Kayıtlar

Ankara'da bir TAŞ MEKTEP

Resim
Ankara Atatürk Lisesi, Türkiye'nin en seçkin okullarından biri olmasının yanı sıra, Türk Milli Eğitim çatısı altındaki liselere öğretmen, üniversitelere akademisyen yetiştiren Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nun kuruluşunda önemli bir yer edinmişti. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nun kuruluş aşamasında önemli bir yeri olmasının yanı sıra benim de yaşamımda unutulmaz anılarımın bulunduğu Atatürk Lisesi yerleşkesi, üniversitelere giriş kapısını açan Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi için sıcak bir yuva olmuştu. Ankara Atatürk Lisesi'nden önce, Ankara'da bir Taş Mektep vardı. 3 Mart 1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra Ankara Erkek Lisesi olarak değiştirilmişt i. Ankara Erkek Lisesi'ne sonra da içinde bulunduğumuz yerleşkeye taşınan okul 1938'de, Atatürk'ün de onayı ile Ankara Atatürk Lisesi adını almıştı. 1886 yılında zamanın Ankara Valisi Sırrı Bey tarafından temeli atılan okul binası, bugünkü Yüksek ...

YERLEŞKEMİZ ANKARA ATATÜRK LİSESİ

Resim
  15 Eylül 1963 Pazar, Ankara... Dün, Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nu ''Konuk Okul'' olarak bağrına basan Ankara Atatürk Lisesi öğrenci işlerinde, Hazırlık Lisesi Fen B öğrencisi olarak kaydım yapılıp yatakhaneye yerleştikten sonra, sınıflarımızın bulunduğu B Bloktaki kantine giderek, hazırlık lisesine gelen arkadaşlarla tanışmak istedim. Lisenin B Bloktaki sınıflaara, kantine ve zemin kattaki yemekhaneye ana giriş holünden ulaşılabildiği gibi, tören alanından, sekizgen saçak ile vurgulanmış bağımsız bir girişten de ulaşılmaktaydı. Hazırlık Lisesi öğrencileri bu girişten girip, çıkacaklardı. Doğu-batı doğrultusunda uzanan B Blok koridorunun güneyinde, Tören Alanına bakan cephesinde, doğu uçtan başlayarak sırasıyla iki kollu merdiven, eş büyüklükte altı derslik, dersliklerden daha büyük olan bir büro ve kantin yer almaktaydı. Girişten hemen sonraki kantinde üçer beşer kişilik gruplar koyu bir sohbete dalmışlardı. Aralarında tanıdık birileri ver mı? Diye dolaş...

ANKARA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU DÖNEMİ

Resim
Yaşamımda ve sosyalleşmemde önemli bir yeri olan Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi ve sonrasında eğitimimi sürdürdüğüm Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nin büyük bir yeri vardır. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi'ne başladığımda okulumuzun kendine ait bir yerleşkesi yoktu.Ankara Atatürk Lisesi bünyesinde konuk okul olarak bulunuyorduk. Beşevler'deki yerleşkemiz kuruluncaya kadar, okulumuz ve öğrencilerini 2 yıl konuk eden Ankara Atatürk Lisesi yöneticilerine, vefa borcum gereği, teşekkürlerimle başlamak istedim. Ankara'daki bir Taş Mektep'ten, önce Ankara Erkek Lisesi'ne sonra da konuk olduğumuz yere taşınan Ankara Atatürk Lisesinin 77 yıllık bir geçmişi vardı. Ankara Atatürk Lisesi, Türkiye'nin seçkin okullarından biri olmasının yanı sıra, Türk Milli Eğitim çatısı altındaki liselere öğretmen, üniversitelere akademisyen yetiştiren Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'nun kuruluşunda önemli bir yer edinmişti. 1950’li yıllarda sa...

ELVEDA TARSUS VER ELİNİ ANKARA

Resim
  13 Eylül 1963 Cuma, Tarsus... 1963-64 Eğitim ve Öğretim yılının başlayacak olması nedeniyle, dün traktör şoför muavinliği görevimi sonlandırdım. Bugün öğleden önce, fidanlıktaki muhasebe şefi İsmet Ağabeye uğrayarak, hem vedalaştım hem de 12 günlük ücretimi aldım. Turan Emeksiz Ağaçlandırma Sahasında görevli Orman Mühendisleri Muzaffer Bey ile Yaşar Beye de uğrayarak, kardeşimle bana gösterdikleri anlayış ve yardımlarından ötürü teşekkür ettim. Öğleden sonra, halen sahada çalışmakta olan iş arkadaşlarımın yanı sıra Derviş Çavuş'a uğrayarak, hem teşekkür hem de veda ettim. Adem Usta ile Derviş Çavuş alnımdan öperek uğurladılar. Her ne kadar başkent Ankara'yı tarih kitaplarının yanı sıra dergi, gazete ve diğer yayınlardan tanıyorsam da, fiziki olarak görmüşlüğüm yoktu. Kayıtlardan bir iki gün önce gitsem iyi olacaktı. Babam dün Tarsus'a inerek Ankara otobüs biletimi almıştı. Bugün saat 21:00'de bineceğim otobüsle Cumartesi günü saat 07:00 saatlerinde Ankara...

TRAKTÖR ŞOFÖR MUAVİNLİĞİNİ SEVDİM

Resim
  1 Temmuz 1963 Pazartesi, Turan Emeksiz... İstanbul Çapa Öğretmen Okulu'na, fiziksel olarak, elveda diyeli bir ay oldu olmasına da, duygusal olarak elveda diyememiştim. İçimde bir yerlerde, hep istanbul'dayım. Sıkça zamanda geri giderek, iki yıl beni konuk eden sırça köşkümün, Çapa Öğretmen Okulu'nun koridorları, sınıflarında dolaşıyor ve sessizliğini dinlemek için kütüphanesine iniyorum. Diğer taraftan, zamanda günümüze dönerek, ağaçlama sahasındaki görevime dönüyor ve odaklanıyorum. Mesai bitiminde, traktör şoförü Adem Ustanın yardımcısı olarak, traktörün hareketli parçalarına gres yağı basarken aklıma ısı ve sıcaklık kavramları geliyor. Hareketli parçalara gres yağı basılmadığında, ortaya çıkan sürtünme, hareket enerjisinin ısıya dönüşmesine neden olacak ki verim düşecek. Haliyle bu durum Fizik Öğretmenim Meziyet Çağlayan'ı çağrıştırıyor. Meziyet Çağlayan ile birlikte özel öğrencim Ülkü ile annesi Naciye Teyzeyi anımsamama neden oluyor. Naciye Teyzenin, veda...

TRAKTÖR ŞOFÖR MUAVİNİ OLDUM

Resim
  7 Haziran 1963 Cuma, Turan Emeksiz... 2 Haziran Pazar günü İstanbul Haydarpaşa'dan Meram Ekspresi ile başlayan yolculuğum, aktarmalardaki gecikmeler nedeniyle, beklediğimden uzun sürdü. Salı günü akşamüzeri ailemin yanında olabildim. Çarşamba günü hem dinlendim hem de mevsimlik işçilerin amiri durumundaki Derviş Çavuşla görüştüm. Daha önceki paylaşımlarımda da anlattığım gibi, ilkokul mezunu Derviş çavuş filozof gibi bir kişi. Yıllardır Çavuş olarak yaptığı görevlerinde, ülkenin her yöresinden yüzlerce çalışanını ilgi ve sabırla dinlemiş, bilgi yönünden zenginleşmişti. Özellikle okumakta olan benim gibi öğrencilere, hayranlık derecesinde saygı duyan birisiydi Derviş Çavuş. Yanına vardığımda, okumuş bir dostla karşılaşmış gibi karşıladı beni. Hal hatır, okul, eğitim durumları ve Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na seçilmiş olmam çok sevindirdi Derviş Çavuşu. Uzun bir sobbetten sonra bana nasıl bir iş vereceği konusuna geldik. Ağaçlama sahasında görevlendirilmiş olan şoför...

ELVEDA İSTANBUL VER ELİNİ TARSUS

Resim
2 Haziran 1963 Pazar, Çapa İstanbul... İki gün öce, Haydarpaşa-Konya arasında çalışan Meram Ekspresi'nden bugün saat 19:40 için bilet almıştım. Sabah kahvaltısına bavulumla birlikte indim. Zeytinburnu Gecekondularında yaşamakta olan Mustafa dayımlara gideceğim. Dayım beni, küheylanım dediği motorsikletiyle Eminönü-Kadıköy Şehir hatlarına zamanında yetiştirir. Kahvaltı sonrasında, halen okuldan ayrılmamış olan arkadaşlarımla vedalaşarak Millet Caddesi'ne çıktım. Kısa bir süre sonra Zeytinburnu dolmuşlarından birne binerek, saat 10:30'da dayımların evine ulaştım. Kahvaltıdan yeni kalkmışlardı. Dayım ''kahvaltı etmiş miydin yeğenim'' dedi. Etmiştim. Bavulumu uygun bir yere koyduktan sonra, sunulan çayı içerken sohbeti koyulaştırdık. Saat 19:40'ta kalkacak olan Meram Ekspresi ile önce Konya'ya, aktarma yaparak Ulukışla üzerinden, Adana-Mersin arasındaki Yenice Garına ulaşacaktım. Adana-Mersin arasında çalışan banliyo trenlerinden biriyle de Tarsus...

NACİYE TEYZE VE ÜLKÜ'YE VEDA ZAMANI

Resim
  1 Haziran 1963 Cumartesi, Çapa İstanbul... Son kez indiğim çinili kütüphanemizin sessizliğini uzun süre dinledim. Özleyecektim bu sessizliği... Ankara Yüksek Öğretmen Okulu Hazırlık Lisesi'ne öğrenci olarak seçildiğimden, ''elveda İstanbul ver elini Ankara'' demem gerekiyor... Saatime bakıyorum 20:30... Bir süre düşündükten sonra anı defterimi açarak, günün özetini yazmaya başlıyorum. ***** Sabah kahvaltısına indiğimde, arkadaşlarımın bir bölümü yoktu. Ailelerinin yanlarına gitmişlerdi. Kalanlarla vedalaştım. Ne de olsa önümüzdeki yıl Çapa Öğretmen Okulu'nda olmayacaktım. Duygulananlar oldu. Yetiştirme yurdundan gelmiş olan İbrahim Kazan sarıldı bir süre. Ayrılmak zor oldu. Kahvaltıdan sonra yatakhaneye çıkarak yol hazırlıklarımı tamamladım. Ardından, söz verdiğim gibi, dert ortağım Gülay Medetgillerin evine gittim. Gülay'la birlikte annesi Mehtap Teyze coşku ile karşıladılar beni. Dün akşam Gülay annesine, benim ziyaretimden ve Ankara Yüksek Öğr...

ANKARA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU'NA SEÇİLDİM

Resim
31 Mayıs 1963 Cuma, Çapa İstanbul... Sevincimden yere göğe sığamıyorum. Sığamıyorum çünkü Ankara Yüksek Öğretmen Okulu vizesi onaylandı. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hayalimin gerçekleşmesi için, başlangıçta karşı çıkan Ekrem Zeki Ün, her dersinden önce konuyu açtığımdan ve sonraki yıl içinde de başının etini yiyeceğim anlaşıldığından vize vermek zorunda kaldı. Bugün saat 10:00'da Öğretmenler Kurulu Toplandı. Ben de heyecanla kuruldan çıkacak kararı bekliyorum kurul odasının önlerinde. Zaman bir türlü geçmek bilmiyor. ***** Nihayet saat 12:00'de Matematik Öğretmenim Tevfik Aras kapıda göründü. Adeta uçarak yanına ulaştım. -Kutlarım Akıncı. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na gönderilme kararın oybirliği ile gerçekleşti. -Teşekkür ederim öğretmenim. Sayenizde gerçekleşti. -Ekrem Zeki Üngör'ü nasıl razı ettin ki bugün gitmen konusunda olumlu oy kullandı. -Bıktı benim ısrarlarımdan. Önümüzdeki yıl başına bela olacağımın farkına vardığı için olumlu oy kullanmıştır. Ba...

AYÖO HAYALİM GERÇEKLEŞMEK ÜZERE

Resim
  31 Mart 1963 Pazar, Çapa İstanbul... Ülkü'ye verdiğim Özel dersten yeni geldim. Huzur bulduğum çinileriyle ünlü kütüphanemize iniyorum. Önce, beni hem rahatlatacak hem de bilgilendirecek bir kitap arıyorum. Amerikalı yazar  Herman Melville 'in dünyaca ünlü romanı Moby Dick   ( Beyaz Balina ) gözüme çarpıyor. Geçtiğimiz aylarda, Enver Naci Gökşen'in bu kitap hakkında konuştuğunu anımsıyorum. Moby Dick, hem edebiyat tarihi açısından, hem de verdiği okuma keyfiyle gözden kaçırılmaması gereken bir romandır. Demişti Enver Naci Gökşen... Kitabı okumayı sonraya bırakarak anı defterimi açıyor ve geçmiş günlerin özetini yapmaya başlıyorum. ***** Öncelikle vurgulamak istediğim olgu, ''Ankara Yüksek Öğretmen Okulu hayalim'' gerçekleşmek üzere. Piyano Öğretmenim Halil Bedii Yönetken ile Resim Öğretmenim Selahattin Taran'dan Ankara Yüksek Öğretmen Okulu vizesini aldım. Kolay olmadı... Her iki öğretmenimin derslerinden önce, bıkmadan usanmadan üç aydı...

EKREM ZEKİ ÜN AYÖO VİZESİ VERMİYOR

Resim
  7 Şubat 1963 Perşembe, Çapa İstanbul... Bugün ilk dersimiz Ekrem Zeki Ün'ün keman dersiydi. Ders bitiminde sınıftan ayrılmıştı ki arkasından yetişerek, -Ekrem Öğretmenim, birkaç dakikanızı bana ayırabilir misiniz? -Akıncı biliyorsun, çok meşgulüm. Çabuk söyle ne istediğini. -Öğretmenim, belki farkına varmadınız. Piyano öğretmenim Halil Bedii ben de müzik kulağı olmadığını söyledi. Mırıldandığı bir melodiyi piyanoda çalmamı istediğinde başarısız oldum. Ayrıca Matematik Öğretmenim Tevfik Aras, Öğretmenler Kurulu Kararı ile beni Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na göndermek istiyor. -Tevfik Bey yanlış yapıyor. Yüksek Öğretmen Okulu'na, buraya gelmeden önce bulunduğun öğretmen okulundan da gidebilirdin. Çapa'ya gelerek, senden daha yetenekli olabilecek birinin yerini aldın, önünü kestin. Benim onayım yoktur. Dedi ve gitti Ekrem Zeki Ün. Ardından bakakaldım. Bir an moralim bozulur gibi olduysa da kendimi çabuk toparladım. Vazgeçemezdim. Vazgeçerseniz kaybedersiniz. Özd...

ANKARA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU HAYALİ

Resim
  4 Şubat 1963 Pazartesi, Çapa İstanbul... Yarıyıl tatili bitti. Bayrak merasiminin sona ermesiyle birlikte ikinci yarıyıl dersleri başladı. Sevgilisine kavuşmuş gibi hissettim kendimi... İlk günün gevşekliği vardı hem öğrencilerde hem de öğretmenlerde. Fazla zorlanmadık uyum için. İkinci akşam etüdündeyiz... Sınıfta hafiften konuşmalar, tatil anıları ve aşıkların özlem gidermeleri var. Anı defterimi açarak ilk günün özetini yazacağım ama, mırıltılardan kafamı toparlayamıyorum. Nöbetçi öğretmen de sınıfları dolaşıp gittiğine göre, En iyisi kütüphaneye inmek. Kütüphanede benden başka kimse yok. Eğitim Enstitüsü ve Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri henüz tatilden dönmemişler. Anı defterimi açıyor ve yarıyıl tatilinin özetini yazmaya başlıyorum.                                                    ***** Okulun ikinci döneminin başladığı bu ilk günde, ...

TAKDİRNAME ALARAK TATİLE GİRMEK

Resim
  20 Ocak 1963 Pazar, Çapa, İstanbul... Akşam yemeğinden sonra, huzur bulduğum ve unutulmazlarım arasına giren çinili kütüphanemize inerek anı defterimi açıp, geçmiş günlerin özetini yazmaya başlıyorum. ***** Dün öğleden sonra birinci yarıyıl tatiline girdik. Yine takdirname aldım. Özel ders verdiğim Ülkü için hazırlanırken, bir ölçüde, okuldaki Fizik, Kimya ve Biyoloji derslerini de pekiştirmiş oldum. Demem o ki Ülkü'yü yetiştirirken kendimi de yetiştirmiş oldum. Meziyet Çağlayan özel derslerimi yakından takip ediyor ve beni teşvik etmenin yanı sıra diğer fen ve matematik öğretmenlerine de öğrenci öğretmenliğimi gururla anlatıyor. Daha önceki anılarımda da anlattığım gibi Ülkü harika bir öğrenci. Derslerimi dört gözle beklediğini hissettiriyor. Bu durumdan, Meziyet Çağlayan'ın yanı sıra Naciye Teyze de çok memnun. Naciye Teyze, nefeslenmek için ara verdiğimiz ders aralarında harika börek, çörek ve tatlılar sunuyor çaylarla beraber. Dersimiz bittikten sonra da tatlı ...