Evrimsel Hümanizm ve Nasyonal Sosyalizm
Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'ndaki Milliyetçi arkadaşların, ''Sosyalizm ama Nasyonal Sosyalizm olursa'' ile anlatmak istediklerini kavrayabilmek için, Hitlerin kurduğu Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ni tanımak ve Evrimsel Hümanizm bağlantısını görmemiz gerekiyor. Parti başkanı olarak kendine ''Führer'' adını uygun bulurken, Parti üyelerine de ''Nazi'' adını uygun bulmuştu kendisiyle özdeşleştirdiği Sosyalist Alman Partisi'nde.
Evrimsel Hümanizm, insanlığın evrimsel süreçte daha ileri bir noktaya ulaşmasını hedefleyen bir düşünce akımı olarak ortaya çıkmıştı. Charles Darwin'in doğal seçilim teorisinden etkilenmiş olan bu akım, insanlığın gelişimini biyolojik ve kültürel evrimle ilişkilendirmişti. Birbiri ile sıkı bağlantısı olan Bilgi ve Hümanizm insanlığı daha da ileri noktalara taşıyacaktı.
Ne var ki, Hitler'in dünyayı yeniden şekillendirmek için şekillendirdiği Evrimsel Hümanist düşünce akımıyla, Alman Irkını daha ileri bir noktaya taşımak için Darwin’in Doğal Seçilim yasasını kendilerine dayanak aldılar. Nazilerin temel hedefi insanlığın bozulmasını önlemek ve üstün insana doğru evrimleşmesini desteklemekti. İnsanlığın en ileri biçimi Aryan Alman ırkının korunması ve bozulmuş insanlar içinde yer alan Yahudi, Çingene, eşcinsel ve zihinsel engellilerin yok edilmeleri gerekmekteydi.
Darwin'in ''Güçlü olan yaşar ve daha da güçlenir.'' ünlü sözü, Hitler ya da Nazizm'in dayanak noktası olmuştu. NAZİZM, Evrimsel Hümanizmi, ırkçı teorileriyle evlendirerek yeni bir DİN yaratmıştı. Hitler'le özdeşleşen Nasyonal Sosyalistlere göre, tüm insan deneyimlerinin eşit olduğunu iddia edenler ya korkak ya da aptaldırlar. Türkiye'de bu kervana, belli oranda katılanlar arasında Türk Ocakları, Ülkü Ocakları, Türk Talebe Birliği ve ardılları olan dernek ve kuruluşlar oldu.
Oysa İslam ve diğer Dinlerin temelinde insanları eşit kabul eden bir inanç sistemi yatar. Kur'an-ı Kerim'de, insanların farklı milletler ve kabileler olarak yaratılmasının, birbirlerini tanımaları için olduğu belirtilir.
Nasyonal Sosyalizm'in kurucusu ve Ari Alman ırkının dünyayı yeniden şekillendirebileceğine inanan Hitleri gelin biraz daha ayrıntılı tanımaya çalışalım.
Adolf Hitler'in Aryan kavramı üzerindeki etkisi, onun ideolojisinin temel taşlarından birini oluşturuyordu. Hitler, Aryan ırkını üstün bir "efendi ırk" olarak tanımladı ve bu kavramı, Nazi Almanya'sının ırkçı politikalarının merkezine yerleştirdi. Aryan ırkı, Nazi ideolojisinde en saf ve üstün insan grubu olarak kabul edildi ve özellikle Nordik özelliklere sahip Almanlar bu grubun en iyi temsilcileri olarak görüldü.
Hitler, Aryan kavramını kullanarak, Yahudiler, Romanlar, eşcinseller ve zihinsel engelliler gibi grupları "alt insan" olarak nitelendirdi ve bu grupların yok edilmesi gerektiğini savundu. Bu ideoloji, Nazi Almanya'sının Holokost gibi insanlık dışı uygulamalarını meşrulaştırmak için kullanıldı.
Hitler'in Aryan kavramı, sadece bir ırk teorisi değil, aynı zamanda bir siyasi araçtı. Bu kavram, Nazi Almanya'sının genişleme politikalarını ve "Lebensraum" (yaşam alanı) arayışını desteklemek için kullanıldı. Bu ideoloji, Avrupa'nın büyük bir kısmını işgal etmeye ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açtı.
20 Nisan 1889 yılında Avusturya'da doğan Adolf Hitler, bilinenin aksine kendisi Alman olmayıp, bir Avurtuyalı'dır. Gönüllü olarak katıldığı Birinci Dünya savaşında, rütbesiz bir asker olarak, dört yıl savaştı.
Hitler, başta büyük bir hevesle savaşa katılan askerlerin, cephede nasıl korktuklarını gözlemişti. Savaşmak zorunda olan her askerin amansız bir içsel çatışma yaşadığını, yenik düşmemek adına nasıl bütün sinirlerinin gerildiğini anlamıştı.
Cephede ve siyasette kendi savaşını, 1916 kışında, kazandığını söyler. ‘’Sonunda’’ diye yazmıştı ‘’Kavgam’’ adlı kitabında. ''’İradem karşı konulmaz bir efendiydi, sakin ve kararlıydım. Artık kader bana hangi oyunu oynarsa oynasın, sinirlenmeden, aklım yerinde ayakta kalabilirdim.’’
Savaş deneyimi Hitler’e dünyanın başka bir yüzünü, Doğal seçilimin acımasız kanunlarla yönetilen vahşi orman tarafını göstermişti. Bu gerçeği göremeyenler hayatta kalamıyordu. Başarılı olmak için acımasız orman kanunlarını kabul etmek ve uygulamak gerekiyordu.
Birinci Dünya Savaşı'nad Almanların aldığı büyük yenilginin ardından, arkadaşlarıyla bir araya gelerek Alman İşçi Partisi'ni kurdu ve başına geçti. Bir süre sonra partinin ismini değiştirerek, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi adını verdi. Böylece, Nasyonal Sosyalizm Hitlerizm'in yerine kullanılmaya başladı.
Lider olarak kendisine Führer adını uygun gören Hitler, parti üyelerine de ''Nazi'' adını verdi. 1930 Eylül ayında yapılan seçimlerde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi seçimleri kazanarak iş başına geldi. 1932 yılında Şansölye seçildi. Daha sonra siyasi rakiplerini hızla ortadan kaldırarak ülkenin tek adamı oldu.
Kendince yorumladığı Evrimsel Hümanizmin en büyük destekçisi Hitler, 1 Eylül 1945’te Almanya’nın Polonya topraklarına girmesiyle, kendince dünyayı yeniden tasarımlamak istedi. Neredeyse Avrupa'nın tamamını işgal etmişken,1941 yılının ikinci yarısında Rusya ve ABD savaşa dâhil oldular.
Nisan 1945’te Alman kuvvetleri ile Müttefikler arasındaki Berlin Sokak muharebelerinin nihayete ulaşmak üzere olduğu sırada, 30 Nisan 1945 günü Hitler intihar etmesiyle, Evrimsel hümanizmi de tarih oldu. Oldu olmasına da İslami ve Dini bir yapıya boğulmuş olan Türk Milliyetçileri de, önce Ari Türk kavramına yapışmışken, şimdilerde Ari Türk ile evlendirecekleri İslamam'dan yeni bir Din çıkarmaya çalışmaktadırlar.
Gerçi, İslamda 4 Halife devri ve sonrasında halifeliği ele geçirenler Kuran-ı Kerim'i, kendi hükümranlıklarını korumak adına, yeniden yazdırdıklarını iddia eden tarihçiler de vardır.
Yorumlar
Yorum Gönder