Kayıtlar

Şubat, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TOROSLARIN ETEKLERİNDE BİR ALMAN KÖPRÜSÜ

Resim
  23 Mayıs 1961 Salı, Hacıkırı Karaisalı... Dün akşam, Yenice Tren Garı'nda, Tarsus'a gidiyorum diye, yanlışlıkla bindiğim Toros Ekspresi'nden Adana'nın Karaisalı İlçesine bağlı Hacıkırı istasyonunda inmiş ve Kıralan Köyü'ndeki kahvehaneye girerek yatacak bir yer için beklemeye başlamıştım. Kahvehanede geceyi geçirebilir miyim? Sorusunun yanıtını, kahvehane sahibinden almak üzere beklerken, ortamı en son terkeden yaşlıca biri bana bir hayli baktıktan sonra, sonradan adının Musa olduğunu öğrendiğim köylü bana yaklaşıp; ''buralardan değilsin, hayrola?'' demişti. Ben de başıma gelenleri anlatmıştım. Bana dönerek, ''senin yatacak yerin olmadığı gibi, karnın da açtır evlat.'' demişti. Kendisini onaylayınca, ''Haydi gidelim, bu akşam bende Tanrı misafirim ol.'' deyince, evinin yolunu tutmuştuk. Musa emmi karnımı doyurmuş, bana kucak açmış ve yatak sermişti. Rüyalarımda karabasanlar gördüğüm Torosların eteklerindeki ...

YENİCE DE YANLIŞ AKTARMA HACIKIRI TREN GARINA GÖTÜRDÜ

Resim
  22 Mayıs 1961 Pazartesi, Kıralan, Karaisalı … Bu sabah kahvaltıdan sonra, Çapa Müzik Semineri hazırlıkları için program yapmak üzere Kemal Çuhalılar öğretmenimi aradım. Okuldan ayrılmıştı. Biraz canım sıkıldıysa da Kemal Öğretmenime de hak verdim. Onun da yapacak önemli işleri, ailesine karşı sorumlulukları vardı. Okulun öğle servisiyle Ereğli'ye indim. Saat 14:30 için tren bileti aldım. Bavulumu emanete bıraktıktan sonra Ereğli caddelerinde dolaşarak, bütünleşmek istedim. Trenin kalkmasına yarım saat kala istasyona gelerek bavulumu aldım emanetten. Ara tatilleriyle yaz tatillerinde Ereğli'den bindiğim kara tren, Ulukışla üzerinden geçerek, Adana ile Mersin arasındaki Yenice garına ulaşırdı. Yenice istasyonunda aktarma yapılır, Adana'dan gelen trene binilerek Tarsus ya da Mersin’e ulaşılırdı. Tren tam zamanında geldi. Ereğli'den saat 14,30’da bindiğim trenle, Ulukışla'da aktarma yapıp rahat bir yolculuktan sonra tekrar aktarma yapacağım Adana Yenice Tren g...

1960-61 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI SONU

Resim
21 Mayıs 1961 Pazar, İvriz… Mayıs ayı bayramların ayıydı 1961 yılında. Öyleydi çünkü 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı (ki ülkemizde genellikle bahar bayramı olarak kutlanır), 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı cuma günü kutlamıştık. 25 Mayıs Perşembe günü Kurban Bayramı ve 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı olmak üzere 2 bayram daha bayram kutlanacaktı. Kurban Bayramı ile 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet Bayramı'nı ailemin yanında kutlamak istiyordum. 1961 Mayıs Ayı Bayramlar ayı olmasının yanı sıra bizim için ayrı bir önemi vardı. İvriz Öğretmen Okulu’nda üç yılımızı tamamlamış ve Ortaokul diploması almaya hak kazanmıştık. Bütün yazılı ve sözlü sınavlar 19 Mayıs’tan önce bitmiş, 18 Mayıs Perşembe günü karnelerimiz bile dağıtılmıştı. Bu dönemde de, tam olarak hak etmesem de, bütün derslerim 10 üzerinden 10 olarak karneme geçmiş, üstelik takdirname de almıştım. Dersler, sınavlar bitmiş ve karneler de alınmış olduğundan yapılacak tek şey yaz tatilinde nerede ve nel...

GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI 1961

Resim
  20 Mayıs 1961 Cumartesi, İvriz... Her yıl olduğu gibi bu yıl da, dün, Ereğli Stadyumunda 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı coşkusunu yaşadık. Bizimle yarışmak üzere haftalarca çalışan Ereğli Lisesi gölgemizde kaldı. Başta Mehmet Karaman ve Müzik Öğretmenimiz Kemal Çuhalılar olmak üzere,  Spor Öğretmenimiz  Ali Orhan Bekar gözetiminde bir ay süre ile bu güne hazırlanmıştı İvriz Öğretmen Okulu. İvrizli ailesinin bütün öğretmenleri, idarecileri, çalışanları ve stadyumda gösteri yapacak yüzlerce öğrenci ve okul bandosuyla Ereğli Caddelerinde konserler vererek stadyuma girdik. Stadyumda yerini alan 200 kişilik oyun ekibi ve oyunların ezgileri Ereğli halkının yine ilgi odağı oldu geçmiş yıllarda olduğu gibi. Mehmet Karaman’ın işareti ve Rahmi’nin davulunun vuruşlarıyla birlikte, gösteri başladı. Akordeonlardan, zurna ve klarnetlerden arka arkaya boşalan müzikle birlikte Bengi, Arpazlı ve Dağlı zeybekleriyle gösteriye başlandı. Havalanan beyaz ...

555K VE SİVİL İTAATSİZLİK

Resim
  5 Mayıs 1961 Cuma, İvriz... Dün, 28 Nisan eylemlerini organize eden Sedat Ege Ağabey 555K eylemlerinin yıldönümü için idareye başvurdu. İdare, ders yılının sona ermek üzere ve sınavların aksayacağı gerekçesiyle izin vermemişti. Buna rağmen, beşinci sınıftan Sedat Ağabey, idareden ve nöbetçi öğretmenden habersiz, akşam etüt saatlerinde bütün sınıfları gezerek eylem kararını aldırdı. Nöbetçi öğretmenin itirazlarının yanı sıra son sınıfların da olmadığı bütün öğrencilerle, öndeki davulun vurmaya başlamasıyla harekete geçtik. Sabah kahvaltısından sonra beşinci sınıfların yatakhanesi önünde, son sınıflar hariç, bütün okul öğrencileri toplandık. Bayrak yok, bando yok. Sadece Rahmi Ayaz ağabeyin davulunun eşliğinde yürümeye başladıktan kısa bir süre sonra son sınıflar da en ön saflarda yerlerini aldılar. Neydi 555K? 555K, Demokrat Parti'nin oluşturdu Tahkikat Komisyonu sonrasında, öğrencilerin hürriyet talebiyle 5 Mayıs’ta düzenledikleri eylemin parolası, “5’inci ayın 5’inde, sa...

28 NİSAN 1960 OLAYLARININ YILDÖNÜMÜ

Resim
  28 Nisan 1961 Cuma, İvriz... Bugün 28 Nisan olaylarının yıldönümü... Dün akşam 5. sınıftan Sedat Ağabey, ki oldukça iyi bir hatip ve başkan adaylarından biriydi, 28 Nisan 1960 olayları ile 555K olaylarını anlattı. Okul idaresinin itirazlarına rağmen, okuldaki bütün sınıflarca yıldönümünü kutlama kararı aldık. Aldık çünkü, Yaptığı ikili anlaşmalar nedeniyle, ekonomik, askeri ve sosyal yönden ABD'nin güdümüne giren Menderes Hükümeti ülkemizi iflasın eşiğine getirmişti. Y apılacak yeni seçimleri kaybetme olasılığına karşı baskıyı arttırmış, m uhalefetin ve muhalif basının sesini kesmek için, SİVİL BİR DARBE yapma yolunu seçmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 17 Nisan 1960’ta ilk adım atılmış, muhalefetin ve basının “ yıkıcı,   gayri meşru ve kanun dışı ” faaliyetlerinin araştırılması için 15 milletvekilinden oluşan bir Tahkikat Encümeni kurulması kararı alınmıştı. On gün sonra da, 27 Nisan 1960’ta da bu Encümen’in “ Vazife ve   Salâhiyetlerine ” ilişkin kan...

BABAMA YAZIP GÖNDERMEDİĞİM MEKTUP

Resim
6 Nisan 1961 Perşembe, İvriz… Akşam son etütteyiz. Etüt başladı ama elma kurusu savaşından ötürü tam bir kargaşa var sınıfta. Bereket yemekten önceki etütte ödevlerimi bitirmiştim. Akşam yemeğinde meyve olarak elma kurusu vardı. Arkadaşlarımızın bir bölümü elma kurularını ceplerine doldurarak sınıfa geldiler. Sınıf başkanlığını bıraktığımdan bu yana gürültü neredeyse önlenemez hale geldi. Yeni başkanımız gürültüyü önemsemiyor ya da kimseyle didişmek istemiyor. Biraz sinirlerim bozulmuş durumda. Okuyorum, dönüp tekrar okuyorum ama sonuç değişmiyor. Okuduklarımı anlamıyorum. Hatıra defterimi çıkarıp bir haftanın özetini yapmak istiyorum. Bugün matematikten yazılı olduk. Beş sorudan dördünü sınıfın büyük bir bölümü yaptı. Ben beşinci sorudan biraz endişeliyim. Yine de 9 alabileceğim kanaatindeyim. Hatıra defterimden başımı kaldırdığımda Emin'i gördüm. Ne haber der gibi el sallıyordu. Aklıma Babama bir ay önce yazdığım mektup geldi. Dün akşam dosyalarımdan birinin arasından...

İVRİZ'DE NİSAN 1 ŞAKASI

Resim
  1 Nisan 1961 Cumartesi, İvriz... Bugün 1 Nisan, şaka günü... Tarih derslerinde Hüseyin Seçmen'in açıklamalarına göre; tüm dünyada kutlanan ve 'şaka' günü olarak bilinen bu gün, Fransızlar tarafından ''Aptallar Günü'' olarak kabul edilirken, Müslümanlar tarafından ''Hile Günü'' olarak algılanmaktadır. Tarihçesi çok iyi bilinmemekle birlikte ''Nisan 1 Şakası'' yine de kandırma, aldatma ya da Hile günü uygulamalarıyla ünlüdür. ''Ahmet, baban gelmiş. İdarede seni bekliyor.'' Dediğimiz arkadaşımız babasını arayıp bulamadan geri döndüğünde ''Nisan 1'' şakası yaptık diye paçayı kurtarıyorduk. Bazı şakalar son derece olumsuz sonuçlar doğurabiliyordu. 1479'da Kastilya ve Aragon birleşerek İspanya Krallığı'nı oluşturdular. 1482'de İspanya, İber Yarımadası'ndaki son Müslüman siyasi otorite olan Granada merkezli devleti yıkmak üzere harekete geçtiler. 25 Kasım 1491'de Granada...

MART KAPIDAN BAKTIRIR ÇAPA KÜREK SAPI YAKTIRIR

Resim
  31 Mart 1961 Cumartesi, İvriz… Nöbetçi öğretmenin ranzaların demirlerine anahtarlarıyla vurarak oluşturduğu madeni seslerle gözlerimizi ovuşturarak kalktık. Bahar geldi, yaza giriyoruz derken sanki bir kar tipisi uğultusu çınlıyordu kulaklarımda. Yarı buzlanmış camdan baktığımda ortalık bembeyaz bir yorganla örtülmüştü. Kulaklarımı çınlatan tipi kar tanelerini savuruyor, bazı yerlerde spiraller oluşturarak uğulduyor ve cama vuruyordu. Hava sıcaklığı eksiye düşmüş ve oldukça soğuk bir ortam oluşmuştu. Hızla giyinip, yataklarımızı da düzelttikten sonra karlara bata çıka ve tipinin olumsuz etkilerinden kurtulmaya çalışarak sabah etüdü için sınıfımıza gittik. Bahar geldi diye soba yakılmamıştı. Sınıf gürültülüydü, soğuktu ve ders çalışma olanağı yoktu. Ders çalışmaktan vazgeçip, kitap okumayı denedim. Ama olmadı. Birden 1951 yılı nisan ayının üçüncü haftasına götürdü hafızam beni. Bulgar asimilasyonundan kurtulmak için böyle bir kış gününde Bulgaristan’ın Karagözler Köyün...

İVRİZ'DE BUNALIMLI GÜNLER

Resim
  27 Mart 1961 Pazartesi, İvriz… Yemekten önceki akşam etüdündeyiz... Ortamda hafif bir gürültü var. Bazı arkadaşların sesli çalışma alışkanlığının yanı sıra bazı arkadaşlarımın da yanındaki arkadaşa sorduğu bazı sorulardan kaynaklanıyor. Geçen haftanın ikinci yarısı sınavlar açısından oldukça yoğun geçti. Türkçe, Kompozisyon, Sosyal Bilgiler, Tarih ve Coğrafyadan yazılı olduk. Kompozisyon yazılısından 8 aldım. En iyi not benim yine. Bayram tatili yaramadı gibi, sınıfça dökülüyoruz. Kırılmış olan keman telinin yerine yenisini aldım. Keman çalışmalarım tekrar başladı. Bu hafta sonunda birinci metodu bitirebileceğim inşallah. Mehmet Karaman’ın Resim derslerini çok sevmeme rağmen Müzik çalışmaları daha çok ilgimi çekiyor. Çekmek zorunda, çünkü İstanbul Çapa Müzik Semineri sınavını kazanmak zorundayım. Bu arada akordeonda da Çapa Müzik semineri için seçtiğim Vivaldi'nin Dört Mevsim Konçertosu'nun İlkbahar bölümünü çalmayı denedim ve keyif aldım. Giderek, parçanın not...

SINIF BAŞKANLIĞINI BIRAKIYORUM

Resim
22 Mart 1961 Çarşamba, İvriz… Akşam etüdündeyiz. Oldukça sıkıntılıyım, canım sıkılıyor ve kendimi mutsuz hissediyorum.  18 Mart Cumartesi günü Ramazan Bayramı başladı. Bayram süresince, zorunlu etüt olmadığından, sınıf tam bir karmaşa içerisindeydi. Çalışma saatlerinde sınıfı düzene sokacağım diye kendime verimli zaman ayıramaz oldum. Keman ve piyano çalışmalarım aksadığı gibi ödevlerim konusunda da aksamalara neden oldu. 16 Mart Perşembe günü kemanımın tellerinden biri koptu, Kemal Beye de söyleyemedim. Zaten neredeyse 5 Mart’tan bu yana bana zaman ayıramadı. Ona da canım sıkılmıştı. Sınıf başkanlığını bırakmalıyım. Diye düşünmeye başladım. Bırakırsam tüm enerjimi kendim için harcayabilirdim. Diğer taraftan, Ailelerine gidemeyen diğer öğrenciler gibi ben de hüzünlendim. Her ne kadar İvriz ailemiz olduysa da bazen ana babamızın yanında olma isteği uyanıyor içimde. Her şeye rağmen, 4 günlük bayram süresince keman ve piyano çalışarak zamanı değerlendirmeye çalıştım. Paza...