5 Temmuz 2023 Çarşamba

SELAHATTİN TARAN RESİM SERGİSİ İLE TATİLE GİRDİK

2 Haziran 1962 Cumartesi, Çapa İstanbul...

1961-62 Eğitim ve Öğretim Yılı, dün karnelerimiz dağıtılması ve resim öğretmenimiz Selahattin Taran'ın Resim Sergisi'nin gezilmesiyle, fiilen sona erdi. Bugün öğleden sonra resmen tatile girdik.

Resim sergisini dert ortağım Gülay'la gezdim. Çoktandır derslere gelmemiş olan platonik aşkım Betül sergide görev almıştı.

Gülay'a merhaba dedi, beni görmezden geldi.

Allak bullak olduğumu gören Gülay, Betül'ün bütünlemeye kaldığını söyledi. Zaman her şeyin ilacıdır. Diyerek sergideki resimlere odaklanmamı sağladı.

Sergiyi gezerken Selahattin Taran'ın öğrencisi olmamdan gurur ve mutluluk duydum.

Mutluluğumu zedeleyen, platonik aşkım Betül'ün bütünlemeye kalmış olması ve beni görmezden gelmesiydi.

Bana İstanbul'da yeni kapıların açılmasını sağlayan ve ders çalıştırmak için Aksaray'daki evlerinin müdavimi olduğum Gülay hem benim, hem de Betül için üzülüyordu.

-Toparlan Akıncı. Betül konusunda çok hassas ve üzüntülü olduğunu biliyorum. Oldukça hassas ve insancıl olan Betül de aynı durumda. Sana gösterdiği olumsuz ve acımasız tepkisini bir türlü hazmedemedi. Biraz da kendisinden utanıyor sanıyorum.

-Ben de kendimi affedemiyorum Gülay. Aşkın gözü kördür derler. Ben de körleşerek çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybettim gönlünü kazanacağım derken. Ayrıca, bütünlemeye kalmış olması da beni üzdü.

-Dediğim gibi her acının ilacı zamandır Akıncı. Önümüzdeki yıl küllenmiş olacaktır ama ömrü hayatın boyunca da anımsanacaktır. Çocukluk aşkları öyledir dedi annem geçenlerde sizden söz edince. Unutmadan söyleyeyim. Annem hem teşekkür etti bana yaptığın katkılardan ötürü hem de iyi tatiller diledi.

-Teşekkür ederim Gülay. Annene selam ve saygılarımı ilet lütfen.

-Önümüzdeki yıl görüşmek üzere Akıncı... Ailenin yanına gideceksin besbelli. İyi yolculuklar dilerim.

Gülay gittikten sonra Tarsus Turan Emeksiz Ağaçlama Sahası'ndaki ailemin yanına gitmek için hazırlıklara başladım...

Peri Padişahının sırça sarayı olarak adlandırdığım İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'nda, platonik aşkım kaybı bir tarafa bırakılırsa, sonderece mutlu bir yılım oldu.

Yıllar sonra farkına varacaktım, yaşamımda unutulmaz anılar bırakacaktı bu anıtsal yapıda geçirmiş olduğum ve geçireceğim zamanlar.

Sınıf birincisi olmanın yanı sıra takdirname de alarak ikinci sınıf olmuş ve hayallerimin bir bölümünü daha gerçekleştirmiştim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...