1961-62 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI FİİLEN BİTTİ
Bahar ve İşçi Bayramı olan 1
Mayıs okul zaten tatildeydi. Pazartesi günü olmadığı gibi
Çarşamba günü de yoktu Betül.
Perşembe günü tam
yoklamayı bitirmiştim ki sınıfa girdi Betül. Bana bakmadan
yerine oturdu, defter ve kitabını çıkarmaya başladı.
Kalbim
gümbürdeyerek çarpıyordu. Çarpıntısının dışarıdan
duyulacağı korkusuyla yoklama defterine sınıftaki öğrenciler
tam yazarak sırama geçtim. Bu arada Gülay da beni
gözlüyordu.
Yerime oturduğumda, ben ne salak bir çocuktum.
Dedim içimden.
Betül’ün cinsel ayırımsız arkadaşlık
davranışlarını yanlış algılamış, üstelik kendisine olan
platonik aşkımı söyleme cesaretini bulamamıştım.
Farkına
varmıştı ama, varmamış gibi davranmıştı.
Arkadaşıyla
kendisin
i takip etmeden önce duygularımı açığa vurmuş
olsaydım üzücü ve aşağılayıcı olayla
karşılaşmayacaktım.
Gülay’a söylemiş olduğu gibi,
Betül de üzgün görünüyordu. Devamsızlık yapmasından da
anlamıştım üzgün olduğunu.
Gülay’ın uyarılarına
rağmen yanlış yapmıştım. Boşuna dememişler ”aşkın gözü
kördür” diye.
Benim hem gözüm hem de insani duygularım
körleşmişti.
Gözlerimizin içini güldüren, enerjime
enerji katan, sürekli görme isteğiyle kalbimde tatlı bir
çarpıntıya yol açan duyguydu Betül’ün kalbini çalma
isteği…
Betül’ün kalbini çalma isteği, yaptığım
bir yanlıştan ötürü, arkadaşlığını kaybetmeme neden
olmuştu.
Bu düşüncelerle uzun süre derslerime
odaklanamadım…
Yorumlar
Yorum Gönder