27
Eylül 1962 Perşembe, Çapa İstanbul...
Bugün
ilk iki dersimiz Kimya, ardından iki saat Fizik dersimiz var.
Öğrenci
ziliyle birlikte, öğrenci arkadaşlarım yerlerine oturduktan sonra
yoklama yapıp, günlük dersleri yazıyordum ki öğretmen zili
çaldı.
Zille
birlikte içeri giren öğretmen Münevver Baç idi...
''Geçen
yıl ilk dersinde, elindeki periyodik tabloyu tahtaya astıktan
sonra,
-Günaydın
Çocuklar, bugün sizlerle evreni oluşturan maddenin, galaksilerin,
yıldızların, gezegenlerin ve doğal olarak yaşamın oluşumunun
şifreleri üzerinde konuşmak istiyorum.''
Diyen
öğretmenimizdi. Ayağa kalkarak Münevver Baç'ı karşılayan
sınıfımızdaki bütün arkadaşlarımın yüzü aydınlandı
Münevver Baç'ı görünce. Geçen yıl çok sevmiştik kendisini.
Öğrencilerindeki
aydınlık yüzleri görünce Münevver Baç'ın da yüzü
aydınlandı. Sanki çocuklarına kavuşmuş bir ananın hali vardı
üzerinde.
Yanında
getirdiği periyodik cetveli yine tahtaya astıktan sonra,
-Oturun
çocuklar. Sizleri karşımda görmekten çok mutluyum. Deslerimi
yine evrenin şifreleriyle sürdüreceğim. Bu şifrelerin farkına
varabilir ve öğrenebilirsek insanlığın ihtiyacı olan her türlü
maddeyi üretebilecek hale gelebiliriz.
Dedikten
sonra,
-Şimdi
dikkatinizi periyodik tablonun sol üst köşesindeki, atom numarası
1 olan Hidrojen atomuna verin. Verdiniz mi? Tamam.
Evrende,
sıcak büyük patlama ile oluşumunda ortamda, sadece Hidrojen atomu
vardı. Bir başka deyişle, Hirojen imparatorluğu vardı.
Şimdi
diyeceksiniz ki ''diğer elementler nereden çıktı?''
Güzel
bir soru diye düşünüyorum. Tam da bu noktada yerçekimi olarak
bildiğimiz kütle çekimi devreye girdi
Kütle
çekimi nedeniyle milyar kere milyar adet Hidrojen çekirdeği bir
araya geldi ki, bu da milyonlarca atmosferlik basınç ve sıcaklık
oluşumunu sağladı.
Bu
ortamda ''sıcak füzyon^^ olarak bilinen çekirdek kaynaşması
gerçekleşerek, tablodaki 2 numaralı element Helyum ortaya çıktı
Sıcak
füzyon, zamanla, tablodaki elementlerin büyük bölümünün
oluşumunu gerçekleştirdi ki Karbon
(C), Hidrojen (H), Oksijen (O), Nitrojen (N), Fosfor (P) ve Sülfür
(S) elementlerinin belirli oranlarda birleşerek organik molekülleri
oluşturdular.
Oluşan
organik moleküller canlının yapı taşlarıdır.
Gördüğünüz
gibi, insanların yanı sıra diğer bütün canlıları yaratan
periyodik tablodaki organik elementlerdir.
Dedi
ve bir süre bizleri izledi Münevver Baç öğretmenimiz.
Hepimiz
şaşkındık. Periyodik Tablo ve elementlerinin önemini kavramaya
başlamıştık.
Demek
ki bizim yapı taşlarımız karşımızdaki periyodik tabloda
duruyordu.
Münevver
Baç elindeki sopasıyla Helyum elementini gösterirken sınıf
kapısı bir hayli şiddetli çaldıktan sonra açılarak Meziyet
Çağlayan göründü. Geçen yıl da böyle olmuştu.
-Münevver
Öğretmenim, izin verirseniz çocuklarla biraz da Fizik Dersi
yapalım.
Deyince
Münevver Baç özür dileyerek sınıftan ayrıldı.
Meziyet
Çağlayan ders defterini imzaladıktan sonra bana dönerek,
-Akıncı,
anladığım kadarıyla, tenefüse çıkmadan Münevver Baç
öğretmenimi dinlediniz.Çok mu ilginç buldunuz anlattıklarını?
-Evet
öğretmenim...Periyodik Tablo üzerindeki elementleri tanımanın
evren ve oluşum şifrelerini öğrenmek olduğunu anlattı önce.
Sonra da sıcak füzyon kavramı ile canlıların oluşumu arasında
bağlantı kurdu. Bizim için çok yeni ve olağanüstü olan bu
bilgileri ağzımız açık olarak dinledik nefes almadan.
-Anlaşıldı.
Münevver Hocam önemli bir konu ile ilginizi çekmek istemiş ve
başarmış.
-Öğretmenim,
sıcak füzyonu biraz da siz anlatabilir misiniz? Çok ilgimizi
çekmenin yanı sıra aklımızı da karıştırdı.
-Elbette
anlatırım çocuklar. Yeter ki siz istekli olun...
Kütlesel
çekim ile birlikte ortaya çıkan milyonlarca atmosferlik basınç
ve sıcaklık ilişkisi, ortaya çıkan çekirdek kaynaşması
üzerinde iki saat konuşuldu.
Ders
bitiminde,
-Akıncı
öğle yemeğinden sonra bana uğra. Konuşacaklarım var seninle.
-Olur
öğretmenim.
Dedikten
sonra yemeğe gittim. Yemek boyunca Maziyet Çağlayan benimle ne
konuşacak? Sorusuna yanıt aradım, durdum.
27
Eylül 1962 Perşembe, öğleden sonra...
Öğle
yemeğinden sonra Meziyet Çağlayan'ı öğretmenler odasındaa
buldum.
-Öğretmenim
benimle konuşmak istemiştiniz?
-Dışarıda
bekle Akıncı. Birkaç dakika sonra geliyorum.
Öğretmenler
odasından çıkarak heyecanla beklemeye başladım. Birkaç dakika
sonra yanıma geldi.
-Akıncı,
sana bir öğrenci vereceğim. Cumartesi pazar günleri onu
çalıştıracaksın.
-Öğretmenim,
öğrenci olan benim. Nasıl yaparım bilemiyorum.
-Yaparsın.
Yaparsın...Arkadaşlarını çalıştırdığını biliyorum. Sözünü
ettiğim öğrenci ilkokul mezunu olup, annesi bir yakınım.
Ortaokul bitirmelere dışarıdan hazırlanacak. Cumartesi bayrak
merasiminden sonra seni alıp, Osmanbey'de oturmakta oldukları eve
götürüp, annesiyle tanıştıracağım. Ona göre kendini ayarla.
Dedi
ve gitti Meziyet Öğretmenim.
Oldukça
şaşırmıştm ama Meziyet öğretmenim haklıydı. Başta dert
ortağım Gülay Medetgil olmak üzere, birçok arkadaşımı
çalıştırmış ve başarılı olmalarını sağlamıştım.
Okul
dışında bir öğrenci neden olmasındı?