Atatürk ve Türk Ocakları 2

 


29 Kasım 1964, A.Y.Ö.O Ankara...

Ankara Türk Ocağı seminerlerinde, Atatürk ve Laiklik karşıtı söylemlerinden sonra ''Atatürk ve Türk Ocakları'' ilişkisini öğrenmek için geniş çaplı bir araştırma yapma gereğini duydum. Bu nedenle, dün de Milli Kütüphane'de buldum kendimi.

Türk Ocakları, 1912’de Osmanlı Devleti’nin son döneminde Türk milliyetçiliğini yaymak ve güçlendirmek amacıyla kurulan bir fikir ve kültür kuruluşuydu. Cumhuriyet’in ilanından sonra Atatürk’ün desteklediği en önemli kurumlardan biri haline gelmişti. 

Saltanat ve Hilafetin; Osmanlıya, giderek yeniden kurulmakta olan, Türkiye Cumhuriyeti'ne de zarar vereceğine inanan Mustafa Kemal'a göre din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerekiyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden biri de ''Laiklik'' olmalıydı.

Osmanlı döneminde devlet yönetiminde etkin ve bütün bilimsel gelişmelere set çeken dini kurumların etkisinin azaltılması gerektiği düşüncesi Türk Ocakları’nda da yaygındı.

Türk Ocakları, laiklik anlayışının gelişiminde önemli bir rol üstlenmişti. Osmanlı’nın son döneminde ağırlıklı olarak milli kimliği ve kültürü koruma amacında olan Ocaklar, Cumhuriyet döneminde laik ve çağdaş bir toplumun inşasında aktif bir rol oynamıştı.

Türk Ocakları, halkı bilinçlendirmek ve yeni rejimin ilkelerini anlatmak için konferanslar, yayınlar ve etkinlikler düzenlemişti.

Atatürk’ün laiklik anlayışını halka anlatan en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olmuştu.

Cumhuriyet’in ilanı ve Halifeliğin kaldırılması gibi reformları desteklemişlerdi.

Atatürk, laikliği sadece din ve devlet işlerinin ayrılması olarak değil, aynı zamanda akılcı ve bilimsel düşüncenin rehber alınması olarak görüyordu.

Türk Ocakları, bu anlayışı yaymak için modern eğitim çalışmalarına önem vermişti.

1931’de Türk Ocakları kapatılmış ve yerine Halkevleri kurulmuştu.

Halkevleri, laiklik başta olmak üzere Cumhuriyet’in temel ilkelerini halka yayma görevini üstlenmişti.

Türk Ocakları, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde laik düşüncenin yayılmasına katkıda bulunan önemli bir kuruluş olmuştur. Atatürk’ün laiklik ilkesi ile uyum içinde çalışarak, dini otoritenin siyasetten ayrılması, bilimsel düşüncenin yaygınlaşması ve halkın çağdaş eğitime yönlendirilmesi konusunda önemli bir misyon üstlenmişti.

Sonuç olarak: Ankara Türk Ocağı seminerlerinde, ''Laiklikle kavramıyla, İslamiyeti dünya işlerinde yok saymak kabul edilemez.Batı anlamında bir Laiklik Türk İslam Cemiyetinde uygulamaya konuldu mu, bu fiilen İslamiyetin, en azından bazı hükümlerinin, iptali anlamına gelir. Laiklik düğümü çözülmeden Türk’ün Dini ve Manevi, yani İslami gelişmesi mümkün değildir.'' 

Demekte olan Ayvaz Gökdemir, Türk Ocakların ruhuna aykırı bir tutum sergilemektedir. Diye düşünmeye başladım. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A.Ü. Fen Fakültesi Öğretim Kadrosu

ANKARA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU DÖNEMİ

A.Ü. Fen Fakültesi Öğrencisi Olmak