A.Ü. Fen Fakültesi Öğrencisi Olmak
28 Eylül 1964 Pazartesi, Ankara...
Bugün öğleden sonra Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Lisans bölümüne resmi kaydım yapılarak üniversiteli oldum. Ali Koçyiğit Jeoloji, Mehmet Koyuncu Biyoloji, Halil Biga, Yaşar Samyeli ve ben de Fizik bölümlerini kazanmıştık.
Üç farklı bölüm seçilmişti 5 candan arkadaşımız tarafından. Farklı bölümler olmasına rağmen, bütün birinci sınıf öğrencileri Matematik derslerinde bir araya gelecekti.
Matematiğin dili evrensel olup, üst dillerden biriydi. Bu nedenle Fizik, Kimya, Biyoloji, Jeoloji ve Astronomi dallarını seçen arkadaşlarımıza ortak dersimiz Matematik oldu.

Jeologlar, yer kabuğunun yapısını ve bileşimini anlamak, deprem dalgalarının yayılımı ve yer hareketlerinin modellenmesi matematiksel denklemlerle gerçekleştiriliyordu.
Fizik, matematiksel modeller ve denklemler kullanarak doğa olaylarınının yanı sıra Einstein'ın relativite teorisini açıklamak matematiğin dilinden yararlanırken Kimya da atomların ve moleküllerin davranışlarını anlamak için matematiksel hesaplamalardan yararlanıyordu.
Biyoloji, özellikle genetik ve ekoloji gibi alanlarda, matematiksel modeller kullanır. Popülasyon dinamikleri ve genetik varyasyonlar da matematiksel olarak inceleniyordu.
Gök cisimlerinin hareketlerini ve evrenin yapısını anlamak için matematiğin dili olmazsa olmaz. Gezegenlerin hareketlerini açıklayan Kepler Yasaları'nın yanı sıra Hubble'ın genişleyen evren modeli de matematiksel temellere dayanıyordu.
Akşam yemeğinden sonra beşli grubumuza başkaları da katıldı. Her kafadan ayrı bir ses çıkmasına rağmen, herkes hayalerine bir adım daha yaklaştığı için, bayram çocukları gibiydik.

Saat 22;00'ye kadar sürensohbetten sonra dağıldık. Dolabımdan anı defterimi alarak, sınıflardan birne giderek anı defterimi açtım. Heyecanla geçen 5 günün özetini yazmaya başladım.
Tarsus Karabucak Fidanlığı servis aracının şoförü Mahmut Abi geçen hafta perşembe günü akşam üzeri Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Müdürlüğü'nden gelen bir sarı zarfı getirdi. Ahmet Akıncı Ailesi etrafında toplandık.
Mahmu Abi ''hayırlı bir haberdir umarım Mehmet'' diyerek zarfı bana uzattı. Haydi hayırlısı deyip zarfı açtım. Sessizce zarftan çıkan yazıyı gözden geçirdim. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü öğrencisi olmuştum.
Yüzümde güller açmıştı. Sonucu müjdeledim benden yanıt bekleyen ailem ile Mahmut Abiye. ''Tebrikler Mehmet'' diyen Mahmut Abiye sarılarak teşekkür ettikten sonra, babamla anamın elini öptüm, ardından kardeşime sarıldım.
''Darısı Mustafa'nın başına, beni bahtiyar ettin Mehmet'' dedikten sonra, ''bana izin, geri dönmeliyim'' diyen Mahmu Abiyi teşekkür ederek uğurladı babam.
Evde bayram havası esmişti. Yemekten sonra demlenen çaydan birer bardak içmiştik ki babam kerevete bağdaş kurarak bizleri bir süre süzdü. Anlamıştık, Bulgaristan göç hikayemiz bir kez daha anlatılacaktı. Bu kez kardeşim Mustafa da ilgiyle dinledi.
Cuma günü, parsel taşlarını yazmaya gitmeden önce, Derviş Çavuş'a uğradım. Okul müdürlüğünün yazısını gösterdim. Neredeyse benden çok sevinen Derviş Çavuş ''ne zaman gideceksin Ankara'ya. Ona göre yövmiye defterini kapatayım.'' Deyince ''Pazar günü Ankara'ya gitmek zorundayım. Bugün de çalışayım. 25 günlük ücret tahakkuku yaparsan, yarın gider ücretimi alırım. Unutmadan söyleyeyim. Kardeşimle bana baba gibi davrandınız. Teşekkür ederim.''
Cumartesi günü Karabucak İşletme Şefliği muhasebesinden 25 günlük ücretimi aldıktan sonra, Tarsus'a inerek, pazar günü saat 9:30'a biletimi aldım. Aynı gün saat 19;00'da, okuldaki akşam yemeğine yetişmiştim.
Yorumlar
Yorum Gönder