NATO ve Gladio

 

ABD'de 1950'li yıllarda MacCartyhism'in küresel emperyalizme karşı çıkanlara karşı başlattığı ''Cadı Avı'' NATO üyesi ülkelerde nasıl başlatılabilirdi.

Çözüm ''NATO gizli ordularını devreye sokarak, Stalin Gulag Ölüm Kamplarının yanı sıra, devletin her türlü mülkiyeti ortadan kaldıracağı, hiç kimsenin kendine ait bir malı ve mülkünün olamayacağı anlatılacaktı.

Halkı paniğe sokacak akıl almaz bir başka algı da, üretim araçlarının ortak mülkiyeti kavramı ''kadınların ortak mülkiyeti'' kavramına dönüştürülmüş, yüzde 90'ı Müslüman olan halkın sinir uçlarına dokunulmuştu.

''Komünistler Moskova'ya'' sloganı ustaca seçilerek ''Cadı Avı'' için ortam sağlanmıştı. NATO üyesi ülkelerde, özellikle Türkiye'de, sol eğilimli dernek, kişi, mezhep ve kuruluşların tasfiyesini sağlayacak muhteşem bir slogandı.

1950'den sonra ''Cadı Kazanı'' kaynamaya başladı. Türk Gladio’sunun başlangıç eylemi 1951 komünist tevkifatı oldu. Ardından, 6-7 Eylül olayları ve Kıbrıs Mukavemet Teşkilatı’nın harekete geçirilmesi gelecekti.

1970’li yıllarda, birçok aydın ve farklı siyasi görüşten üniversite öğrencisi işkence görecek, 12 Mart 1971 darbesiyle birlikte Devrimci ve Demokratik Hareketlerin tasfiyesi gerçekleşecekti.

Taksim ve Maraş Katliamları, Ecevit’e suikast girişimi başta olmak üzere devrimcilere, aydınlara ve halka yönelik tüm suikastlar, katliamlar NATO’nun Gladio ordusunun doktrin ve uygulamaları içindeydi.

27 Mayıs 1960 darbesi, daha sonraları yapılan bütün askeri darbeler ve iktidar düzenlemelerinin yanı sıra muhaliflerin etkisizleştirilip tasfiye edilmesi, Türk Gladio’sunun denetiminde gerçekleştirilecekti.

ABD emperyalizmine karşı çıkan muhaliflerin tasfiye edilmesiyle kurulan hükümetler, ABD'nin kullan at politikası uyarınca, Yeşil Kuşak Projesi dışına çıktığında ve halkın güvenini kaybettiğinde tasviye ediliyordu.

Kullandığı ekonomik politikası iflas eden Menderes, 1954 seçimlerini kazandıktan kısa bir süre sonra kalabalık bir heyetle ABD’ye giderek uzun vadeli 300 milyon dolarlık kredi talebinde bulundu.

ABD yönetimi hesapsız kitapsız harcamalar yapıp, önceki borçlarını ödemekte güçlük çeken Menderes iktidarının kredi talebini reddetmişti.

ABD’den istediği parayı alamayan Menderes yeni bir çıkış yolu olarak Sovyetler Birliği’nden kredi talebi için randevu istemişti.

Sovyetler Birliği 2 Temmuz 1960 gününe randevu vermişti. ABD buna izin veremezdi. Nitekim bu ziyaret gerçekleşemedi.

Ziyaretten 35 gün önce askeri darbe oldu ve darbeyi ilk tanıyan ülkelerden biri ABD oldu.

Geçmişte Özel Harp Dairesi Başkanlığı yapmış olan Sabri Yirmibeşoğlu 1955’de Menderes hükümeti sırasında yaşanan 6-7 Eylül olayları döneminde gündeme getirilen Atatürk’ün Selanik’teki evinin bombalanmasını “Özel Harp Dairesi’nin düzenlediği mükemmel bir operasyon” olarak nitelemişti.

Ülkemizin bütün kılcal damarlarına girmiş olan ABD, dünyadaki jandarması NATO ve gizli orduları Gladio, Marshall Yardım paketi adı altında devletin bütün kademelerine yerleşmiş olan CİA destekli binlerce uzmanla oluşturulan Kontrgerilla ve yerli işbirlikçileri nasıl oluşmuştu?

1950 başlarında NATO’ya girilmiş, Gladio’nun Türkiye kolu olarak Seferberlik Tetkik Kurulu oluşturulmuştu. 

Bu tarihten sonra ülkedeki tüm muhalif güçleri ve siyasi iktidarı kontrol edecek güç, Türk Gladio’su olacaktı.

1952 yılında kurulan Gladio'nun resmi adı Müttefik Koordinasyon Komitesi idi. 

Örgüt, Sovyet işgaline karşı, içeriden direnmek için kontrgerilla birimleri oluşturmayı amaçlıyordu. 

Ancak zamanla sol eğilimli gruplara karşı mücadeleye dönüşerek neo-faşist örgütlerle işbirliği yaptı.

Adı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, gizli ve yasa dışı ordular ile Milli ve Dini içerikli dernekleri içermeliydi. 

Halkın sempatisini kazanmak için, İslami özellikler kazandırılan Komünizmle Mücadele Dernekleri, İlim Yayma Cemiyetleri, Ülkü Ocakları ve benzeri onlarca kuruluşa yasal statü kazandırılarak NATO emrine verilmeliydi. Öyle de oldu.

Yasal statü kazandırılan Komünizmle Mücadele Dernekleri, İlim Yayma NATO ülkelerindeki Emniyet, istihbarat ve Genelkurmay, her ne kadar bağımsız güç gibi görünseler de esas güç kontrolü ve kullanımı, Gladio örgütlenmesiyle gerçekleşti.

1990'ların başında örgütün varlığı, Avrupa'da kamuoyuna sızdırıldı. İtalya'da yapılan soruşturmalar, özellikle 1969-1980 döneminde meydana gelen terör olaylarının önemli bir kısmının Gladio tarafından gerçekleştirildiğini ortaya çıkardı.

Demokratik kontrolden bağımsız olarak 40 yıldır faaliyet gösterdiği ortaya çıkan Gladyo konusunda Avrupa Parlamentosu bile bu konuda karar almak zorunda kaldı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

A.Ü. Fen Fakültesi Öğretim Kadrosu

ANKARA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU DÖNEMİ

A.Ü. Fen Fakültesi Öğrencisi Olmak