Kayıtlar

Yeşil Kuşak Projesi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türk Eğitiminde Pranga Fulbright

Resim
23 Ekim 1965 Cumartesi, AYÖO... Kolektif bellek, bireysel anıların ortaklaşmasıyla oluşur. Mekân ise bu paylaşımın zemini olur. Aynı yatılı okulda kalan, aynı amfide ders alanlar arasında bir aidiyet duygusu gelişir; bu da kolektif hafızayı güçlendirir. Bu düşünceyle her akşam olmasa bile, karşıt görüşlü arkadaşlarla yaptığımız atışmalı sohbet toplantılarından sonra, anı defterimde konuları özetleme gereğini duydum. TİP grup kurarak parlamentoya girip Ana Muhalefet gibi çalışmaya başlayınca, ilk kez ABD'nin vahşi kapitalizmi tartışmaya açıldı. İkili Antlaşmalar, Türkiye'deki ABD Askeri üsleri, danışman adı altında bütün devlet kademelerinde yer alan ABD'li uzmanlar ortaya döküldü. Haliyle, benim gibi meraklı olanlar da sözü edile antlaşmaların peşine düştüler. İlk antlaşmalardan biri Köy Enstitüleri tarihten silecek ve Türk Milli Eğitimini ABD'nin denetimine bırakacak olan, Türk Milli Eğitimine pranga Fulbright Antlaşması olarak karşımıza çıktı. ABD'nin Yeşil Kuş...

AÜFF Birinci Yıl Özeti

Resim
6 Haziran 1965 Pazar, Ankara.. . AÜFF yaz dönemi sınavları başlıyor. Akşamları, kantin ya da sınıfların herhangi birinde yaptığımız Nasyonal ve Evrimsel Sosyalizm ile birlikte vahşi kapitalizm ve uygulayıcısı ABD, karşı uygulayıcısı Sovyetler Birliği ilgili atışmaları bir tarafa bırakıp, derslere odaklanmam gerekiyor. Yine de kısa bir özet yapmamda yarar var. Son iki ay, her gün olmasa da, Türk Ocakları ve benzeri yapılanmalara sempati duyan arkadaşlarla, bana göre ülkemizde kardeşlik bağlarını yok eden, ülkeyi kamplara ayıran, ''Komünistler Moskova'ya'' sloganını tartışmaya açtım. Bu sloganla neyi amaçladıklarını biliyorlar mıydı? Yeterli bilgiden yoksun olunduğunda, önümüze konulanı mı haykırıyorduk. Aslına bakılırsa, yanlış bulduğum bu sloganın kökenini ben de bilmiyordum. Ankara Türk Ocakları'ndan kovulmam bana aydınlanma yolunu açtı diyebilirim. Zamanda geriye, 1951 yılının Ağustos ayında, ''Beyaz Altın'' olarak tanımlanan Ceyhan pamuk ...

Eğitimdeki pranga Fulbright Antlaşması

Resim
  Türk Milli Eğitimi ile ABD eğitiminin eşgüdümlü olarak çalışmasını sağlayan Fulbright Antlaşması, okullarımızda yetişen öğrencilerin büyük bir bölümünün ABD'nin çıkarları doğrultusunda düşünmelerini gerçekleştirecekti ki, ülke çıkarlarını sağlayanlara karşı ''Komünistler Moskova'ya'' sloganlarıyla çıkması sağlanacaktı. 4 Şubat 1945 - 11 Şubat 1945 tarihleri arasında, ABD Başkanı Roosevelt, Sovyet lider Stalin ve İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in katılımıyla gerçekleşen Yalta Konferansı’ndan sonra Almanya’nın ikiye bölünmesi, Demir Perde ülkelerinin Sovyet nüfuzuna girmesi ve Sovyetlerin giderek dünyadaki etki alanını alabildiğine genişletmeye başlaması kabul edilemezdi. Ortadoğu ve diğer bölgelerdeki enerji sahaları Sovyet nüfuzundan uzak tutulmalıydı. Sovyetler Birliği kuşatılmalı ve etkisiz hale getirilmeliydi. Böylece ‘’Yeşil Kuşak’’ doktrininin ilk adımları atılmıştı. 12 Mart 1947 tarihinde ABD Başkanı Truman kongrede yaptığı bir konuşma il...

Stalin ve Gulag Ölüm Kampları

Resim
  Stalin'in Gulag Ölüm kamplarıyla ilgili ilk bilgilerim, Aleksandr Soljenitsin'in Gulag Takımadaları adlı kitabını okuduğumda oluştu. Kitap, Bolşeviklerin, özellikle Stalin'in, iktidara gelmesinden sonra başlayan tutuklamalar, hapishaneler ve zorla çalıştırma kamplarını tarihsel bir perspektifle anlatıyordu. Soljenitsin, kendi hapishane deneyimlerinden ve diğer mahkumların ifadelerinden yola çıkarak bu sistemin acımasızlığını gözler önüne sermişti. Gulag Sistemi, Sovyetler Birliği'nde uygulanan bir çalışma kampı ağıydı. "Islah-Çalışma Kampları ve Kolonileri Genel İdaresi" anlamına gelen Gulag Sistemi Sovyetler Birliği'nin dört bir yanına yayılmıştı. Stalin döneminde bu kamplar rejim karşıtlarını, siyasi mahkumları ve diğer suçluları zorla çalıştırmak için kullanıldı. Sovyet ekonomisine bedava iş gücü sağlamak ve rejim karşıtlarını cezalandırmak amacıyla genişletildi. Sovyetler Birliği tarihindeki en karanlık dönemlerden birini temsil eden Gulag Sis...

Stalin ve Sosyalist Hümanizm

Resim
  Lenin'in ölümünden sonra Sovyetler Birliği'nin lideri olan Stalin ülkeyi endüstriyel ve askeri bir süper güç haline getirmiştir. Ancak bedeli ağır olmuştur. Stalin'in totaliter politikaları ve baskıcı uygulamalarıyla milyonlarca insan zorunlu kolektivizasyon, çalışma kampları ve yargısız infazlar nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Oysa Sosyalist Hümanizm, bireylerin özgürlüğü ve eşitliği üzerine yoğunlaşan bir yaklaşım olarak tanımlanmıştı. Ne var ki Stalin bu kavramı, ekonomik kalkınma ve sınıfsız bir toplum yaratma amacıyla, bireysel özgürlüklerden ziyade kolektif hedeflere odaklanan bir anlayışla yorumladı. Bu yaklaşım, bireylerin haklarının, sosyalist toplumun genel çıkarları için ikinci plana atılmasını içeriyordu. Sosyalist Hümanizm, bireylerin refahını artırmayı amaçlayan bir ideoloji olarak değil, daha çok sosyalist devletin güçlenmesi ve kolektif refahın sağlanması için bir araç olarak yeniden şekillendirildi. Stalin'in politikaları, bireylerin hak ve ö...