle İstanbul’ a gitmiştir. 1928'den sonra, Millet Mekteplerinde öğretmenlik yapmak için Giresun’ da bir bucak merkezine öğretmen olarak gitmiş, oradan da Kepirtepe Köy Enstitüsü'ne tarım öğretmeni olarak tayin olmuştur. Kepirtepe Köy Enstitüsü'nde tarım dersi yanında tabiat bilgisi dersine de girmiştir. 1939’ da 2. Dünya Savaşı patlak verince, güvenlik nedenleriyle, Kepirtepe Köy Enstitüsü kapatılıp öğretmen ve öğrencileri Anadolu’ ya dağıtılmıştı...

MÜZİK ÖĞRETMENİM KEMAL ÇUHALILAR

Resim
  25 Eylül 1958 Perşembe, İvriz… Saat 10;40, Müzikhanedeyiz… Müzik öğretmenimiz Kemal Çuhalılar’ı bekliyoruz. Kısa boylu, minyon yapılı, sarışın, açık kumral saçlı, sert mizaçlı, hemen hemen hiç gülmeyen bir insan olarak tanıtıldı İvrizli ağabeylerimiz tarafından. Biraz tedirginiz… Sert mizaçlıydı. Hataları kolay affetmezdi. Bunda Müzik dersinde mutlaka bir enstrüman çalma zorunluluğunun da payı vardı. Mezuniyet sonrası bir köyde görev alacak olan İvrizlilerin, en azından İstiklal Marşı’nı söyleyecek, söyletecek ve idare edecek bilgi ve yeteneği edinmesi gerekiyordu. Bu nedenle Kemal Bey hiç taviz vermez demişlerdi üst sınıflardaki ağabeylerimiz. Öğrenci Ders zili çaldıktan bir iki dakika sonra girdi Müzik salonuna Kemal Çuhalılar. Hep birlikte ayağa kalkıp, bekledik. Sınıfı alıcı gözle süzdükten sonra, -Oturun çocuklar. Dedi ve piyanonun başına geçti. Bizler de oturarak bütün dikkatimizi Kemal Bey’e odaklandık. Piyanonun tuşlarına bir iki kez bastıktan sonra, ‘’Sordum Sarı Çi...