14 Temmuz 2023 Cuma

AYÖO HAYALİM GERÇEKLEŞMEK ÜZERE

 

31 Mart 1963 Pazar, Çapa İstanbul...

Ülkü'ye verdiğim Özel dersten yeni geldim.

Huzur bulduğum çinileriyle ünlü kütüphanemize iniyorum. Önce, beni hem rahatlatacak hem de bilgilendirecek bir kitap arıyorum.

Amerikalı yazar Herman Melville'in dünyaca ünlü romanı Moby Dick (Beyaz Balina) gözüme çarpıyor. Geçtiğimiz aylarda, Enver Naci Gökşen'in bu kitap hakkında konuştuğunu anımsıyorum.

Moby Dick, hem edebiyat tarihi açısından, hem de verdiği okuma keyfiyle gözden kaçırılmaması gereken bir romandır.

Demişti Enver Naci Gökşen...

Kitabı okumayı sonraya bırakarak anı defterimi açıyor ve geçmiş günlerin özetini yapmaya başlıyorum.

*****

Öncelikle vurgulamak istediğim olgu, ''Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hayalim'' gerçekleşmek üzere.

Piyano Öğretmenim Halil Bedii Yönetken ile Resim Öğretmenim Selahattin Taran'dan Ankara Yüksek Öğretmen Okulu vizesini aldım.

Kolay olmadı...

Her iki öğretmenimin derslerinden önce, bıkmadan usanmadan üç aydır, Matematik ve Fen bilimlerinde başarılı olacağımı, resim ve müzikten kopmayacağımı anlattım durdum. Sonunda da benden kurtulmak için Öğretmenler Kurulunda olur vereceklerini söylediler.

Keman Öğretmenim Ekrem Zeki direniyor. Öğretmenler Kururlu'nda seçileceğim garanti olduysa da, direncini kırarak, Ekrem Zeki'nin de onayını almak istiyorum.

Yaz tatiline girinceye kadar, dersi olduğu her gün, bana kızacağını ve beni tersleyeceğini bilsem de, Ankara Yüksek Öğretmen Okulu vizesi için ısrarcı olacağım.

''Vazgeçerseniz kaybedersiniz.'' Özdeyişi her zaman rehberim oldu.

Vazgeçmeyeceğim.

Böylelikle, şansımı kendim yaratmış olacağım.

*****

Az daha unutuyordum, öğrencim Ülkü olağanüstü bir çaba ile hem beni hem de annesini şaşırtmaya devam ediyor.

Ödevlerini aksatmadan yaptığı gibi işleyeceğimiz konuları da gözden geçirmiş olarak karşıma çıkıyor. Haliyle yaptığım yazılı sınavlardan da tam not alıyor.

Naciye Teyze kızının bu olağanüstü başarısını bana bağlıyor ve beni neredeyse oğlu yerine koyuyor. Böylece İstanbul'da, okulum dışında, ikinci bir yuvaya kavuşmuş oldum.

Naciye Teyze müşfik bir anne gibi davranmanın yanı sıra, her hafta sonunda, bir zarf içinde 15 Lira veriyor. Bu demektir ki ayda 60 Lira gelirim oluyor.

Aileme de Naciye Teyze'den söz etmiş ve babama da artık para göndermemesini, Mersin'den bir arsa alabilmek için birikim yapmasını yazmıştım.

Okul dışı sıcak yuvalarımdan birincisi, hem arkadaşım hem de dert ortağım, Gülay Medetgil'in Aksaray'daki evleri.

Hafta sonunda Osmanbey'e, Ülkü'ye ders vermeye giderken, hafta içinde de bazı akşam etüdlerinden ya da etüdlerden sonra okuldan kaçarak Gülay'ın derslerine yardımcı olmak için gidiyorum.

Gülay'ın annesi Mehtap Teyze de beni oğlu yerine koymaya başladı uzun süredir.

Her iki aileye de minnet borcum var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...