10 Temmuz 2023 Pazartesi

İSTANBUL'DA İLK ÖZEL ÖĞRENCİM ÜLKÜ


 29 Eylül 1962 Cumartesi, Çapa İstanbul...

Hafta sonu olması nedeniyle zorunlu etüd yok. Yinede, gürültülü olsa da, sınıfta çalışanlar var. Sessizlik istediğimde okulun ünlü çinili kütüphanesine iniyorum.

Akşam yemeğinden sonra kütüphaneye inip, bir süre sessizliğini dinledikten sonra anı defterimi açarak yazmaya başlıyorum.

*****

Bugün ilk özel ders parası 7,5 Lira aldım. İçim içime sığmıyor bu nedenle.

Perşembe günü Meziyet Çağlayan öğretmenim ''Akıncı sana bir özel öğrenci buldum, cumartesi günü bayrak töreninden sonra seni Osmanbey'e götüreceğim. Demişti.

Bayrak merasiminden sonra, işareti üzerine, Meziyet Çağlayan'ın yanına gittim.

-Akıncı, öğle yemeğini ye, 45 dakika sonra seni çıkış kapısında bekliyorum.

-Tamam öğretmenim. Sizi bekletmem

Dedikten sonra yemekhaneye inerek, çabucak yemeğimi yedim. Çıkış kapısında beklemeye başladım.

Çok beklemedim. Okuldan çıkarak, Millet Caddesi'nin karşı tarafındaki otobüs durağına gittik. Gelen boynuzlu otobüslerden biriyle Sirkeci'ye ulaştıktan sonra Pangaltı otobüslerinden birine bindik.

Pangaltı'da indiğimiz otobüsten Mecidiyeköy yönünde yaklaşık 50 metre gittikten sonra, sağ koldaki Şafak Sokak üzerinde giriş altı bir daireye ulaştık.

Kapıyı orta yaşlı bir hanım açtı. Meziyet Öğretmenimle samimi bir tokalaşmadan sonra,

-Naciye Hanım...Sana sözünü ettiğim öğrencim Mehmet Akıncı'yı tanıtayım. Arkadaşlarına derslerinde yardımcı olan çalışkan bir öğrenci. Kızım Ülkü'ye yardımcı olacağımı sanıyorum.

-Hoşgeldin evladım. Geçin oturun lütfen.

Bu arada Naciye Hanımın kız Ülkü de geldi.

-Hoşgeldiniz Meziyet Teyze... Hoşgeldiniz Mehmet Hocam.

-Hoşbulduk kızım. Nasılsın?

-Teşekkür ederim Meziyet Teyze. Sınavlara hazırlanıyorum.

-Tanıtayım. Sana yardımcı olacak olan Öğretmenin Mehmet Akıncı...

-İçeri geç Akıncı. Göreyim seni...Ülkü benim de kızım sayılır...Bu arada, ben gideyim Naciye Hanım. Siz Mehmet'le konuşun. İstediklerinizi kendisine iletin. Yardımcı olacağına ve Ülkü'yü başarıya ulaştıracağına inancım tam. Bana müsaade.

Diyerek Meziyet Çağlayan ayrıldı.

Meziyet Hanım ayrıldıktan sonra, Naciye Hanım heyecanımı biraz olsun gidermek için okulu, ailemi ve derslerimi sorguladıktan sonra,

-Öncelikle bana Naciye Teyze demelisin. Anladığım kadarıyla ailenden oldukça uzaktasın.

-Ailemden uzaktayım ama yıllar sonra kavuştuğum Halam ve oğlu Mustafa Dayım Zeytinburnu'nda oturuyor. Fırsat buldukça yanlarına gidiyorum.

-Buna memnun oldum evladım. Meziyet öğretmenim söylemiştir. Kızım Ortaokul bitirmelere dışarıdan hazırlanıyor. Ben banka memuruyum. Kızımın da banka memuru olmasını istiyorum. Ortaokul diploması gerekiyor.

-Benden istediğniz nedir Naciye Teyze?

-Matematik ve Fen Bilgisi derslerini sen vereceksin. Diğer dersler için de bir başkasından yardım alacağız.

-Olur Naciye Teyze. Hazırlıklı gelmek istiyorum. Yarın başlasak olur mu?

-Olur evladım.

Bir süre daha konuştuktan sonra izin istedim. Kapıdan çıkmadan önce Naciye Teyze bana bir zarfın içinde para verdi. Almak istemediysem de,

-Yarınki dersin parası. Buna ihtiyacın olacak. Öğleden sonra saat 15:00'te bekliyorum.

Diyerek beni uğurladı kızı Ülkü ile.

Evden ayrıldıktan sonra zarftaki paraya baktığımda, yedi buçuk lira olduğunu gördüm. Oldukça cömert davranmıştı Naciye Teyze.

Tarsus Ağaçlama Sahası'ndaki ailemden ayrılırken babam bir dönem harçlığı olarak 100 lira vermişti.

Ayda 4 hafta, cumartesi günleri, gelsem Naciye Teyze'den 30 lira alacaktım. İyi paraydı.

Meziyet Çağlayan Öğretmenimin güvenini boşa çıkarmamalıydım. Öncelikle Orta 1 Matematik ve Fen Bilgisi kitaplarını edinmeliydim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...