15 Temmuz 2023 Cumartesi

NACİYE TEYZE VE ÜLKÜ'YE VEDA ZAMANI


 1 Haziran 1963 Cumartesi, Çapa İstanbul...

Son kez indiğim çinili kütüphanemizin sessizliğini uzun süre dinledim. Özleyecektim bu sessizliği...

Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi'ne öğrenci olarak seçildiğimden, ''elveda İstanbul ver elini Ankara'' demem gerekiyor...

Saatime bakıyorum 20:30...

Bir süre düşündükten sonra anı defterimi açarak, günün özetini yazmaya başlıyorum.

*****

Sabah kahvaltısına indiğimde, arkadaşlarımın bir bölümü yoktu. Ailelerinin yanlarına gitmişlerdi.

Kalanlarla vedalaştım. Ne de olsa önümüzdeki yıl Çapa Öğretmen Okulu'nda olmayacaktım. Duygulananlar oldu. Yetiştirme yurdundan gelmiş olan İbrahim Kazan sarıldı bir süre. Ayrılmak zor oldu.

Kahvaltıdan sonra yatakhaneye çıkarak yol hazırlıklarımı tamamladım. Ardından, söz verdiğim gibi, dert ortağım Gülay Medetgillerin evine gittim.

Gülay'la birlikte annesi Mehtap Teyze coşku ile karşıladılar beni. Dün akşam Gülay annesine, benim ziyaretimden ve Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na seçilmemden söz etmiş.

Mehtap Teyze beni alnımdan öpüp, tebrik ettikten sonra sofraya davet etti. Adeta bir şölen hazırlamış benim için...

Hazırlanan demli çaylara eşlik eden değişik kurabiyeleri atıştırırken, tatlı bir sohbet oldu aramızda. Bu arada platonik aşkım Betül'den de söz edildi.

Mehtap Teyze ve Gülay'a teşekkür ettikten sonra Naciye Teyzelere gittim. Evlerine girmeden önce, bir süre, ayaklarım geri geri gitti. Önümüzdeki yıl birlikte olamayacağımızı anlatmak, özellikle Ülkü'ye, zor olacaktı.

Her zamanki gibi coşku ile karşılandım Naciye Teyze ve Ülkü tarafından.

Hoşbeşten sonra, daha önceleri kısaca sözettiğim, Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hzırlık Lisesi'ne öğrenci olarak seçildiğimi, liseyi bitirdikten sonra da üniversite sınavlarına girme hakkı kazanacağımı anlattım.

Naciye Teyzenin gözleri ışıldadı. Oğlu yerine koyduğu benim başarımı coşku ile karşıladı. Ülkü mahzunlaştı ama tebrik etmekten de geri durmadı.

Dışarıdan katıldığı Ortaokul birinci sınıf sınavlarını başarıyla tamamlamış olan Ülkü üzgündü Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na gidecek olmamdan.

Ülkü'yü anlayışla karşıladım. Beni ve ders anlatım tarzımı sevmişti. En azından, bana karşı mahcup olmamak için var gücüyle çalışmış ve başarılı olmuştu.

Teselli ettim. Ankara'da olsam da, mektupla Matematik ve Fen Derslerini takviye edeceğimi söyleyerek gönlünü aldım.

Önümüzdeki yıl mektupla öğrenim dönemi başlayacaktı verdiğim sözlere göre. Oldukça uzun bir sohbet sırasında, önümüzdeki yıl neler yapabileceğimizi karalaştırdık.

Ardından veda zamanı geldi, duygulu anlar yaşandı. Gözleri nemlenmiş olan Ülkü ağlamamak için kendini zor tuttu. Naciye Teyzenin ellerinden öperken o da beni alnımdan öptü. Ülkü'ye, hem öğrencim hem de çok sevdiğim bir kız kardeşim gibi sarılıp, alnından öptüm.

Tam kapıdan çıkmak üzereyken Naciye Teyze cebime bir zarf koydu önümüzdeki yılın ilk dersi ücreti diyerek...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİR YIL SONRA ÇAPA ÖĞRETMEN OKULU MİSAFİRİYİM

15 Haziran 1964 Pazartesi, İstanbul... Bugün sabah kahvaltısından sonra birden, zamanda 2 yıl geriye, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'a git...